İnancı uğruna ölmezse insan,
Cesedi toprakta yok olur gider.
Vatanı uğruna ölürse insan,
Cennet-i Alaya uçarak gider
Haramı helâlı bilmeyen insan
Gerçekleri görmez, kör olur gider
Hakkı, adaleti savunan insan
İlahi huzura gülerek gider
Hayatın sırrını bilmeyen insan
Hüsrana uğrayıp yok olur gider
Hırs ile dünyaya bağlanan insan
Ölürken pişmanlık duyarak gider
Gönlünde iyilik olmayan insan
Kurumuş ot gibi savrulur gider
Sonuçta çareyi arayan insan
Şefaat rehberi, Muhammed yeter
Hatayı tamirde, pişmanlık yeter
Öğüt dileyene, ölüler yeter
Mal isteyen varsa, kanaat yeter
Yaren arayana, Mevla’mız yeter
Düşünebilene, musibet yeter
Bu da yetmez ise, Cehennem yeter

ASLINA DÖN KENDİNE BAK
İdris Yavuz
Yaratılan her şey güzel
Hasım olan nefsimizdir
Bize ağır gelen budur
Kalbi pır, pır edene bak
Aslına dön kendine bak
…………….....
Her çiçek bir bakım ister
Bakılmazsa çiçek solar
Güzellik bir görecelik
Güzel aşklar kalpte başlar
Esas olan kalbine bak
…………………..
Hak yoluna boyun eğmek
Haksızlığa göğüs germek
Bir kez hele düşünsene
Özü sözü doğru olmak
Aslına dön kendine bak.
 
SİDRE-İ MÜNTEHÂ
İdris Yavuz
Aşıklar yurduna bülbüller kondu.
Muhabbet orada, dostluk orada.
Bülbül yuva yapmış gönül bağına.
Gül bülbüle, bülbül güle âşıktır.
Kimi şarkı söyler, kimi de name.
Bülbül gülsüz, gül dikensiz olur mu?
Ne yapsam, ne etsem bilmem ki dostlar.
Vakti gelmeyince, yel bile esmez.
Aşkın ateşiyle Suzan olanlar.
Dertli ise, işte derman burada.
Gelen gider, giden gelmez nedendir?
Orası neresi, bilen var mıdır?
Azim ve sabırla sorunlar biter.
Sadece ölüme çare bulunmaz.
İmkânsızdır diye bedbin olunmaz.
Ümitsizlik yoktur, benim dinimde.
Yaşamın tadını çıkarmak gerek.
Sevgiliye varmak en güzel dilek.
Var olmak, yok olmak, kendini bilmek.
Sidre-i müntehâ, işte son durak.
SEVGİLİ ÖĞRETMENİM!
İdris Yavuz
Senin güzel yüzüne,
Şirin tatlı sözüne,
Öğrenimin özüne,
İndiğini görünce,
Nasıl sevmem seni ben.
………………….
Medeniyet yolunda,
Teknik ve uygarlıkta,
Benim cennet yurdumda,
Her atılan adımda,
Senin imzanı buldum.
…………………..
Rütbede mevkide sen,
İlimde, irfanda sen,
Fatih’e ilim veren,
Atatürk’ü eğiten,
Bilgi veren hep sensin.
………………….
Sözde büyüksün amma,
Bu tatlı söze kanma,
Kendini âlim sanma,
Unutulan da sensin.
Valiyim, paşayım neden
Bana bu ruhu veren
Öpülecek eli ben
Öperim derim hemen…
 
           KALBİM SENİN
İdris Yavuz
Hayatıma tesadüfen girdin ya
Alın yazısıyla kaderim oldun
Leb-i derya Suzan oldun gönlümde
İlk gördüğüm anda sevdalım oldun.
Duygularım ters yüz oldu bir anda
Emin ol gönlümün esiri oldun
……………………………..
Hayatımda ilk kez sevgiyi tattım
Aklımdan geçeni anlatamadım.
Lale misin, sümbül müsün, gül müsün?
İçimdeki sesi gizledim durdum
Devamlı, sabırlı, kararlı oldum.
Ebediyen kalbim senindir canım
 
O, TOMURCUK GÜL AÇAR İKEN SOLDU AH!
İdris Yavuz
Kaderimdir, kederime yanamam
Çok dalgınım, sağı solu göremem
Feryat etsen, inan seni duyamam
O, tomurcuk gül açarken soldu ah
…………………………………………..
Boz bulanık akar çaylar, dereler
Bana zehir oldu bunca seneler
Nerde kaldı o sevdiğim töreler
O, tomurcuk gül açarken soldu ah!
…………………………………………..
Ela gözlü, sarı saçlı gül peri
Tatlı dilli, güzel yüzlü mah peri
Konuştukça ballanıyor sözleri
O, tomurcuk gül açarken soldu ah!
……………………………….
Ceylan gibi bakışları var idi.
Keklik gibi sekişleri var idi
Bu dünyada ona yaşam zor idi
O, tomurcuk gül açarken soldu ah!
…………………………………………
Hatır nazdı, gönül alır dururdu
Kah yürürdü, kah oturur dururdu
Yüce Mevlam o ne biçim solurdu?
O, tomurcuk gül açarken soldu ah!
………………………………………….
Son zamanlar inan öyle yoruldu
Bir anneye, bir babaya sarıldı
Melek geldi, melek yüzlüm ayrıldı
O, tomurcuk gül açarken soldu ah!

ÖĞRETMENİM
Öğretmenim seni ben
Damarımda, kanımda
Vücudumda canımda
İnan her an yanımda
Hissederim seni ben
Senin güzel yüzüne
Şirin tatlı sözüne
Öğrenimin özüne
İndiğini görünce
Nasıl sevmem seni ben?
İşçiden mareşale
Devlete danışmana
Uzmana uzlaşmaya
Barışa devamına
Önder olan hep sensin.
Medeniyet yolunda
Teknik ve uygarlıkta
Benim cennet yurdumda
Her atılan adımda
Senin imzanı buldum.
Rütbede mevkide sen
İlimde, irfanda sen
Fatih’e ilim veren
Atatürk’ü eğiten
Bilgi veren hep sensin.
Sözde büyüksün amma
Bu tatlı söze kanma
Kendini âlim sanma
Unutulan da sensin
Uzak yollardan gelen
Eski öğrencilerinden
Valiyim, paşayım neden?
Öpülecek eli ben
Öperim derim hemen…
MEMUR VE EMEKLİ YE-
 Çaresizlik içinde,
Kaygılar karmaşıksa,
Hastalığı geçimse,
Yandı gülüm keten helva
………………..
Hizmetinle övünürsün
Hesap, kitap işleriyle.
Gece gündüz boğuşursun.
Yandı gülüm keten helva
…………………..
Maaş alsan dövüş başlar
Beyi karısını haşlar
Oğlu, kızı ne halt işler
Yandı gülüm keten helva
…………………
Bakkal, kasap, ev kirası
Ay yaklaşır hesap başlar
Yüreğine vurur taşlar.
Yandı gülüm keten helva
SİVRİ KAZIK
Kör dövüşü kavga vardı
Seyredenler şakşakçılar
Bana hakem ol dediler
Yapmayın etmeyin dedim
Ara dayağı yedim
Sağa baktım sert bakıyor
Sola baktım şimşek çakıyor
Anlaşıldı ben sivri kazığım.