Kadınların diri diri toprağa gömüldüğü zamanlarda yaşıyoruz. Kimse cahiliye devri bitti bu olay eski devirlerin tozlu defterleri arasında kaldı demesin. Evet günümüzde kadınların yaşarken öldürüldüğü maddi bir meta haline getirildiği aşikardır. 

Moda ve güzellik kelepçeleri ile eli kolu bağlanan çoğu kadın bu görüntü ve imaj saltanatı karşısında aciz duruma düşmüştür. Çirkinlik ve modaya uygun olmayan giyim şekli sanki bir suçmuş gibi pazarlanmaktadır. Doğal ve fıtri olan yerini yapay olana bırakmıştır.

Kadın kapitalist kültürde bir cinsel obje haline getirilirken kadın bedeni üzerinden satış ve pazarlama stratejileri geliştirilmektedir. 


Kadının annelik vasfı kreşlerde kaybolmuş durumdadır ve çoğu çocuk doğru düzgün bir şekilde annelerini görmeden büyüyüp gitmektedir. Bu çocukların ilerde anne ve babalarını huzur evine göndermeleri için altyapı hazırdır. Bazı kadınlar ise iş yaşamında ayakta kalmak için mecburen erkeksi bir duruşa bürünmekte ve zamanla fıtri yapıları bozulmaktadır. Süreç içinde bir erkek gibi düşünüp bir erkek gibi davranmaya başlamaktadırlar. Bazı kadınlar


evlerinde göstermediği güler yüzü ve hizmeti sırf işinden dolayı çalıştığı işyerinde hesapsızca sarfetmekte eve gelince ise tükenmişlik duygusu ile surat asıp durmaktadırlar. Evler bir huzur yuvası olmaktan çıkıp bir kavga ve gürültü meydanına dönmektedir. Son yıllarda artan boşanmaların en önemli sebeblerinden birisi de budur.

Kadının iş yaşamında yer bulması üretim ve istihdam açısından önemlidir. Fakat aile mefhumunun korunması daha da önemlidir. Araba lastiği reklamından boya reklamına kadar kadın bedenini bir tüketim nesnesi haline getiren bir algı maalesef bütün dünyayı esir almış durumdadır.

Çok çabuk dağılan evlilikler ve sonu cinayetle biten öyküler arasında esas unutulan şey insan olma erdemi ve onurudur. Onuru ve şerefi olan insanlar bırak bir insanın canına kıymayı bir karıncayı bile incitemezler.

Son tahlilde kadın erkeğe erkekte kadına Yüce Allah'ın bir emanetidir kimsenin bu emanete ihanet etmeye hakkı yoktur.