Borhaber.net sitemiz yöneticisi olarak ve  Niğdehasret.com site yöneticisi Turan Uçan ile birlikte Ramazan ayının son günü Sofram Resturant’ta  Ak Parti Milletvekili Ömer Selvi ile  iftarda bir araya geldik. Yemekte Milletvekili Ömer Selvi ile birlikte, Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu’nun danışmanı Recep Korkut ve Ömer Selvi’nin danışmanı Uğur Dinçer Demirel de bulundu.
Ak Parti Niğde Milletvekili Ömer Selvi ile Niğde üzerine yaklaşık üç saat sohbet etme imkanı bulduk. İnternet basına ayırdığı vakit için de kendisine ayrıca teşekkür ediyoruz. Aday adaylığı ve adaylık sürecinden başlayarak seçim ve bu güne kadar ki süreci “Niğde ve Ömer Selvi” üzerinde samimi bir şekilde mütalaa ettik.
Bu güne kadar haberlerini yaptığımız ve demeçlerini okuyup yayınladığımız zaman zaman kısa süreli sohbetler edebildiğimiz Milletvekili Ömer Selvi ile bir nevi Niğde üzerine dertleştik.
Burada yapılan görüşmeyi röportaj biçiminde yayınlamak isterdik. Ancak, her hangi bir cihaza kayıt almadık, bu acemilikten değil, böylesi daha samimi, daha doğal olur düşüncemizdendi. Nitekim öyle de oldu…
Yaptığımız görüşmeden sonra yorum olarak düşüncelerimizi  paylaşalım.
Aday adaylığı sürecinin ve onun için en sıkıntılı dönemini irdeledik. Milletvekili Ömer Selvi Ak Parti’nin ustalık dönemi için bilinçli olarak seçilmiş bir isim, her ne kadar bazı Niğdeliler “paraşütle indi” düşüncesi ile hala sindirmekte zorlansa da, her geçen gün kendisini kabul ettirdiğine şahit oluyoruz. Meclis süreci bunu daha da pekiştirecek…
Seçim sürecinden bu güne kadar Niğde’de yaklaşık 70 bin kilometre yol kat etmiş. Başlarda isimlerini bile bu güne kadar duymadığı köylere, kasabalara gitmiş, yüzlerce insanla tanışmış, köylülerle sohbet etmiş. Köyleri öğrenmenin, yolları biliyor olmanın, onları dinlemiş ve sorun tespiti yapmış olmanın, başarı kriteri olmadığını söyleyecek kadar da dürüst.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ı örnek alan, onun özellikle halkla iç içe, halka dayanan politikalarını rehber edinmiş. Seçim ve sonrasında, halkın içinde sürekli olmasının bu ziyaretlerin bir genel merkez zorlaması, tavsiyesi mi? diye soruyoruz. O ise Kavaklıoğlu ile birlikte anlayışlarının bu olduğunu belirtiyor. Halka dayalı siyaset yapacaklarını ve bu tür ziyaretlerin bu günlere mahsus da olmayacağının sinyalini veriyor.
Niğde merkez, İlçeler, Kasaba ve Köy ziyaretleri sırasında üç ajanda bitirecek kadar notlar almış. İstekler, dilekler, şikayetler tavsiyeler… Bu notların istekler ve şikayetler bölümünü çözmek için biz vekillik sürecinin yetmeyeceği kanaatindeyiz.
Özellikle seçim sonrası gezilerinde vatandaşlarımızla samimi şekilde bir araya gelmeleri, vatandaşlarımızdan da, -ki bunu bizde gözlemliyoruz- olumlu not alıyor. Seçim sürecinde bizim sıkça vatandaşa sorduğumuz “hangi partiye niçin oy vereceksiniz” sorumuza şaşırtıcı şekilde “ x… partisine… kendisini yakından tanıdım, sohbet ettik, samimi buldum, düğünümüze geldi, cenazemize katıldı, hatta bir görüşme sırasında şaka yaptı, sırtımı sıvazladı… işte bu yüzden” türü cevaplar almıştık. Yakın temas seçmen için de, siyasetçi içinde çok önemli… İşte seçim sonrası Ömer Selvi ile Alpaslan Kavaklıoğlu bu iletişim yöntemini çok iyi kullandılar, ve devam ediyorlar. Bunu da kendi karakterleri, yaşam biçimleri, yani bir nevi felsefeleri olduğunu belirti. Yani bundan sonra da halk içinde sıklıkla göreceğiz demektir.
Bu ziyaretleri yaptılar… vatandaşlarla konuştular, dinlediler, dertlendiler ve notlar aldılar. Niğde konusunda büyük bir birikim sahibi oldular. Ömer Selvi’nin bu süreçte Niğde’nin sorunlarına hakim olduğunu fark ettik. Vatandaşın , Köylünün sorunun ne olduğunu iyi tespit etmiş. Ayrıntıları ile konuştuk… Niğde’nin, Niğdelinin en temel sorununun işsizlik-ekonomik olduğunu, bunun yanında bölgelere göre yerel bazı sorunların da (Akkaya, köy içme suyu, gölet vs.)   olduğunu öğrendik. Vatandaştan sorun olarak mesajı iyi aldığını, tespitleri iyi yaptığını bu görüşme  ile öğrendik.
Geçmiş siyasetçilerin Niğde konusunda yaptıkları, yapamadıkları, yanlış yaptıkları ve neden yanlışa düştükleri konusunda da epey tespitleri ve bilgi birikimi olmuş.
Ömer Selvi ile sohbet sırasında kendisinin klasik siyaset anlayışından da rahatsız olduğunu örnekleri ile öğrendik. Yıllardır, her şeyin aksine reforma uğramadan devam eden klasik yerel siyasi anlayış… Dedikodular, çelme takmalar, bunu sen-ben yaptım tartışmaları, senin adamın-benim adamım, bizden-sizden, kişi-toplum tercihi, tayin-atama-atamama!… gibi bir çok konudan,  rahatsızlığını ve yapılan yanlışlıkları dile getirdi. Bu konularda herkesin anlayışından ve görüşünden farklı olarak perde gerisini de gördüğünü fark ettik, bunu da olumlu bulduk.
Bir çok siyasetçi ve bürokratın aksine, Doktor (Dr.Ömer Selvi) unvanını kullanma konusunda ısrarcı olmayışını, bu konuyu reklam yada başka şekilde kullanmamasında  da mütevazilik sezdik.
Eğitim düzeyinin, yaşının ve bizce yaşam biçiminin farklılığından dolayı bize hiç o düşündüğümüz, yada bu güne kadar gördüğümüz, şahit olduğumuz siyasetçi, siyaset profiline cuk oturmadığını da gördük ki, bu olumlu bir tarafı…
Ülkemize, Niğde’ye, Niğdelilere hizmet etme, çözme, değer katma, ekleme konusunda samimiyet ve istek gördük.
Ömer Selvi’den sorunun tespiti ve ardından çözümü, bunun yöntemi konusunda bazı örneklendirmelerini dinledik. Aslında konuşulması gereken, bir çok konu varken zaman aktı geçti. Sonuç olarak zamanın her şeyin aynası olacağını, zaman zaman da ayna tutacağımızı, hem siz okuyucularımıza hem de sayın Milletvekillerimize belirtmek istiyoruz.
Sağlıkla Kalın…
 


Selim Gökel'in Notu : Uzun zamandır yazmadığımı, yorum ve  iletiler ile belirten okuyucularıma teşekkür ederim. Bu yazımla önceki yazım arasında onlarca her biri köşe yazısı kalitesinde , haber yorum yazdığımı da unutmayınız.