Bandırma'da yaşayan, ancak tatil için Ankara'da bulunan çocuklarını almaya geldikleri gün, FETÖ'nün darbe girişimine büyük kızı Rümeysa ve eşi Hacer ile el ele tutuşarak karşı duran Borlu hemşerimiz  veteriner hekim Ramazan Konuş, olay yerinde şehit oldu. Yaralanan anne ve kızı ise Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı.

Öğretmen Hacer Konuş, olay günü yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Çocuklarının tatil için Ankara'da olduğunu belirten Konuş, çocuklarını alarak tatile devam etmeyi planladıklarını söyledi. Darbe girişimini, tatil için geldikleri annesinin evinde otururken televizyondan duyduklarını anlatan Konuş, Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarını dinlediklerini ifade etti.

Çocuklarını Almaya Geldi, Darbe Girişiminde... paylaşan: haberler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine dışarı çıktıklarını aktaran Konuş, "Eşim, 'Bu, bir vatan mücadelesi. Bugün ölmeyeceksek ne zaman öleceğiz?' dedi. Atladık arabamıza, büyük kızımızı aldık, diğer çocuklarımızı evde bıraktık. Nereye gidilmesi gerektiğini bilmiyorduk. Yolda, arabalarında dörtlülerini yakan kişiler nereye gidiyorsa, onları takip ettik." diye konuştu.

Vatan için ölüme el ele koştular

Yenimahalle tarafında oturduklarını ve MİT'ten bomba sesleri duyduklarını belirten Konuş, olay gecesine ilişkin şunları anlattı: 

"Kızılay'a doğru gitmeyi tercih ettik. Arabamızı park ettik, Güvenpark'a doğru yürüdük. Orada halk toplandı ve Genelkurmay'ın önüne doğru gittik. Sonra, bu insanların sivil halka bir şey yapmayacağını düşündük. Çünkü, darbe böyle olmaz. Halk kapıda ve elinde sadece bayrak var. İşin dürüstçesi, 'Ya Allah Bismillah, Allahu Ekber' diye giden halkın üzerine bomba atılmayacağını düşündük. Korkutmak için yapıldığını, uçakların üzerimizden bu yüzden geçtiğini düşündük. O da kötüydü ama sonra helikopterlerin gelip de bombalamaya başlamasıyla, özellikle Meclis'in bombalanmasıyla anladık ki artık bu iş son noktada. İntihar noktasına gelmiş durumdalar. Bizi de götürecekler.

Eşim elimizi tuttu ve 'Korkmayın, öleceksek bugün öleceğiz' dedi. Üçümüz, el eleydik. İçişleri Bakanlığının önünde bir duvarın üzerinde oturuyorduk. Biz, bir sürü şeyin içerisinde kaldık. Bomba mıydı, helikopter parçası mıydı? Çok fazla şarapnel falan vardı. Etrafımız gerçekten kötü durumdaydı. Eşimi şehit verdim. Vatan sağ olsun."

Çocuklarının, bu olaylarda babalarının şehit olduğundan haberdar olduğunu aktaran Konuş, "Zaten, büyük kızım yanımızdaydı ve şehadet anına tanıklık etti. O an şoktan bilmiyordu ama şimdi biliyor. Bomba patladığı esnada, üçümüz el eleydik. Ben, 'Artık yaralandım, daha mı korkmayalım, gidelim' diyeceğim sırada baktım ki eşim sağ tarafımda yoktu. O, an ruhunu teslim etmişti." dedi.

Diğer çocuklarına da durumu anlattıklarını ifade eden Konuş, 7 yaşındaki kızı Fatma Zehra Konuş'un kendilerine sürekli "Babamı kim öldürdü? Siz savaşa mı gitmiştiniz?" diye sorduğunu ifade ederek, "Evet kızım. Vatanımızı sevmeyen ve vatanımıza kötülük eden birtakım insanlar vardı ve baban gibi bir sürü adam gidip orada karşı durdular' diyoruz. O daha 7 yaşında. Dilimizin döndüğünce izah ettik, o da babasının şehit olduğunu kabullendi. Hep, şehit cenazelerini seyrederdik. Kızım da oradaki çocuklara üzülürdü. Kader, şimdi bizim başımıza geldi." diye konuştu.

"Devletsiz kalmak çok zor. Herkes devletine sahip çıksın"

Eşinin cenazesini Niğde'nin Bor ilçesinde defnettiklerini ifade eden Konuş, ardından tekrar hastaneye gelerek, kızının tedavisiyle ilgilendiğini söyledi. Konuş, tüm vatandaşlara dik durmaları çağrısında bulunarak, "Vatanı teslim etmeyin, devletsiz kalmak en zor şey. Mesele, parti meselesi değil, mesele isim meselesi değil, mesele, devlet meselesi. Devletsiz kalmak çok zor. Herkes devletine sahip çıksın." dedi.

Üniversiteye girmeye hazırlanan yaralı kızı Rümeysa'nın hayati tehlikesinin bulunmadığını aktaran Konuş, kızının dalağından ameliyat olduğunu, çenesindeki kırığa bağlı operasyona gireceğini kaydetti.

Konuş, kendisine de şarapnel parçasının isabet ettiğini, ancak şu an sağlık durumunun iyi olduğunu belirterek, "Çok şükür ayaktayız. Hayatımıza, eşimin bıraktığı çizgiden devam edeceğiz. Benim eşim gibi kahraman kaç tane şehidimiz varsa, asker, polis, sivil, halk, öğrenci, genç, yaşlı her kimse, onların şehadeti bu milletin geleceğinin kefareti olsun. Bu topraklar, kanla kazanıldı. Memleket uğruna kan dökmezseniz, vatan olmaz." açıklamasında bulundu.

"Bu, övülmesi gereken bir durum değil, olağan bir durum"

Ailenin büyük kızı Rümeysa Konuş da "Her Türk vatandaşının yapması gereken ve herkesin de yaptığı gibi biz de arabamıza binerek dışarı çıktık." dedi.

Çok acı şeyler yaşamasına karşın asla pişmanlık duymadığını ifade eden Rümeysa, "Bunun, aynı zamanda bir halk kahramanlığı gibi övülmesi de beni rahatsız ediyor. Çünkü, bu övülmesi gereken bir durum değil, olağan bir durum. Bu, yapılması gereken bir durumdu. O gün orada ben olmasaydım, başka bir kardeşim olacaktı. Benim yerimde bir başkası olacaktı. Hediyelere, tebriklere hiç gerek yok. Hepimizin yapması gereken buydu." diye konuştu.
Editör: TE Bilişim