Sosyal  Medya’da Borhaber.net sitemiz hakkında alçakça  kampanya başlattılar.
 
Bundan yaklaşık 3 ay kadar önce  farklı ideolojide yıllardır yazı yazan bir yazarımızı site yazarlığından atmamız için de kampanya başlatmışlardı.
 
Kimlerin bunu yaptığını yaptırdığını çok iyi biliyoruz. Bizi yandaşlıkla, satılmışlıkla suçladıkları yazılar haricinde bu facebook sayfasından  paylaştıkları üç şey var. MHP Niğde adayı Fikret Çıtırgı, MHP Bor adayı Fahrettin Özalp ve MHP’den Bor  il genel meclis adayı Mustafa Tecimer’in fotoğrafları ve faaliyetleri paylaşılıyor. 
 
Yapılanlar hiç önemli değil… Cevap dahi vermedim, verilmesini istemedim. Sadece her zaman olduğu gibi arşivledim.
 
Bir çok dostumuz, telefon, elektronik ileti ile ve şahsen Borhaber.net’in seçim sürecindeki tutumu konusunda açıklama istediler, bir çoğuna açıkça  anlattım.
 
Burada ancak bir kısım konulara değinmek istiyorum.  Bunu şahsım adına asla yapmıyorum. Borhaber.net sizin, sadece üzüldüğüm için yapıyorum. Değilse ne yaparla yapsınlar ben kafası!nın dikine giden biriyim.
 
Borhaber.net 6 yıldır kesintisiz ve karşılıksız  yayında. Bor ve Niğde için elimizi taşın altına koyup, bir şeyler üretme, üretilmesini teşvik etme peşinde olduk.  Agresif yayın yaptık, çözüm ürettik. Yaptığımız veya sebep olduğumuz konuları burada anlatmak istemiyorum. Ama yapılan bu saldırı Borhaber.net’in misyonunun ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
 
Bor diye çıktık,  ardından Niğde dedik… Teveccüh gördük, onlarca ulusal sitenin ulaşamayacağı tıklamaya ulaştık, bu gün itibari ile karalama kampanyalarının aksine  hala tırmanan bir siteyiz. Kaldı ki bir tek kişi bile tıklasa da yeter derim.
 
 
Bor ve Niğde için yaptıklarımızı geçtik.
 
Konumuz karalama yapan MHPli ve Ülkücü! arkadaşlar.
 
Bizim evin oturma odası, salon solamaç şeklindeydi, arada buzlu cam, vakit geç oldumu, bir tarafta rahmetli  babamlar, bir tarafta ben oturdum. Geceleri odamda kitap okurken mecburen ışık yakmam lazım. Babamlar da ışıktan uyuyamaz, “lan  gasteci mi  olacan ne kitap okuyup duruyon yat artık” derdi. Sokak lambası penceremin hemen üzerindeydi onun aydınlatması ile yazları pencere pervazında okumayı sürdürdüm. Kışında şimdiki kulaklıklar gibi bir düzenek ve üzerine pilli küçük el lambası monte edip öyle kitap okuyordum.  12 Eylül İhtilali öncesi ilk yürüyüşüme katıldım. MHP’li bakan Gün Sazak Bey’in katledilişi üzerine yürüyorduk. Orta 3. Sınıftayım fizyolojik olarak solağım ve refleksle, yanlışlıkla sol kolumu kaldırmamak için çaba sarf ediyorum. O zamanın Tercüman Gazetesinde köşe bucak MHP-bu haberi arıyordum.
 
İhtilal sonrası, 1985-86 yılları Askeri darbenin etkisi hale yoğun, bırakın parti rozetini, Bor’da yakasında Türk Bayrağı taşıyan yok. MHP’nin ulusal yayın organı  Yeni Düşünce Gazetesinin kendi talebimle Niğde ili ve Bor Temsilcisi oldum. Gerçek ismimle haber gönderiyor, mahlas isimle köşe yazısı yazıyordum. Bir tarafta Muhsin Yazıcıoğlu, Mustafa Mit  yazar, bir diğer tarafta daha 18 yaşında benim köşe yazım yayınlanıyordu. Başbuğ Türkeş hapisten çıktı. Türkiye’nin her tarafından  ve yurt dışı temsilcilikten aktif yaklaşık 25-30 kadar kişiyi çağırdı. Niğde'den ben çağrıldım. İstanbul Aydınlar Ocağı binasında  hapisten çıkıp ilk toplantısını bizimle yaptı. “MÇP’yi destekleyeceğiz” lafını da ilk orada söyledi. “Biz koca bir elma ağacıyız, ihtilal silkeledi çürük elmalar düştü. Sağlamlarla devam edeceğiz” sözü hala kulaklarımda.  Herkes kelli felli ben daha 18 yaşındaydım. Bir hafta İstanbul’da kaldık. Eminönü Belediye Başkanı Tahir Aktaş’ın tahsis ettiği bir büroda, bir hafta boyunca Başbuğ Türkeş, Prof.Dr. Necmettin Hacıeminoğlu (kim olduğunu bilen ülkücü! çoktur) Ord. Prof.Dr. Reha Oğuz Türkkan … gibi isimlerden, şuan ismini hatırlayamadığım ama o zamanın gazetecileriyle sürekli seminerler verildi.
 
Bana gazetecilik,  Yeni Düşünce gazetesiyle bulaştı. Bugün gazeteci diye hitap edenlere müdahale ederim. Ben gazeteci değilim,  istediğim gibi yapamadığımdan dolayı söylemem, diğer gazeteci arkadaşlara da haksızlık olur düşüncem vardır.
 
Ben Ülkücü de değilim. Bugüne kadar "ülkücüyüm" lafını özellikle etmedim.  Ülkücü olmak benim haddime değil. Kafamdaki ülkücülük çok farklıdır, belki bunu ilerde yazarım. Ama Türk Milliyetçisiyim derim. Bu satırları yazanın eşi MHP delegesi eğer hala silmedilerse…
 
2008'den beri bir çok seçim geçirdik. MHP’li dostlarımıza Borhaber.net’in köfteliğine öyle alıştırmışım ki bunun suçlusu BENİM!...  Şahsım için yazılan , yapılan, konuşulan yorumları hiç önemsemiyorum, ben kendimi bilirim.
 
Ama Borhaber.net, Bor için Niğde için önemli…
 
Diğer genel konuları boşverin… Bu güne kadar MHP ile ilintili  binlerce haber yayınladık. Bir çoğu da benim kalemimden çıktı. Binlerce AKP aleyine, hükümet aleyhine, belediye yönetimi aleyhine ama haklı olduğumu düşündüğüm konularda haberler,  köşe yazıları yazdım.
 
En son rahmetli MHP İl Başkanı Nuri Ertan’ın da basın danışmanlığını yaptım. Basın açıklamaları benim kalemimden çıktı. Ruhu şaad olsun.  
 
Aday adayları dahil onlarca kişinin reklamını sitemize koyduk. Ahmet Ermiş’ten  cüzi miktar hariç kimseden bir kuruş para almadım. “Beni bileceksin benden alacaksın” şeklindeki sözlere rağmen alamadım. Kendilerinin vermediği parayı bana ülkücü cezası olarak kestiler. Esnaf reklamlarını kaldırıp parti reklamı koydum, yayınlanmayan süre içindeki  esnafların reklamının parasının mahsubunu da yaptım. O zamanda bugün de zerre ısrar etmedim, yoksa yok dedim. Hakkım varsa da gönülden  helal olsun.
 
Geriye dönüp şahsen değil ama Borhaber.net’in bu davaya unutulan hizmetini  detaylı yazmak isterdim.
 
Hedef olduk, mahkemelik olduk, tehditler aldık…. Ama bildiğimden de taviz vermedim.
 
Bu güne kadar  eski - yeni MHP yöneticilerinden bir kuru “Teşekkür” işitmedim. Takdir edilmedim. Sen ne yapıyorsun? Derdin nedir. Güzel şeyler yapıyorsun,  böyle değil, şöyle yap… hiç bir şey  denilmedi.  (İsimlerini izinsiz yazıyorum özür dilerim) Bu davaya gönül veren, Turan Uçan, Mithat Ersöz ve Fevzi Güler ağabeyler hariç.
 
Bugün Borhaber.net için  aşağılayıcı yorum yazanlar dün olumlu yorum  yazmadı. Bugün Borhaber.net için eleştiri yapanlar dün övmedi. Bugün Borhaber.net’ için olumsuz paylaşım yapanlar dün bu sitenin bir haberini bile paylaşmadı. Bu site nasıl ayakta duruyor, bu nasıl bir fedakarlıktır, düşünen dahi olmadı.
 
Söylenecek çok şey var… Ama bazen yutkunmak lazım.
 
Niğde ve Bor’dan parti reklamı aldık. Adamların parasını alıp hakaret mi ettirelim? Reklam verenle vermeyen arasında fark olmasın mı?
 
İnternet reklamı düşünmüyoruz, gazetelere vereceğiz diyerek bizi hesaba almayanları biz mi dikkate alacağız.
 
 
HDP’li, İslamcı, Ülkücü, Akpli, Adnan Oktarcı köşe yazarımız var, site kurulduğundan beri her gün yazarlar. Fikirden neden korkulur. Sende iki kelam yazda yayınlayalım.
 
Sitenin logosunun üzerinde “Bağımsız Güncel Haber” yazar. Bu slogan ilk bir yıl “Bağlantısız Haber”  şeklindeydi. Bunu laf olsun diye mi yazdık zannediyorsunuz.
 
Seçimde böylesi bir yol izleyeceğimi etrafıma bir yıl öncesinden söylemiştim. Şunu da söyledim, yapabileceklerimin sadece bir kısmını yapacağım. 
 
Bir önceki köşe yazımda vatandaş  kaset maset işlerinden etkilenmiyor,  bu şekilde oy değişmez,  partinizi düzeltin demeye getirdim.  Niğde mitinginde haklı çıkmadım mı? Bunları yazmakta ne var? Kaldı ki benim fikrim bu size ne?
 
 
Bir başka önemli konu… Hiç derine girmeden söyleyeyim.  Bor’daki MHP’nin seçilse de  Bor’a, Borluya bir faydasının olmayacağına emin olduğumdan  vebale girmek istemiyorum, bu kadar açık.
 
Bu seçimde sadece  BOR İÇİN SÖYLÜYORUM,  AKP kazanırsa MHP KAZANACAK buna da eminim. Hiç bir hesabım da yok.
 
Bundan sonrası için,  çüşş dedikçe çalıya giden bir eşeğim ve heybemde sizin için nevale  dolu…
 
Buyrun sizde satın alın…
 
Bulaşmayın…