Niğde tarzı; bireysel ilişkilerin yoğun, birçok kesimin tanışık ve iç içe geçmişliğin fazla olduğu orta büyüklükteki kentlerde hizmet vermek, diğer yerlerle kıyaslandığında daha zor ve meşakkatlidir.

Kanun ve nizamı uygulayacak, hukuki şartları yerine getirecek, kişisel istekleri göğüsleyecek ve genelin arzusunu yerine getirme noktasında çabalayacaksınız. Üreteceğiniz fikir ve projeleri dost, ahbap ve tanıdığın gönlünü hoş etme, bir o kadarda kırmama pahasına hayata geçirmeye çalışacak ve siyaset denen engebeli yolda, ayağınızı burkmadan yürümeye çalışacaksınız.

Sayın Akdoğanla daha önce programlar yapıp canlı yayınlarda bulunan biri olarak, her yayın öncesi konuşulacak, sorulacak ve tartışılacak konulara baktığımda, tüm bunları birkaç saate sığdırmanın zorluğunu yaşayan biriyim. Bu bağlamda gerek program öncesi  gerekse de program sonrası ne tür soru sorulacağı veya şunu şunu demeyin bunlardan söz etmeyelim gibi şimdiye kadar karşılaşmadığımı özellikle belirteyim. Bazen bu tarz programlarda soruların önceden hazırlandığı veya bilgi verilerek sorulduğu şeklindeki söylemlere ise sadece gülümseyerek karşılık verebilirim.

Geçtiğimiz Perşembe günü Niğde TV de Sema Tekeli’nin başarılı yönetiminde gazeteci arkadaşım sevgili Uğur Mart ile birlikte bizler ve halk soruyor Sayın Başkan da cevaplıyordu.

Yaklaşık yedi yıllık başkanlık sürecinde 2. Dönemini ifa eden Sayın Akdoğan’ın, geçmiş dönemdeki birikim ve tecrübelerinin farkındalığıyla Niğde ve Niğde’yle ilgili her konunun bilgisine haiz oluşu, Başkanın bu konularda kafa yorduğunun ve çözüm arayıp projelendirme çabası içinde olduğunun verileri olarak karşımıza çıkıyordu.

Nitekim bundan birkaç yıl önce kentsel dönüşümün hayata geçirileceğini, vatandaşın ikna edilip hakkının verileceğini, kamu yararı gözetilerek yasal çerçevede mutlaka mutabakata varılıp Niğde’ye nefes aldırılacağını, kentin gelişiminin belirli yerlere değil genele yayılacağını anlatmaya çalışan Sayın Başkana inananlardandım desem, şahsen yalan atmış olurdum.

Bence bu tarz bir tercih siyasetçi açısından seçim kaybedip, insanlarla karşı karşıya gelerek bürokrasinin labirentli yollarında kaybolma tehlikesi içeriyordu.

Lakin kentsel dönüşümde ısrarcı olması ve dönüşümün yavaş yavaş hayata geçecek seviyeye doğru geliyor olması, Başkanın günümüzdeki haklılığını gösteriyordu.

Göreve geldiklerinde maaş ödeyemeyen bir belediyeden şimdi 2015 yılının 11. ayı itibarıyla 16 milyon tl fazla veren ve hizmetten fedakarlık etmeden mali açıdan en iyi belediye haline geldiklerini belirtiyor, ekran başında yapılan ve yapılacakların projelerini de ekliyordu.

Evet Niğde de güzel şeyler oluyordu.

Eksikler var mıydı?  Elbette vardı…

Tüm bunlar eşliğinde Niğde’nin gelişimi ve kabuğuna sığmayan şimdiki durumu içinde çabalayan ve kafa yoran bir belediye vardı.

Tıp fakültesi hayaldi lakin hayal olmaktan çıkıyordu.

Havaalanı hayaldi lakin şimdi Bor’da eski yerinde yeniden vücut bulacaktı ve hayal olmaktan çıkıyordu.

Bence en az tıp fakültesi, en az havaalanı kadar hayal olan kentsel dönüşümde hayal değil bizzat gerçeğin kendisi oluyordu.

Tabii ki büyüyen ve ihtiyaçları artan, başta trafik olmak üzere çözüm bekleyen sorunlar göz ardı edilmiyordu.

Sayın Akdoğan ise çıraklık dönemini geride bırakıp ustalık döneminin birikimlerini Niğde’ye aktardıklarının somut örneklerini izleyicileri ve tüm Niğdelilerle paylaşıyordu.

Ne diyelim…

Darısı daha büyük hayallere ve onların gerçekleşmesine…