Ama yine de fitne durmuyor. Doğu Anadolu’da özellikle de Diyarbakır’da Mezhep ve Kürt ayrımcılığı kışkırtması ile halkı sokağa dökme ve isyan girişimleri yapılmaktadır. Diyarbakır kalesinde dalgalanan Türk bayrağını indirmesi, “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE” tabelasının kaldırılma olayı “Bardağı taşıran son damla” çabası değil midir?
Ben bu güne kadar yazılarımda hep birlik, beraberlik ve kardeşlik adına çaba gösterdim. Tefrikanın, ayrımcılığın, kin ve düşmanlığın karşısında tavır aldım Ama görülüyor ki fitne durmuyor. Yapılan bu kusurları görmezlikten gelmek, suça iştirak anlamı taşımaz mı?
Bir yerde suç varsa, karşılığında ceza da olmalıdır. “Merhametten maraz doğar ” Kesinlikle dış güçlerin maşası olanların ihanetleri karşılıksız kalmamalıdır.
Üç kıtaya hükmeden Osmanlı İmparatorluğunu bu ayrımcı zihniyet yıkmıştır. Bu gün fitne Ortadoğu’da, Suriye, Irak, Mısır, Libya, Filistin, Afganistan, Pakistan gibi İslam ülkelerini kan gölüne çevirmiştir. Bu acı tablo karşısında AB ve ABD ülkelerinden en küçük bir tepki ve müdahaleye tanık oldunuz mu? Şimdi sıra Türkiye’de!
Ey Millet’i Merhume! “Düşmandan dost, domuzdan post olmaz.” Ebetteki dünya devletleriyle ekonomik ve siyasi ilişkilerimiz olacaktır, ama onların içimize fitne sokmalarına da asla fırsat vermemeliyiz.
Anadolu’nun etrafı adeta ateş çemberi halindedir. Gelin Çanakkale ruhunu yeniden yansıtalım. Bir metre kare alana altı bin merminin düştüğü, dünyanın en gelişmiş silah ve donanmasına karşı dolma tüfek, balta kürekle, göğüs göğse süngü savaşı veren, yedi düveli dize getiren Türk milleti yeniden şahlanmalı, hazırlanan tuzakların farkına varmalıdır.
Çanakkale’de Türk’ü, Kürdü, Laz’ı ve Çerkez’i bu vatan için can verdiler, kan döktüler. Sonuçta Allah’ı, peygamberi, bayrağı, vatanı bir olan aynı secdeye baş koyan bu milleti bölmeye çalışanlar geldikleri gibi gittiler.
Son günlerde sabrımızı test ederek kardeşi kardeşe düşürüp bölmeye çalışanlara karşı uyanık olalım ve çevremizde olup bitenlere de ibretle bakalım.
