MHP’den Niğde’de ilk aday adaylığını açıklayan Servet Yüksel Borhaber.net sitemizin Niğde ofisini ziyaret ederek Borhaber.net yöneticisi Selim Gökel ile görüştü.

Servet Yüksel, Niğde’de belki de benzeri olmayan çok renkli bir kişilik. Tam bir halk adamı… Bu “Halk Adamı” klişesi çok kullanılıyor ama bu tabirin cuk oturduğu nadir kişilerden birisi Servet Yüksel.

Çok samimi ve dürüst bir sohbet oldu. Kendisine Servet Yüksel’i bir anlat dedik.

Pazarcılıktan, sanayide, garajda çalıştığı günden başladı ve günümüze bu güne işadamlığına kadar nasıl geldiğini kendine has samimi tarzı ile anlattı. Hayat hikayesi tam bir macera, ama burada en önemlisi bugüne kadar tırnakları ile tırmanarak gelmiş. Büyük mücadeleler vermiş, sokakta büyük tecrübeler edinmiş.  Geçtiğimiz dönem MHP’den Belediye Meclis üyeliğinin ardından, şimdide 7 Haziran genel seçimlerinde Niğde’den Milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı. MHP’den de ilk aday adaylığı açıklaması ondan geldi ve seçim çalışmalarına hızla devam ediyor.

 

1975 doğumlu Servet Yüksel, şuan Niğde’de bir otogaz işletmesinin sahibi. Bir önceki dönemde MHP’den Niğde Belediye Meclis üyesi seçilen Servet Yüksel, Meclis üyeliği sırasında İmar ve Spor gibi komisyonlarda bulunurken, özellikle imar konularında adaletli işlere imza atmış.  Ülkü Ocakları, Şehit Aileleri Derneği, Niğde Belediye Spor Taraftar Derneği gibi bir çok sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yapan Servet Yüksel, çeşitli kuruluşlara ait öğrenci yurtlarının yapımı, öğrencilerin okutulması gibi hayır işlerine ön ayak oldu. Bir çok kişinin elinden tutmuş. Bu konularda bir çok faaliyeti bizzat yürütmüş, bu çalışmaları bir çok çevre tarafından da takdirle karşılanıyor.

En son Niğde Belediye Spor Taraftar Derneği yöneticiliği ve burada bütün diğer takım taraftarlarını bir araya getirmiş ve uyuşturucu kullanımına karşı kampanya başlatmış.

 

Servet Yüksel ile sohbet ederken,  şunu yaptım, bunu yaptım demekten de imtina eder bir tavrı var. Kendini anlatamama güçlüğü de var.  Hayli de mütevazi, sert duruşun altında şaşırtan şekilde yufka yüreği var. Tabi bir çok konuda da refleksleri var. Taviz vermeyeceği kırmızı çizgileri var.

Servet Yüksel MHP’den Milletvekili Aday Adayı. En çok dikkatimi çeken yönü ve onu başkalarından ayıran, diğer siyasetçilerden ayıran yönü samimiyeti ve rol yapmaması. Başkaları gibi tiyatro oynamıyor. Etrafımızdaki bir çok insan kendi hayatını yaşamıyor, düşündüğü hayatı yaşamıyor.  Kendisine biçilen rolü oynuyor. Ama Servet Yüksel farklı o olduğu gibi “Ben buyum arkadaş” diyor. “İşinize gelirse” diye de bağlıyor.

Servet Yüksel bu gün otogaz pazarlayan bir işadamı ama onu yine başkalarından ayıran toplumun bir çok sınıfıyla beraber olması, onu sevenler, esnaf, sanayide, pazarda, garajda, varoşlarda. Onu sevenler her kesimde...

Servet Yüksel’i dinlerken onu Meclis’te düşünüyorum. Milletin vekili olarak.

Direk temas içinde olduğu her kesimden insan,  sanayideki gençler, pazarcılar, hatta serseri tabir edilen gençler, varoşlardaki yıkık dökük ama mazlum insanlar. Niğde’de binlercesi var, Türkiye’de milyonlarcası… Peki bugün bu insanları kim temsil ediyor. 

Binlerce oy sahibi seyyar satıcı, sanayide işçi, işsiz, tarlada emekçi insanlar var iken… Neden  bir tek seyyar satıcı  milletvekili yok. Emekli memur, işçi milletvekili yok.  Niğde’de üç kuruşa 12 saat çalışan garsonun temsilcisi, neden bir doktor, avukat, holding  sahibi  oluyor da. Neden bir garson milletvekili olmuyor?

Hani Temsilde Adalet!

Türkiye’de seçme de , seçilme de de adalet yok.

Birileri Servet Yüksel’in aday adaylığını saçma bulabilir. Servet Yüksel için  “hadi ya” diyebilir. Ama Niğde’de temas ettiği geniş kesimi  düşünürseniz…

Mecliste temsili bence en çok hak eden O… Niğde’de milletin vekili olması gereken bir çok Servet Yüksel var. Onların farkı,  içimizden birisi olmaları… Bize hiç yabancı değiller. Sizi geçmişte ve bugün mecliste temsil edenleri düşünün kaç tanesi sizin gibi düşünür, sizin gibi yaşar?

O yüzden, Servet Yüksel’in aday adayı olması cesaretini gönülden kutluyorum. Milletvekili olmasını samimi olarak istiyorum. Türkiye’deki bütün kesimlerin renklerinin, seslerinin orada olmasını istiyorum.

Bu arada “Milletvekili olup da ne yapacaksınız?” soruma… Verdiği cevabı da tam karakterine uygun oldu. Dedim ya, rol yapmıyor.

“Bu güne kadar bu memlekete diplomalılar geldi de ne oldu?  Ben Allah nasip ederde milletvekili olursam, maaş almayacağım. İlk yıl maaşımı Şehit Ailelerine bağışlayacağım, ikinci yıl maaşımı sakat ve engellilere bağışlayacağım. Ondan sonraki yıllarda maaşımla her ay otobüslerle hemşerilerimi Meclise getireceğim, oradan Anıtkabir ziyareti, Hacı Bayram Veli ziyareti yaptıracağım. Bu güne kadar babadan vasiyetliyim ölüyü, düğünü kaçırmadım. Hep halkımın yanında oldum.  Bundan sonra da aynı, garip grubanın yanındayım, onlara elimden geldiğince çareyim. Niğde’nin sorunları belli zaten içinde yaşıyoruz, bunları da biliyoruz. Sorunları çözümü için  profesör olmaya gerek yok. Benim hemşerim, benim davam her şeyin üzerinde. Onlar her şeyi biliyor, farkındalar, sevgilerimi saygılarımı iletiyorum” dedi.

Milletin vekili olmak için hakikaten profesör! olmaya gerek var mı?

Diplomalılar ne kadar milletin vekili?

Soracak çok soru var…




Editör: TE Bilişim