İşçi Partisi Niğde Belediye Başkan Adayı, Emekli Astsubay Z.Cem Yıldırım  özgeçmişini, mal varlığını ve neden aday olduğunu açıkladı.

 

AKP, CHP, MHP  Niğde Belediye Başkan adayları  seçim sürecinde büyük paralar harcıyorlar.  Otobüs ve araç giydirme, seçim büroları, afişler, reklam tabelaları, boy boy gazete arka sayfa reklamları , bina ve dükkan kaplama….

AKP, CHP VE MHP'YE VATANDAŞ SORUYOR "BU HAVUZUN SUYU NERDEN DOLUYOR"

Vatandaş da soruyor… Bu havuzun suyu nereden geliyor veya nasıl doluyor?… Mal varlıkları nedir? Adayların mal varlıklarını açıklamaya davet ediyoruz.

 

İddia ediyoruz, Ne AKP adayı  Faruk Akdoğan, Ne CHP adayı  Fahri Eker, nede MHP adayı Fikret Çıtırgı vatandaşın merak ettiği  mal varlıklarını açıklayabilir.

 

 

Vatandaşın sorduğu bu soruya cevap şuan itibari ile  sadece İP Niğde Belediye Başkanı Z.Cem Özdemir’den geldi. Başka adaylardan da gelirse yayınlarız... 

 

Niğde Belediye Başkanları arasında mal varlığını açıklayan tek isim olan Z.Cem Yıldırım  neden aday olduğunu şöyle anlattı.

***

 İP NİĞDE BELEDİYE BAŞKAN ADAYI Z.CEM YILDIRIM

1970 yılında doğdum. Lise öğrenimimi Çankırı Astsubay Hazırlama Okulunda tamamladım.1997 yılında Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinin İşletme bölümünden mezun oldum.

 

Kıbrıs, Ankara-Polatlı, Van-Başkale, Edirne, Niğde Askerlik Şubesi Başkanlığı ve Kars’ta görev yaptıktan sonra 2006 yılında kendi isteğimle vazife malulü olarak emekli oldum.

 

Evli, 2 çocuk babasıyım.

 

 

2007 yılında İşçi Partisi’nden Niğde milletvekili adayı, 2009 yılı yerel seçimlerinde ise Niğde İl Genel Meclis Üyesi adayı oldum. Mayıs 2010-Ekim 2011 yılları arasında Ulusal Kanal ve Aydınlık Gazetesi’nin Niğde Temsilcisi olarak çalıştım. Ekim 2011’den 1 Aralık 2013 tarihine kadar İP Niğde İl Başkanlığı yaptım.

 

MALVARLIĞIM

 

Banka kredisiyle aldığım ve borcu 2016 Kasımında bitecek bir daire, eşimin de borcunu bu yıl bitireceği bir araba bulunmaktadır. Bunun dışında 1988 yılından beri her yıl kullanmış olduğum ajandalarım ve kitaplarım en büyük hazinem. Herhangi bir hisse senedim, arsam, alacak senedim ve tapum da yok. Böylesi şeyler zaten bize büyük ağırlık yapar. Bir de seçimden sonra baskıya vereceğim bir kitap taslağı bulunuyor.

 

NEDEN ADAY OLDUM?

 

Niğde Askerlik Şubesinde görev yaptığım dönemde geçici görevle ilçe askerlik şube başkanlıklarında da bulundum. Niğde’yi her ilçesiyle tanımanın, sorunlarını bilmenin ve halkın içinde olmanın yanında, İP Niğde İl Başkanı olmam dolayısıyla köylerimizi de gezip görme fırsatı yakaladım.

 

Bunların yanında, Ulusal Kanal ve Aydınlık Gazetesi Niğde Temsilciliği yaptığım dönemde de güzel ilimizin hemen her tarafını haber yapma amaçlı gezdim, gördüm. İlimiz Niğde merkezinde bir eczanenin çeşmesinden akan mavi suyu haber yaparken ilimizin alt yapısını, su şebekelerinin içler acısı haline bizzat şahit oldum.

 

Niğde’de 2012 yılında belediyenin çok uzun süren asfalt çalışmaları esnasında, vatandaşımızın sefaletini ve yol çalışması nedeniyle kesilmiş ağaç köklerini üzüntüyle gördüm. Doğaya, ağaca, yeşil alanlara verilen zararları belleğime kazıdım. AKP’nin işbaşında bulunduğu dönemde bu ağaç katliamının istisna olmadığını, belediye önündeki ağaçların bir gece yarısı kesilmesiyle anladım.

 

 

Yine İstanbul Taksim Gezi Parkında bulunan ağaçların kesilmesine engel olmak isteyen gençlere yapılan müdahale sonrası, tüm Türkiye’de olduğu gibi, Niğde’de de ayağa kalkan ve yürüyen her yaştan Niğdelinin doğaya sahip çıktığını gördüm ve ben de yürüyüşün en önünde yer aldım.

 

Ulukışla ilçemizde siyanürle altın çıkarma faaliyetine karşı ayağa kalkan Ulukışla halkının mücadelesini, ön ayak olduğu mitingi,  birlik ve beraberliğini ülke gündemine taşıdık. Miting görüntülerini, haber programı dışında ayrıca yayınlatarak, haklı mücadelenin İP –CHP ve MHP başta olmak üzere, tüm partileri nasıl bir araya getirdiğinin en güzel örneğini verdik.

 

Ulukışla Toroslar Kültür ve Sanat Festivalinin (UTOKS) Ulukışla’da yarattığı birliği, morali ve kaynaşmayı, Levent Kırca Tiyatrosunun Niğde Kültür Merkezinde gösterime sunduğu “AZINLIK” ve “İÇERDEKİLER” adlı oyunları izlemeye gelenlerin ayakta kaldığını görünce, halkımızın kültür ve sanata ne kadar önem verdiğini fark ettim.

 

Sendikalarımızın haklı mücadelesinde hep yanlarında olduk.  Örgütlenerek sisteme müdahale edilebileceğini ve çözümün de ancak ve ancak birlik politikasıyla çözülebileceğinin en güzel örneklerini verdik.

 

Yelatan, Çiftehan, Kemerhisar ve Niğde’deki, bölücü terör örgütü PKK’nın neden olduğu, şehit cenaze töreni görüntülerini haber yaptık. Vatanımızın bölünmez bütünlüğü için mücadele eden askerlerimizin törenlerine akın eden halkımızdaki, Ergenekon ve Balyoz davalarına karşın, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve bayrağımıza sahip çıkışını, vatan sevgisini gördüm. Bu birlik ve beraberlik görüntüsüne şahit olduktan sonra vatanımızın asla bölünemeyeceğini anladım.

 

Patates tarımıyla geçimini sağlayan ova köylülerinin ayakta kalma mücadelesinde, Niğde’ye gelip dertlerini anlattıklarında ve Kayseri-Adana karayolunu dahi keserek sorunlarına çözüm aradıklarında İşçi Partisi olarak destek verdik.  Türkiye Elektrik Kurumu(TEK) başta olmak üzere, Türkiye’de 1984’ten bu yana tüm hükümetlerin uyguladığı özelleştirmelerin, Suriye’ye uygulanan ambargonun Türk köylüsüne ne ölçüde zarar verdiğini gözlerimle gördüm.

“ MEDAŞ özelleştirildi, yapacak bir şey yok, patates ekerken bana mı sordun, yapmasaydın”  diyen AKP milletvekillerinin ve resmi kurum yöneticilerinin ne kadar çaresiz kaldığına şahit oldum.

 

 

AKP milletvekilinden akülü çift kişilik akülü sandalye isteyen sakat ayakkabı boyacısının arzusunu yerine getirmek yerine sadece sırt sıvazlandığında engellilerin önüne engel çıkardığımızı anladım. Siyaset kurumunun bu haliyle, halkımızın da dediği gibi, çözüm üretmek yerine sorun ürettiğine, bu sistemin değişip halkçı politikaları hayata geçirmek gerektiğine karar verdim.

 

Niğde’de yaşıyorum. Niğdeli hemşerilerimle birlikte yaşıyorum. Her zaman halkımın içinde, sırça köşklerin uzağında, halkı küçümseyen inanışların ötesindeyim. Her şeyi halka rağmen değil halkla birlikte yapmak gerektiğine inanıyorum. Kişisel beklentilerle bugüne kadar hiçbir iş yapmadım. İşe,  40 yıldır hemen her seçim döneminde siyasi yasaklı ya da hapishanelerde esir tutulan İşçi Partisinin önderi Sayın Doğu Perinçek’in başkanı olduğu İşçi Partisinde, sıra neferi olarak başladım. Partime başından beri güvendim ve bugün de güveniyorum. Kendime güveniyorum ve halkıma güveniyorum.

 

Partimin Milli Hükümet Programının Türkiye’mizin ve güzel Niğde’mizin bütün sorunlarına çare olduğunu ve bu programı hayata geçirmek gerektiğine inanıyorum. Bu program Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün önderlik ettiği ve 1923–1938 yıllarında başarıyla uygulanan Kemalist Devrim modelinin aynısıdır.

 

Kemalist Devrim modeli şu an başta Çin, Hindistan ve Güney Amerika ülkelerinde halen uygulanıyor ve emperyalist sistemin 2008 yılından bu yana içinde bulunduğu ve henüz kurtulamadığı krizden de hiç etkilenmiyor.

 

Bu programı bugün kararlılıkla savunan tek parti  İşçi Partisi.

 

İçinde bulunduğum, şahidi olduğum ve nasıl çözüleceğini bildiğim sorunların ortadan kaldırılması, huzurlu, sağlıklı, bilim-kültür ve sanatın öne çıktığı, özgür bir kent ve kamusal yaşamın inşa edilmesi ve kentsel istihdamı geliştiren, yerel kalkınmayı ön plana alan bir belediyeciliğin yaşama geçirilmesi için Niğde Belediye Başkanlığına aday oldum.

 



Editör: TE Bilişim