Melendizliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Sebahattin Altundağ yazdı...




  “Demokrasinin beşiği” deyince , güya  “demokrasisi imrenilecek seviyede” diye baktığımız   Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD aklımıza yerleşmiş bir kanı. Körfez krizinden sonraki sınavlarına bakarak bu ülkelerin demokrasi anlayışını test edebiliriz. Bir tarafta vahşi küresel ekonomi , savaş ekonomisi, ve petrole ve enerjiye sahip olma hevesi karşısında ve  bir tarafta bu ülkelerde zirve yapan  İslamofobi'nin  karşısında, demokrasi sınavını veremediler. Ne yazık ki ekonomik ve sosyal gelişimi sağlamış, güya ileri demokrasi yaşayan ülkelerin gerçek yüzleri menfaatleri mevzubahis olunca ortaya çıkmıştır.

Dünya’da en liberal, en özgürlükçü olarak bildiğimiz bu ülkeler hem kendi ülkelerinde yaptıkları uygulamalarda hem de diğer ülkelerle olan ilişkilerinde” demokrasinin beşiği olmak” deyimini, Anadolu insanının anladığı demokrasiyi koruyan, gözeten, yaşatan ve büyüten anlayışından ziyade,  sarsan, sallayan, pışpışlayıp  susturan bir anlam yükleyerek uygulamaya koydular. Bununla kalmadılar demokrasinin beşiği ifadesine ,beşikteki bebekleri öldürerek, ölmelerine göz yumarak vahşi ve cani yüzlerini bir kez daha gösterdiler ve yeni bir mana kattılar.

                Mısırda halkın oyları ile seçilmiş Mursi ikdidarına karşı yapılan darbenin nedenlerine bir bakalım; Mursi hükümeti Mısırda İhvanı Müslimin'in (Müslüman Kardeşler)in iktidar olması anlamına geliyordu ve Arap baharından sonra kalan diğer Arap ülkeleri için örnek teşkil edecekti. Bu durum hem İsrail için, hem de krallıklarla yönetilen Arap ülkeleri için büyük tehdit oluşturmuştu. Bir önemli gerekçe de Mısır petrollerini içleyen yabancı şirketlerin eski diktatör ve ordu ile devam eden kıyak anlaşmaları vardı. Bu anlaşmaları bitirmek isteyen  ve petrol gelirlerini ülkesi için kullanmak isteyen Mursi hükümeti bu şirketlerin ve petrol lobisinin düşmanlığını kazanmıştı. Ayrıca Arap petrolünü taşıyan Süveyş Kanalının  kontrolünü elinde tutmaya çalışması da dünya petrol lobisinin düzenini kaçırmıştı. Bir başka önemli neden de Mursi’ nin seçimlerden  hemen sonra Refah sınır kapısını açarak İsrail zulmü ve ambargosu altındaki Gazze ‘ye gıda maddeleri ve ilaç ihtiyaçlarını karşılamasıydı.

                Tüm bunlardan sonra demokrasiye beşik olmak  ne AB nin ,ne de ABD nin haddine  değildir. Suriye de ve Mısır da  akan kana seyirci olan ve masum insanların, bebeklerin ölümüne taraf olan devlet terörünü  ve darbelerini  destekleyen AB ve ABD’yi nefretle  ve şiddetle kınıyorum.

Editör: TE Bilişim