Fox TV’den İsmail Küçükkaya, Nihat Özdemir’e soruyor:
-100 milyon dolar verdiğiniz doğru mu?
Özdemir: Doğru.
Küçükkaya: Sabah-ATV’ye ortak mı oldunuz?
Özdemir: Hayır Sabah-ATV’ye ortak olmadım, borç para verdim.
Benzer havuz sorusu önceki akşam Zaman gazetesi muhabiri tarafından Başbakan’a sorulunca Tayyip Erdoğan para veren havalimanı müteahhitlerinin Sabah-ATV’ye ortak olduklarını, yani medyaya girdiklerini söyledi.
Bu durumda ya Nihat Özdemir ya da Tayyip Erdoğan doğru söylemiyor?
Nihat Özdemir’in 100 milyon dolar verip ortak olduğu bir şirketi saklaması eşyanın tabiatı gereği mümkün değil.
Peki, durum bu ise Tayyip Erdoğan neden Özdemir ve benzerleri için medyaya girdiler açıklamasını yaptı?
Bu tablonun adı kurulan ve salma salınan havuzda boğulmak değil midir?
ABD’de Clinton, Monika Levinski olayında halka yalan söylediği için hatırlayın savcılığa saatlerce ifade vermişti.
Türkiye’de bırakın ifade vermek yüzler bile kızarmıyor.
GÜL’E GÖRE KUTU KUTU DOLARLAR DEDİKODU!
Dün Ankara’da Sincan Metrosu’nun açılışı vardı.
Kurdeleyi kesen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ilginç bir söz etti.
Dedi ki, “Lüzumsuz dedikodulara girmezsek hizmetler sürer.”
Bulunduğumuz iklimde böyle bir ifade kullanırsanız bununla yolsuzlukları kastettiğiniz anlaşılır.
Öyle ise soralım; yargıda olan bir konuda Cumhurbaşkanı nasıl bu şekilde müdahil olur?
Ortada kutu kutu cinayetler, pardon dolarlar varken bunlara dedikodu demek, Tayyip Erdoğan’ın yürüttüğü yolsuzlukları örtmeyi amaçlayan algı operasyonuna omuz vermek değil midir?
Kayıp trilyon davasının sanığı olan cumhurbaşkanından tersi bir tavır görsem zaten şaşırırdım.
SEÇİMLERDEN SONRA ÖZERKLİK DEDİ!
Ve birkaç gündür yazdıklarımız birinci ağızdan teyit edildi.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın son mesajı net:
“Seçimlerden sonra özerklik olmazsa olmazımız.”
Bu ifade, Tayyip Erdoğan’ın Apo ile beraber MİT aracılığı ile ortaklaşa gizli olarak hazırladıkları yeni Anayayasa’yı da deşifre ediyor.
Evet; Tayyip Erdoğan 30 Mart’ı, Öcalan da karların erimesini bekliyor.
Sonrası ise tufan, yani başkaldırıdır; zira özerkliğe AKP’nin Meclis grubunun en az üçte ikisi evet demez.
Hep yazıyoruz, Öcalan ve PKK için Haziran ayı tahsilat dönemidir. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde istediklerini alamazlarsa hiçbir zaman alamayacaklarını biliyorlar.
Hülasa, felaket tellalı değilim ama kıyamet günü yaklaşıyor.
HABERAL’IN YERİNDE OLSAM ÖLÜM ORUCUNA YATARDIM
Türkiye Gençlik Birliği bugün TBMM’de Ergenekon kahramanlarının mağduriyetlerini haykırmak ve kurulan kumpası aşmak için kitlesel bir basın açıklaması yapacak.
Mazereti olmayan bütün yurtseverlerin katılması gereken bu açıklama seramonisinin en önünde Prof. Mehmet Haberal olmalıdır.
Öyle; çünkü Ergenekon tezgâhı alçaklığını en iyi bilenlerden biri de mağdur sıfatı ile kendisidir.
Tahliye edildikten sonra sır olan ve kayıplara karışan Mehmet Haberal mazallah bugün de saklanırsa işte o zaman yalancı tanıklar ve itirafçılar misali işbirlikçilik yaptığı iddia edilecektir.
Hocam, bugün gösterinin en önünde ol ve dahası TBMM kapısında çadır kurarak bu kumpası tersyüz etme adına ölüm orucuna yat!
Bunu yaparsan emin ol kahraman olursun!
GENELKURMAY’DAN ‘TSK, EL KAİDE’NİN ESKORTU MU?’ AÇIKLAMASI
“Türk Silahlı Kuvvetleri hiçbir zaman, El Kaide ve benzeri illegal örgütlere eskortluk yapmamış, aksine bu ve benzeri terör örgütleriyle mücadelede ön sırada yer almıştır. Son derece çirkin ve hiçbir mesnede dayanmayan bir iddiada bulunmuşsunuz. Böyle bir iddianın Türk Silahlı Kuvvetleri gibi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekası için gerekli ve elzem olan aynı zamanda yüce milletimizin göz bebeği olan Ordusuna karşı yapmış olmanız kabul edilemez.
El Kaide’nin Türkiye’de üssünün bulunmadığı Dışişleri Bakanlığı tarafından net olarak kamuoyuna açıklanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Suriye konusundaki resmi politikasının, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin muhafaza edilmesi olduğu gerçeğini unutmayınız. Türk Silahlı Kuvvetleri, ülke topraklarının savunulmasından sorumludur. Bu doğrultuda Türk Silahlı Kuvvetleri kimden gelirse gelsin ülkemiz topraklarına yönelecek her türlü tecavüze yetkisi dahilinde karşı koymaktadır ve koymaya devam edecektir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Silahlı Kuvvetleridir. Milli iradeye ve hukukun üstünlüğüne saygılı ve yüce Milletinin emrindedir. Anayasal ilkelere gönülden bağlılığı tamdır. Yasalarda ve direktiflerde belirtilen görevlerini yapmaktadır. Hesabını Yüce Türk Milletine vermeye daima hazırdır.”