Amerikan İslamcılarına göre Türkiye 1923’den itibaren Dar-ül Harp yani laik olduğu için İslami değil, küfür devleti! 

Mevcut rejime öyle bakıldığı için siyasal İslamcılar devletten çalmayı hala cihat gibi görüyor. 

Buradan hareketle o kesime göre Türkiye’nin Dar-ül İslam yani İslam devleti olmadığı ortada. 

Gelelim Suriye’nin durumuna. 

Suriye anayasasının üçüncü maddesinde ise Suriye bir İslam devletidir ibaresi var. 

Dahası Suriye’de, yapılan dezenformasyonun aksine Hanefi mezhebinin egemenliği var ve pek çok kuralın kaynağı İmam-Azam Ebu Hanife’dir. 

Suriye ordusunun büyük bölümü de Sünnilerden oluşuyor. 

Tabloyu genel olarak sunduktan sonra gelelim can alıcı soruya. 

Türkiye Allah korusun bir şekilde Suriye’ye müdahale ederse çıkacak savaşta ölenlerin durumu ne olacak yani kim şehitlik mertebesine erişecek? 

Öyle ya bir tarafta bizzat siyasal İslamcılar tarafından kafir devlet ilan edilen Türkiye’nin Müslüman askerleri, diğer tarafta anayasasının üçüncü maddesi Suriye bir İslam devletidir denilen ülkenin Müslüman askerleri? 

Evet, temel soru çıkacak bir savaşta kimin şehit olacağıdır? 

Bu soruya cevap aranırken savaşan iki ülkenin askeri de Müslüman olacağına göre herhalde kimin haklı olduğu olgusu önemli olacaktır. 

Peki, böyle bir soru gündeme gelir ve kim haklı denilirse insaf ile söyleyin Türkiye haklı diyebilecek miyiz? 

Öyle ya saldırıya ya da tecavüze uğrayan ve vatanını savunan Suriye askeri olacak, buna mukabil Türk askeri ise tıpkı Afganistan’da olduğu gibi Haçlı paryası ABD emrettiği için vuruşacak. 
Tek çıkar yol Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmamaktır ki böyle bir şeye maazallah vesile olacak olanlar hiç kuşkunuz olmasın yeni Yezidler olarak tarihe geçecektir. 

Nevruz isyanı!
 

Türkiye yanıyor! 

Güneydoğu’da açık bir isyan var. 

Dahası, Fatih Altaylı da yazdı, “Kahrolsun Türkiye” sloganları ile Kürt olmayan herkesin canına ve malına taarruz var. 

Hadise abartısız tam bir kalkışma halidir. 

Televizyonlarla gazeteler bu durumu milli güvenlik gereği yansıtmıyor ama emin olun yaşananlar dehşet verici boyutlarda. 

Korkulan olmaya başlıyor yani havaların ısınması ile Kürt (Baharı) isyanı tırmandırılacak ki ilk işaretleri Nevruz’la alındı. 

Yeni Anayasa süreci ile bu durum yani ayrışma derinleşecek. 

Öyle çünkü politize ya da bölücü Kürtlere artık bağımsızlığın dışında ne verseniz verin kesmez.

Yeni Anayasa’ya maazallah Türklerin yanına kurucu unsur olarak Kürtler ilave edilir ve Türkiye isminin üzerinde oynanırsa bu sefer etki-tepki gereği Türkler çıldıracak. 

AKP’nin Türkiye’yi 10 yılda getirdiği yere bakar mısınız… 

CHP’den AKP’ye ikinci kurtarma harekatı
 

Yıl: 2002’nin sonu. 

AKP tek başına iktidar ama Tayyip Erdoğan milletvekili olamadığı için TBMM’de değil. 

Bu durum çok değil iki ay içinde Başbakanlık koltuğunda oturan Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan’ın arasını açtı ve ikili arasında müthiş bir çekişme başladı. 

Öyle ki dönemin Başbakan’ı Gül, kendini ziyarete gelen herkese Erdoğan’ı şikâyet etmeye başladı. 

Evet, abartısız iki ay içinde AKP ikiye bölündü. 

Derken Deniz Baykal’dan tarihi bir gaflet… 

Bizzat CHP’nin önderliği ile Anayasa ve kanunlar ayaklar altına alınarak Tayyip Erdoğan usulsüz bir biçimde Meclis’e taşındı. 

Öyle olunca da AKP ikiye bölünmekten kurtuldu. 

Deniz Baykal bu durumu sözde demokrasi diye açıklarken asıl hesabı Erdoğan’ın yıpranması ve balonunun patlaması idi ama olmadı Erdoğan büyüdükçe büyüdü. 

Ve bugün… 

AKP yine bölünme virajına doğru ilerliyor zira Tayyip Erdoğan köşke çıkarsa bu parti ayrışır ve de ıskartaya çıkacak olan Abdullah Gül bile bunda rol oynar. Ama CHP tarihsel misyonunu yine icra ediyor ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığının ikinci kez önünü açmak için Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyi düşünüyor. 

Giderse ne mi olur? 

Abdullah Gül’ün atadığı üyeler yasayı iptal eder ve Gül yeniden aday olur. Tabii Tayyip Erdoğan’da AKP’nin başında kalmaya devam eder. 

Bu CHP’liler hala bilmiyor Erdoğan AKP’nin başında bin yıl kalsa iktidardan indirilemez.

Genelkurmay’ın işi AKP’yi aklamak mı?
 

Bu Genelkurmay tezgâh kurulduğu aşikâr olan kendi komutanları ile personelini sahiplenmiyor ama konu AKP’nin toplumdan dayak yemesi olunca pek bir titizleniyor. 

Neymiş efendim Türk askeri Afganistan’da barışı tesis için bulunuyormuş. 

Hayır, doğru değil söyledikleriniz, Türk askeri ABD istedi diye orada yalan mı? 

Hem sana mı kaldı siyasi mesaj vermek? 

Sana mı kaldı CHP’den MHP’ye bütün muhalefete cevap yetiştirmek? 

Verilen mesaj siyasi, oysa senin böyle bir hakkın ve yetkin yok, bırak onu siyasi irade yani AKP hükümeti yapsın. 

Amacın ne söyle, AKP’ye mi yoksa Pentagon’a mı şirin görünmek? 

Bu şekilde başka tutuklamalar olmasın garantisini mi almak istiyorsun? 

TSK’ya yapılan zulümlere isyan eden ve bunun için kendini paralayan biri olarak Genelkurmay’ın bu işgüzarlığı kahretmiştir bizi. 

Hatırlayın aynı şeyi Yaşar Büyükanıt, Bush’un tehdidi ile Irak operasyonunun sonlandırılması sonrasında yapmış ve yine AKP’yi kurtarmıştı. 

Yeni Mesaj