Saadet Partisi Niğde İl Başkanı Ahmet Binici il yönetim üyelerinin de katılımı ile bir basın toplantısı yaptı. Başta Doğu Türkistan’da yaşanan zulüm ve asimilasyon ile ilgili görüşlerini açıklayan İl Başkanı Ahmet Binici, Asgari ücret, Şehir Hastaneleri, tartışmalı Nobel ödülü, Kanal İstanbul, haksız kazançlar, oluşturulan rantlar,  gibi bir çok konuda partisinin görüşlerini paylaştı.

DOĞU TÜRKİSTAN

İl Başkanı Ahmet Binici açıklamasında;  Ne yazık ki bugün zulüm dünyanın dört bir yanını sarmış durumda.

Dünya genelinde zulmün yaygınlaştığına şahit oluyoruz. Başımızı nereye çevirsek kan, gözyaşı ve acı ile karşılaşıyoruz. Bunun en üzücü örneklerinden birisi bugün Doğu Türkistan’da yaşanan insanlık dramıdır.  Doğu Türkistan’da Çin’in uyguladığı zulüm sınırları aştı. 40 milyondan fazla bir nüfus bu zulme maruz kalıyor. Çin’in daha çok mallarını alan ülkeleri dikkate alarak bir politika izlemesi icap ederken tam tersi İslam’a ve Müslümanlara karşı acımasız bir tavır sergiliyor.

Doğu Türkistan’dan gelen görüntüler ve haberler içimizi parçalamaktadır. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil bunu Çin’de bilmeli. İslam alemi bu konuda topyekun tavır almalıdır gerekirse Çin İnsan Hakları Mahkemesine şikayet edilmeli.  Bu zulüm devam ettiği sürece ülkemizde ve İslam dünyasında Çin mallarına karşı ciddi bir boykot uygulanmalıdır.  Toplama kampları, Doğu Türkistanlıların evlerine yerleştirilen Çinli memurlar gibi meseleler bizi derinden üzmektedir.  Çin hükümeti bu uygulamaları ile açık bir şekilde insanlık suçu işlemektedir.  Doğu Türkistan’da bu uyguladıkları politika kendilerine zarar verecektir.  Şu hususa da dikkat çekmek istiyorum Türkiye İslam alemine bu konuda öncülük etmelidir. Sessiz kalmak veya cılız açıklamalarla bu konu geçiştirilemez” dedi.

Başkan Ahmet Binici açıklamasının devamında;  Bunun yanı sıra Myanmar’da da ciddi bir insanlık dramı yaşanmakta. Arakan’da yaşayan insanlar kimliksiz bir şekilde bir bölgeye sıkıştırılmış vaziyette. Çok büyük zulümler görmektedirler, bu durum karşısında da sessiz kalamayız. Bu insanlar kimsesizler ve kimliksizler... Allah yar ve yardımcıları olsun” dedi.

NOBEL ÖDÜLÜ

Ülke gündeminde ki bir çok konuya da değinen Saadet Partisi İl Başkanı Ahmet Binici açıklamasında;

Bu olayların yanı sıra farklı gelişmelere de şahit oluyoruz. Bildiğiniz üzere Avusturyalı yazar Peter Handke’ye Nobel Edebiyat ödülü verdi.  Bu şahıs Srebrenitsa katliamının, canilerin destekçisi. Bu adamın kitapları sebebiyle ödüllendirilmesi utanmazlıktır.  Uluslararası bu kuruluşları ne kadar çifte standart ortaya koyduklarının en açık delilidir.  Bu durum aklımıza şu misali getirdi: Roma’yı yakan Neron yanan Roma’ya bir ağıt yakmış, o halde Neron’a da bir ödül verilebilir yaktığı ağıt sebebiyle!  Bu tavır bir utanç vesilesidir çifte standardın daniskasıdır.

ASGARİ ÜCRET

Malumunuz olduğu üzere gündemimizin bir başka önemli konusu asgari ücrete yapılacak zamdır.  Geçen hafta Genel Başkanımızda konu ile ilgili kanaatlerimizi dile getirmişti.  Ne yazık ki bir takım medya kuruluşları, Genel Başkanımızın söylediklerini alıp yanlış bir şekilde çarpıttılar.  “Temel Karamollaoğlu asgari ücret 6.849lira olsun dedi” diyerek algı yönetmeye çalıştılar. Bunlar daha bizim söylediklerimizi anlamaktan aciz, milletin derdini nasıl anlayacaklar merak ediyoruz.  Şimdi huzurlarınız da dediklerimizin daha iyi anlaşılabilmesi için tane tane anlatmak istiyorum. Bugün asgari ücretin açlık sınırından hesaplanması zulümdür.  Asgari ücretin yoksulluk sınırına getirilmesi gerekmektedir bu elbette bir anda olacak bir iş değil!  Lakin iktidar 10 yıllık bir planlama ile enflasyondan arındırılmış %7’lik bir zamla bu hedefi yakalayabilir.  10 yıl sonra asgari ücretin geleceği nokta yoksulluk sınırına yaklaşacaktır.  Bizim teklifimiz buyken alıp bunu çarpıtmak insafsızlıktır.  Bu noktada bugün için Türk İş’in ortaya koymuş olduğu 2558 lira miktarı makul görülebilir.

Fakat bu miktardaki istikrar en az 10 yıl devam etmeli ve Türkiye’de 10 yıl sonra asgari ücret yoksulluk sınırı üzerinden baz alınmalıdır. Burada iddialarımızın ne kadar yerinde olduğunu anlamak isteyenler Diyanet’in 2019 fitre miktarına bir baksınlar.  Diyanet bir insanın bir gün en temel sınırda yaşayacağı miktarı 23 lira olarak belirledi. Bu noktada 4 kişilik bir ailenin aylık yaşaması için geçerli olan miktar 2760 liradır.  Bu rakamlar ortayken Asgari ücrete verilecek komik zamlar vicdanları tatmin etmeyecektir. Şu hususu da belirtmek istiyorum işvereninde mağdur edilmemesi elzemdir.  Burada iktidar işvereni korumalıdır, asgari ücretliden ve işverenden alınan vergi azaltılarak bu konuda çözülebilir.  Böylelikle ne işçimiz ne işverenimiz mağdur olmuş olur.

TÜRKİYE İKTİDARIN YANLIŞ POLİTİKALARININ BEDELİNİ ÖDÜYOR

Muhterem arkadaşlarım yolsuzluğun tarifi çok çeşitlidir.  Yolsuzluğun önlenebilmesi şeffaflıkla denetlenebilirlikle olur. Eğer bir ülkenin ekonomisi şeffaf değilse bütün yatırım projeleri şeffaf olarak yapılıyor ve denetleniyorsa o zaman giderler asgari miktara iner. İşte güncel bir örnek; Zafer Havalimanı 2012-2018 yılları arası için yolcu garantisi verilen şirkete 5 milyon Euro ödendiği ortaya çıktı.  Bu tamamen iktidarın beceriksizliğinin, iş bilmezliğinin bir sonucudur.  Zafer Havalimanında;

-2020 için yolcu garantisi 1 milyon 279 bin 352.

-Kütahya, Afyon ve Uşak illerinin nüfusu ise toplamda 1 milyon 652 bin 920.

Şimdi sormak istiyorum bu nasıl bir mantık?

Biz bu üç ilimizdeki bütün vatandaşlarımızı uçakla seyahat ettirsek yolcu garantisi ancak karşılanıyor.

Yolcu garantisinin her yıl arttığını göz önüne alırsak bir müddet sonra bu üç ilin nüfusundan fazla bir yolcu garanti verilmiş oluyor.  Bu garantiler verilirken hiç hesaplama yapılmadı mı? Bu hesapları yapanları devlet hiç mi denetlemiyor? Hiçbir bakan bu işe bakıp böyle bir iş olur mu demiyor?  Herhalde tam tersi siz bu işi yapın, biz sizi savunuruz diyorlar herhalde.  Para ceplerinden çıkmıyor nasıl olsa! Bu sebeple sürekli borçlanıyorlar, borçlandıkça faiz ödüyorlar.

Faizi de hiçbir zaman tutturamıyorlar 70 ödeyeceğiz diyorlar 130 ödüyorlar.  Bu milletin parasını çarçur etmek bu kadar kolay olmamalı.  Bir de gündemlerinde Kanal İstanbul projesi var, öve öve bitiremiyorlar.Ben şahsen eldeki kaynakla oranın yapılabileceğine inanmıyorum, hedeflenen süre de yapılabileceğine de inanmıyorum. Açıldıktan sonra da gemilerin oradan vızır vızır geçip Türkiye’ye bir şeyler katacağına hiç inanmıyorum!

Efendim neymiş kanalı Süveyş Kanalı’na benzeteceklermiş. Bunlar Süveyş kanalının ne olduğunu idrak edemedikleri gibi İstanbul Kanalı’nın ne olduğunu idrak edemiyorlar. Süveyş Kanalı bütün Asya ile Avrupa’yı birleştiriyor.  İstanbul Kanalı neyi birleştirecek Karadeniz ile Ege’yi!

Bu projenin bir tek sebebi var oradaki arsalar rant karşılığı satıldı, oradan rant elde etmek istiyorlar. 2. İstanbul kurmaya bundan dolayı hevesliler başka bir cevabı yok bunun, sadece arsa rantı. Bu mantık ile ekonomi ayağa kalkmaz, asgari ücret de yükselemez” diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: TE Bilişim