II. Abdulhamid Han 1842’de doğdu.BabasıAbdülmecit, annesi Tirimüjgan Sultandır. O büyük hakan, nazik ve gönül sevdalısı biriydi. Müthiş bir hafızası vardı. Alman bilgini  Prens Bismark onun için;
"Dünyada yüz gram akıl varsa, bunun doksan gramı Abdülhamit Han'da, beş gramı bende, kalan beş gramı da diğer dünya siyasilerindedir" demiştir.
II. Abdulhamid Han’ın en büyük talihsizliği, devlete “hasta adam” gözüyle bakıldığı bir dönemde göreve gelmesidir. Buna rağmen devleti yılmadan, sabırla ve maharetle, otuz üç sene idare etmiştir.
Abdülhamit Han, ülkenin bu karışık döneminde halkın huzurunu sağlamak için güçlü bir istihbarat teşkilatı kurmuştur.
Onun esas sorunu, Yahudi meselesidir. Yahudilerin Filistin’e sahip olmaları karşılığı, Osmanlı Devleti'nin dış borçlarını ödeme teklifine “ret” cevabı vermiştir.
Abdülhamit Han, otuz üç senelik saltanatı boyunca hiç kimsenin burnunu kanatmamıştır. Ancak ana ve babasını öldürmüş olan bir cani dışında normal mahkemelerce verilen idam cezalarını bile onaylamamıştır. Kendisine suikast yapan Ermeni Jorris'i dahi affetmiştir. Ona haksız ve mesnetsiz bir surette “kızıl sultan” denilmiştir.
Talat Paşa’nın, ulemadan Elmalı Hamdi Efendi'ye baskıyla yazdırılan Sultan Abdülhamit Han’a  “hal” fetvasını  tebliğ için dört kişilik heyette  Yahudi Emanuel Karassou Efendi de vardı. Sultan, bu heyette bu Yahudi’yi görünce, diğerlerine dönüp:
Sizler Müslümansınız! Beni halife olarak görüp görmemeyi arzu etmek hakkınızdır. Lâkin bu Yahudi’nin aranızda işi ne? - diye sitem etmiştir.
Abdülhamit Han 33 yıl padişahlık yaptıktan sonra 27 Nisan 1909'da tahttan indirildi. 3 yıl Selanik'teki Alâeddin Köşkü'nde ev hapsinde tutuldu, 1912'de İstanbul'daki Beylerbeyi Sarayı'na getirildi. 10 Şubat 1918'de İstanbul'da vefat etti. Mezarı Divan yolunda, Sultan II. Mahmut Türbesi'nde bulunmaktadır.  Onun insanlığa ve bugünkü anayasaya temel teşkil edebilecek uyarı ve öğütleri şunlardır:
·      Adalet liderlere değil, liderler adalete tabi olmalı.
·      Anne ve baba çocuklarını zararlı yayınlardan koruduğu gibi, devlette milletini zararlı cereyanlardan korumalı.
·      Ben diplomatım demekle diplomat olunmaz.
·      Ben edebin değil, edepsizin düşmanıyım.
·      Biriyle dost olurken diğerinin düşmanlığını kazanmayın.
·      Birlik ve beraberlikte kuvvet, ayrılıkta felaket vardır.
·      Bu gün insanı alkışlayanlar, yarın onu paralamasını da bilir.
·      Dış politika çıkar üzerine kurulur.
·      Düşman tarafından tavsiye edilen reçete, öldürücüdür.
·      Düşünüp danışmadan sorulara cevap vermeyin.
·      Emniyetsiz insanın sonu ölümdür.
·      Güler yüzlü, tatlı dilli, sır saklayanlar başarılı olurlar.
·      İktisatsız cömertlik, ihtiyatsız cesaret felaket getirir.
·      İşi ehline vermeyen, bedelini ağır öder.
·      İyi bir lider, halkına babalık şefkatiyle hizmet edendir.
·      Korkaklar hizmet edemezler.
·      Orduyu siyasetin dışında tutmalı.
·      Politika, teraziyle tartılarak yapılmaz.
·      Savaşı kazananlar da kaybederler. 
·      Ülkeleri felakete sürükleyen, israftır.
·      Yabancılar, rekabet ve çıkar uğruna ilgi gösterirler.
·      Yarı aydınların bulunduğu cemiyetler iflah olmaz.
·      Zaman en büyük sermayedir.