Ali AKBAŞ yazdı...


Bereketli Topraklar Üzerinde…


Politik söylemlerle geçiştirilen ve arada kaynayıp giden hayati bir sorunla karşı karşıya bulunuyor insanoğlu.


Geçtiğimiz gün Bor Belediye Başkanı Sayın Sıtkı Erat Bey, Bor Ziraat Odasında yapılan toplantı da Bor Hayvancılık Organize Sanayi kurulması için girişimlerin gerekliliği konuşmasında; Bor İlçesi’nin tarım alanlarının çok değerli olduğunu, ilerde daha da değerleneceğini belirtirken Bor İlçesi kasabası ve köylerindeki toprakların çok ucuza satıldığını söyledi. Kendisini bu konuda kutluyorum. Yapılması gereken iş konularında ise, toprak sahiplerinin sağlıklı bilinçlendirilmesi gerekliliğine inanıyor ve bu konuda geniş kapsamlı toplantıların birlik ve beraberlik içerisinde yapılmasını da arzuluyoruz.


Bor Kent Konseyi Kurulmalıdır!


Değişen ve gelişen Bor ve bölgesinin kalkınmasında önünün daha da açılması için siyasetçiler, kamu yöneticileri, sivil toplum örgütleri ve halkın birlik ve beraberlik içerisinde olacağı “Bor Kent Konseyi”  sağlıklı bilgi ve oluşacak faydalı amaca hizmette büyük katkılar sağlayacağı büyük önem taşımaktadır. Bor’lular ve bölge insanı bunu hak ediyor, sorunlara çözüm yolu arayışını kollektif çalışmalarla yerine getirmeyi arzuluyor. Herkesin taşın altına elini koyması gerekiyor.


Son yıllarda artan insan nüfusu iyice gıda üretimini de beraberinde daha da zorunlu kılıyor. Teknoloji ve sanayinin hüküm sürdüğü dünyada betonarmeye dönüşen toprak değerini her geçen gün kaybediyor. Bereketli topraklar üzerine yaşam bulan hayat alanı, gün geçtikçe modern gelişmelerin esiri oluyor. 74 milyon kişiye üzerinde barındıran bu topraklar 2050 Yılı itibariyle 90 milyon kişiye ulaşacak. Toprak olmadan yaşam olmaz. Yeri dolduramaz olan bu kaynağın bir sonu olduğunu ve bu kadar ağırlığın toprağın altında kalacağını biliyoruz ama hiçbir önlem almıyoruz.


Dünya ekonomisi çözüm olarak küresel çapta sürdürülebilir kalkınma politikalarıyla 2030 yılına kadar soruna çözüm arıyor. İnsan faaliyetlerinin iklim koşullarına yansımasıyla bitki örtüsü verimliliği azalıyor.Toprağın verim kalitesi bir anlamda da düşüyor.


Toprak politikalarının sağlıklı bir şekilde gündeme gelmesi ve nihai çözüm önerilerinin sunulması ilk etapta öncellik oluşturuyor. Bölgesel gıda üretim güvenliğini sağlayarak kırsal alandaki açlık ve yoksulluk ile mücadeleye hız verilmesi gerekiyor. Bu sorun tüm canlıları ilgilendirdiği için paradigma değişikliğini birlikte harekete geçirmeliyiz. Tarımsal restorasyon ile bulunduğumuz çevreye rehabilitasyon uygulamak yerel topluluklardan genele ulaştırılmalıdır.


Benim şahsi önerim, Bereketli topraklarımız var. Çalışkan insanlarımız var. tüm bu sorunların kaynağını oluşturan kapitalist düzenin toprak işgaline karşın ilk topluluklar da olduğu gibi topraksız halk ve halksız iktisatın olmayacağıdır.


Bölge insanının yakın bir zaman öncesinde Çukurova’ya amelelik ve leşkerlik için gittiği hatırlardan çıkarılmamalıdır. Günümüzde ise gelişen modern tarımsal gelişmelerle bölgemizde insanlarımız yeni kurulan dev tarımsal çiftliklerde ve tarlalar da çalışarak, geçimini sağlamakla kalmıyor,bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor.


Bereketli topraklarımız gelişmeye açık, insanlarımız bilgiye açık, Her nedense sebebini hala anlayamadığı halkımız birilerinin başarıyla yaptıklarını ise ulaşılamaz olarak hissetmeye devam ediyor. Bölgemizde tespit edilen en büyük noksanlığımız ise kollektif çalışma ruhunun daha da güçlendirilmesi gerektiğini algılamak ve sahip çıkmak gerekiyor.Bunun güzel yaşanan örnekleri mevcut.Üretimde kooperatifleşilemiyor,insanların birbirlerine güveni yasal zeminde sağlanması önem kazanıyor.


Bor’da Hayvancılığın daha da gelişmesi ve ekonomik değer kazanılması için önder insanların çevresinde birlik ve beraber olmak gerekiyor. Niçin birlikte bir hayvancılık kooperatifi kurulup,halkımız birikimlerini buraya aktarmasın.Birikimleri hem kazanacak,hem de kazandıracaktır.Bunu iyi anlatmak gerekiyor.       


Halkımız günümüzde ise geçimini sağlamak üzere 30-35 lira yövmiyelerle evini geçindirebilmek için araçlarla sabahın çok erken saatlerinde evlerinden ailece çiftliklere ve tarlalara çalışmaya gidiyor. Bölgemiz de sanayinin gelişememesi sürecinde, fakirliğe, yoksulluğa yenik düşmeden tarlalarda ekonomik kazanımlara ortak olmaktadırlar. Bağlarda Tarlalarda çalışmanın kolay işler olmadığı bir gerçektir. Yetkililerin üzerinde durması gereken önemli konulardan bazıları ise, tarlalarda çalışan yoğun kalabalık işçilerinin uzun süreli çalışma ücretlerinin zamanında almaları, bir öğünde olsa yemeklerinin karşılanması, işçi taşıma servis araçlarının yasalara uygun yolcu taşınması hususunda daha da kontrollü önlemlerin alınması sorunları giderilerek insan onuruna yakışır, sağlıklı çalışma ortamı verimi artıracağı muhakkaktır. Kendi toprağımıza, işimize ve işçilerimize de sahip çıkılmalıdır.


Birlik ve beraberlik içerisinde bölgesel tarımsal kalkınmayı önemseyip, değer katan tüm emeği geçenleri kutluyor, başarıların devamını diliyorum.    


Editör: TE Bilişim