Seher vakti, güneş doğmadan yaklaşık 2 saat önceki zamana verilen isimdir. Yani gecenin en karanlık olduğu zamandan güneşin ilk ışıklarının belirmesine geçişin ilk adımıdır. Gecenin koyu ve zifiri karanlıklarında güneşin parlak ve dirahşan çehresinin lem’alarının gökyüzünde görülmeye başlanması ve karanlıkların kaybolarak yerini aydınlık ve güzelliklere bırakmasının vaktidir “Seher”.

Ülkemiz ve Dünya’mız şu anda “Seher Vakti” yaşamaktadır. Şu anda ülkemiz aydınlık gibi görünse de madde ötesi manada tam bir “Seher Vakti”ndeyiz. Ülkemiz neredeyse son 1 asırdır gece yaşıyor. Gecenin en koyu, en karanlık ve en tehlikeli zamanının yerini aydınlık ve güzelliklere bıraktığına şahit oluyoruz.

Devlet-i Aliye zamanında ülkemizde öyle bir ışık oluşmuş ki vatanımıza sığmamış, taşmış, taşmış. Dünyanın her yerini kaplayan bir ışık olmuş. Gerçi buna ışık demek çok yetersiz kalıyor. Bunu ifade edecek olan kelime “NUR”dur. Nur üstüne nur yaşamışız bir zamanlar,bir zamanlar…

Ülkemiz her ne kadar çok zor ve çetin günlerden geçse de, karanlıklarda yaşayarak kendini “AYDIN” diye nitelese de yine o Devlet-i Aliye’nin tohumları yeşermek üzere bir yerlerde bekledi. Aylarca, yıllarca şaha kalkmayı bekleyen bir “YİĞİT” vardı. Hatta bir değil yüzlerce,binlerce,milyonlarca yiğitler vardı. İki büklüm belleri doğrultacak hatta onları da şaha kaldıracak nice yiğitler vardı !

Haydi “YİĞİTLER” ! Şimdi uyanma zamanıdır ! Şimdi “SEHER VAKTİ”dir. Şimdi ufukta güneşin ışıklarını şualarını,lem’alarını,nurlarını görüyoruz. Bunlar halkımızı yani “OSMANLI” torunu olan halkımızı “öz”üne döndürecek ışıklar. Ve yine eski zamanlarda olduğu gibi ülkemize sığmayarak ülkemizde dolup taşacak,taşacak. Dünyanın her yerine taşacak. Deryaları aşacak, okyanusları aşacak, Dünya’nın her tarafına nur yağmurları damla damla bereket, huzur indirecek !

Ey yeni nesil ! Tüm bunları hayata geçirecek olan sizlersiniz ! Haydi iki büklüm beller sizleri bekliyor !