Haksızlık kime yapılırsa yapılsın karşı çıkmak her insanın görevi olmalıdır!
 
16.05.2011 tarihinde Deniz Baykal’a gönderdiğim bir mesaj :
Çok Değerli Deniz Bey,
Ben burada yani Paris Bölgesi’nde yaklaşık 21 senedir Yetişkinleri Eğitim Merkezi’nde çalışıyorum.
Burada bir çok Fransız arkadaşım, «Fransız Sosyalist Partisi’nden Straus Kahn’a, geleceğini karartmak ve Cumhurbaşkanlığını önlemek için Amerikalılar tarafından bel altı vuruşu yapıldığını, tuzakla bunun gerçekleştirildiğini söylüyorlar.»  Yaklaşık 100 kişiyle konuştum. Hemen hemen hepsi yapılanların tuzak olduğunu, o yaşa ve seviyeye gelmiş bir kişinin temizlikçi bir kadına sarkıntılık yapması mümkün değil, bu kişi iradesiz de, şuursuz da değil diyorlar. Bir başka husus «neden yakalama işi aynı anda,  otelde gerçekleşmedi, temizlikçi kadın neden böyle bir taciz altında kalırken feryat edip otelin altını üstüne getirmedi?» gibi yüzlerce soru var.
Ben tabandaki bu tepkileri 16.05.2011 tarihinde, yani bugün saat 16.00’da «10, rue de Solférino, 75333 PARIS CEDEX»  adresinde bulunan Fransız Sosyalist Partisi genel merkezine telefon açarak bildirdim.
Ve  :   «Fransız arkadaşlarım bu olayın bir tertip, bir senaryo, bir tuzak olduğunu ve ABD yöneticileri tarafından yapıldığına inandıklarını
söylüyorlar. Bu olayın benzerleri Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz BAYKAL’a ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) mensuplarından dört kişiye yapıldı. Deniz Baykal genel başkanlıktan istifa etti, CHP ise Amerika’ya taviz verecek biçimde,  ya da Amerika’nın istediği bir konuma getirilmeye çalışılıyor.  MHP’den de 4 kişi çekildiler.» dedim. Bu açıklamalarımı aynı anda Kemal Kılıçdaroğlu dahil CHP milletvekillerinin hepsine de bir mesajla gönderdim.
 
Yani «artık ABD yetkilileri hedef aldıkları kişilere ve kurumlara (yıpratmak ve etkisizleştirmek için) aynı yöntemleri uyguladıklarını, dünya kamuoyuna göstermekten ve bunun reklâmının yapılmasından da rahatsızlık duymuyorlar. Bu bir meydan okuma değil mi?  Türkiye’deki olanlardan haberiniz oldu mu, olduysa neden sesinizi çıkarmadınınız?» sorularını sordum.
 
 Aynı gün yani 16.05.2011 tarihinde bu konuyu MHP genel Merkezine de telefonla arayarak ve Devlet Bahçeli dahil MHP milletvekillerine de mesajlarla bildirdim.
 
Mesajlarımdan 47 gün sonra gerçekler açığa çıktı
 
Dün sabah Straus Kahn’a yüklenilen suçların, tertiplerin ve iftiraların yalan olduğu, tertiplere dayandığı Fransa’da yankılandı. Oynanan oyunlar birer birer açığa çıkmaya başladı. Temizlikçi kadının üç önemli konuda yalan söylediği belirlendi.
Straus Kahn’a reva görülenlere bakarak Deniz Baykal’a ve MHP milletvekillerine yapılanları gözlerinizin önüne getiriniz!
Deniz Baykal’a  ve MHP millletvekilleri için oynanan oyunlara bakarak, AKP yöneticilerinin iç ve dışta izledikleri politikaları izleyiniz.
Amerikan siyasetinde merhamet yoktur, çıkar vardır. AKP’yi desteklemelerinin temelinde de bugün için Amerikan çıkarlarına hizmet ettirdikleri irdelemeleri vardır. Saddam Hüseyin’e Kuveyt’i işgal ettiren de Saddam Hüseyin’i ortadan kaldırtan da emperyalistlerdir. Sonuçta ne oldu? Irak’ın hazinesi de, zenginlikleri de işgali yapan ülkeye aktarıldı! Tarihlerinden, hatıralarından koparıldılar! Çocuklar ve bayanlar dahil 2 milyon Müslüman Irak’lı katledildi, binlerce Irak’lı bayana tecavüz edildi. Irak halkı gafil avlandılar, vatanlarını, namuslarını koruyamadılar.
 
MHP ve CHP yöneticileri senaryocuların üzerlerine gidemediler!
 
Straus Kahn’a yapılan yalana dayanan oyunlar bir bilgi ağı kurularak, hukukî kurallar uygulanarak ve direnerek açığa çıkarıldı.
Deniz Baykal’a ve MHP milletvekillerine reva görülenler ise ne yazık ki boşlukta bırakıldı.
CHP ve MHP bu konuda tertipleri açığa çıkaracak «teşkilatçılık ruhu ile» birer masa oluşturma yoluna girmediler. Dolayısıyla oynanan oyunlara, kurgulanan senaryolara uygun bir yol izleyerek mensuplarının istifalarıyla konuyu geçiştirmek istediler. Bu konunun araştırılmasını ve açığa çıkarılmasını, bundan medet  umanlardan beklemek yollarına girdiler!
Bu duruşlar bahsedilen partileri sürekli muhalefette kalmaya ya da silinip süpürülmeye götürmektedir!
Dışarıdan,  Fransa’da politik hayata şekil vermek isteyenler hedeflerine ulaşamadılar. Ama Türkiye’de oynanan oyunlar Deniz Baykal’la, 4 MHP milletvekili ile sınırlı değildir. Çok sistemli ve sinsi emperyalist politikalar karşısında taviz vererek ayakta kalmaya çalışan Türk siyasetçilerini de, İktidar mensuplarını da, Türk Milletinin tümünü de, Türk Devletinin Millî Bütünlüğünü de etkileyecek nice nice senaryolarla karşıya karşıya olduğumuzu bilmek zorundayız!
 
«Deliğe süpürülme korkusu ile» bir ülke yönetilemez!
 
BOP istikametinde Suriye ve Libya gibi Müslüman ülkelerle ilgili emperyalist dayatmalara cevap veren AKP ile bölgede baş ağrıtıcı gelişmelerle karşı karşıya gelmemiz an meselesi... AKP yöneticilerinin yaptığı siyasi ve stratejik hataların yüklerini kimlerin taşıyacaklarını ve içinden çıkılamaz nelere mal olacağını yakında üzülerek göreceğiz! 31 yıldır Avrupa’da yaşayan bir kişi olarak içimde düğümlenenleri size yazacak gücü kendimde bulamıyorum.
 
Gelişmelere bakarak bilinçlenmeyi biçimlendirmek zorundayız
 
Türk Milleti AKP’yi mi iktidara getirdi yoksa problemleri mi iktidar yaptı? Bir başka soru AKP’yi tekrar iktidar yapmakla onlara ya da Türk Milletine iyilik mi yaptınız, yoksa kötülük mü yaptınız? Bunları düşünmek zorundasınız!
Ben ne demek istiyorum?  Bunun cevabını yaşayacaklarınızla yine siz vereceksiniz!
Yani AKP yöneticileri emperyalist örgülemelerle dolu dönülemeyecek sorunlu, engebeli  bir yola girmişlerdir. Ne yazık ki AKP yöneticilerine yapılan uyarılar da etkili olamamaktadır. Türkiye’nin sorunu sadece Anayasa değişikliği değil, özden kopma, inançlardan uzaklaşma, millî birlik ve beraberliği sağlayacak asil duygulardan ya da adaletten uzaklaşmadır.
 
Türk Silahlı Kuvvetlerine reva görülenlere, uygulanan tasfiye planlarına bakarak geleceğinizi tahayyül ediniz! Gelecekte sizin güvenliğinizi kim sağlayacak, bunları mutlaka göz önünde bulundurunuz...
 «Batılıların bitmeyen bir hesabı vardı. Bu hesap geleneksel Batı politikasının temeli olan “Şark Meselesi’ne” vücut verir.  Bu meselenin özü Haç’ın Hilal’e galebe çalması fikrine dayanır. Üç önemli safhadan oluşur. İlkiMüslüman Türk’ün Avrupa’ya akışının durdurulması. İkincisiAvrupa’dan sökülüp atılması, üçüncüsü de bu ezeli rakibin, Avrupa’ya toslayıp onu yok olma raddesine kadar getirilmiş olan bu milletin Anadolu’dan tardı veya tamamen imhasıdır. İşte bugün yaşadığımız adı konmamış savaşın esası budur.» (1)
 
Konu particiliğin çok üzerinde! Çok ciddi olaylar ve üzücü haberlerle karşı karşıya kalacağız.
Bizi yüceltecek yapılanmayı Amerikan siyasetiyle değil, kendi varlığımıza, inancımıza, tarihimize, millî hassasiyetlerimize göre düzenlemek ve etkili kılmak zorundayız!
 Paris, 02.07.2011
 ¤  Türklerin Manevi Gücü, Claude Farrére, Tercüman 1001 Temel Eser. Bu konu «Fransız yazar Claude Farrére, bir Türk dostudur. Gerek Balkan Savaşları’nda gerekse 1. Dünya Savaşı’nda yazdığı yazılarıyla Türk’lere destek vermiş ve Türk davasını cesaretle savunmuştur» şeklinde açıklama yapılarak 27.05.1994 tarihli Zaman Gazetesi’nde de  yer almasına rağmen bugün bu gazete yöneticilerinin bu yazıya ters düşen tamamen farklı bir yola girdikleri ibretle izleniyor! (1)
 
 
 
Selam ve sevgilerimle.
 
Üzeyir Lokman ÇAYCI

İç Mimar – Endüstri Tasarımcısı

55, rue Louise Michel

78711 Mantes la Ville

FRANCE
 
 
------------------------------------------------------------
 
------------------------------------------------------------
 
 
Resim :  Üzeyir Lokman ÇAYCI
 












- - - - -