Niğde Eğitim Sen Şube Sekreteri Kesk Niğde Kadın Platformu dönem sözcüsü Yasemin Dikdurak Kadına Şiddet konusunda basın açıklaması yaparak Kesk-Ar araştırmasının sonuçlarını paylaştı.
        Toplum, kadını siyasette, sosyal yaşamda ve bu alanlarda yaratılan değişimin içinde görmek istemez. Çünkü kadın söz konusu olduğunda yaşamın her alanı, yaşam için kurgulanan her mekân, söylem ve değişim özel olarak yorumlanır. Ve özel olanın da politik olduğunu bir kez daha hatırlayarak buna karşı durmanın yol ve yöntemlerini geliştirmekte, elbette bizim gibi özel alan-kamusal alan ayrımı yapmadan kadının özgürleşmesini savunan, bunun için aktif olarak mücadele eden, kadınlar arasındaki farklılıkları zenginlik olarak değerlendiren kurumlara ve örgütlere düşer.
        KESK yıllardır emek mücadelesindeki duruşunu ve mücadele hattını, hep öteki olarak veya ötekileştirilerek yaşadı, denedi, yürüttü. Yaptığı ve örgütlediği tüm eylemlerinde, bu eylemlerin öznesi olduğu gibi aynı zamanda bu eylemlerde öncü güç olarak sorumluluğunu da yerine getirdi.
        Kamu sektörünün ve kamusal alanın yeniden yapılandırılması süreci; kadın emekçilerin de klasik toplumsal rollerine mecbur bırakılma süreci olmuştur. Kadın emekçiler bu biçilen toplumsal rolleri reddederek, kendilerine biçilen cinsiyet rollerinden sıyrılmanın çıkış yollarını, yılların deneyimi ve birikimiyle aşmayı hedeflemiştir. Dönem dönem sokakta haykırmış, militarizme karşı durmuş, kocaya, sevgiliye, babaya, abiye, erkek kardeşe ve var olan erkek egemen zihniyet yaratımlarına karşı kendisini eğitmiş, bilincini yükseltmiştir.
         Kadın emekçiler; yazılmayan, görülmeyen, kaybettirilen, karanlıkta kalan yüzlerini, emeklerini görünür kıldırmanın isyankâr direngenliğini sergilemişlerdir! Temsiliyet haklarını; ücretlerdeki, terfilerdeki eşitlik taleplerini, masalardaki erkek egemen yaptırımlarının zihniyetine karşı durarak savunmuşlardır. Evet, kadın emekçiler tüm yaşamlarında var olan örgütsüzlüğe, kayıplarına, feodal değer yargılarına karşı mücadele hattını belirleyip uzun bir yol yürümüş, deneyimlerinden hareketle yeni kuşaklara örnek direngenlikler bırakmıştır.
        Niğde KESK Kadın Platformu olarak bu dönemi kapatırken kamu emekçisi kadınların, iş yerinde, evinde, sokakta, kamusal- militarist güçle karşı karşıya geldiğinde maruz kaldığı şiddeti, şiddetle hangi düzeyde karşılaştığını ortaya koymak istedik. KESK-AR’ın yaptığı araştırma kapsamında 15 ilde 972 kişiyle yüz yüze gerçekleştirilen anketin sonucunu sizlerle paylaşıyoruz.
        Önümüzdeki yıllara ışık tutacak bu araştırmayla mücadele hattımız genişlemiş olacaktır. Özellikle, kamusal alanda üretilen erkek egemen şiddet yöntemlerine karşı.
 
     
KESK-AR Kamusal Alanda Kadına Yönelik Şiddet Araştırması                   
Kamusal alanda kadına yönelik şiddet araştırması Ekim 2010 tarihinde 15 ilde gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında 972 kamu emekçisi kadınla yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Kamusal alan olarak tanımlanan işyeri, sokak ve kamusal güç-kolluk kuvvetleri başta olmak üzere kadınların şiddete ilişkin deneyimlerini, şiddete maruz kalıp kalmadıklarını ve şiddetle baş etme yollarını, kullandıkları dayanışma ağlarını ortaya çıkarmayı hedefleyen sorular yöneltilmiştir. 
İşyerinde Şiddet
 Kamu emekçisi kadınlara “İşyerinde aşağıdaki davranışlardan herhangi biriyle karşılaştınız mı?”sorusu yöneltilmiştir. Kadınların %30’u amirleri tarafından takdir edilmediklerini, %25’i iş yükünün fazla olduğunu, %24’u amirlerinin kendilerine bağırdığını, %22’si kendisine saygı gösterilmediğini, %13’ü dinlenilmediklerini, %11 aşağılayıcı davranışlarla, tavırlarla karşılaştıklarını ifade etmişlerdir.
Kadınlar %16’sı amirlerinin giyimlerine %7’si saçlarına ve makyajlarına karıştıklarını belirtmişlerdir. Mesai arkadaşlarına ilişkin verilen cevaplarda kadınların %17’si mesai arkadaşlarının kendilerine saygı göstermediklerini %11’i takdir etmediklerini ifade etmişlerdir. Fiziksel şiddet olarak nitelendirilebilecek eylemlerin yapılma oranı ise hem amirlerde hem de mesai arkadaşlarında %3-%2 arasında değişmektedir.
 
Daha önce yapılmış saha araştırmalarında da işyerinde şiddetin aslolarak amir tarafından yapıldığı ortaya çıkmıştı, KESK tarafından yapılan çalışmada bu sonucu doğrulamaktadır.
Olumsuz davranışlarla ya da şiddetle karşılaşan kadınların baş etme yollarına bakıldığında kadınların %60’ından fazlasının herhangi bir şey yapmadığı, suskunlukla geçiştirdiği görülmektedir. Ayrıca bu tip durumlarda kamu emekçilerinin sadece %9,2’sinin iş arkadaşlarından destek istediği, bir yönüyle çalışanlar arasında dayanışma duygusunun-yöneliminin zayıf olduğu görülmektedir.

 

 
 
Sendikasız
 
 
Sendikalı
Üst mercilere şikâyette bulunuyorum
14,8%
19,9%
Konuşarak halletmeye çalışıyorum
37,9%
43,2%
İş arkadaşlarıma şikâyette bulunuyorum, destek alıyorum
9,2%
12,5%
Sendikaya söylüyorum
3,9%
12,9%
Mahkemeye başvurdum
2,8%
5,9%
Ben de karşılık veriyorum
13,5%
19,2%

 
“İşyerinde olumsuz davranışla karşılaştığınızda ne yapıyorsunuz?”
Sendika üyesi kadınların işyerinde şiddet ya da olumsuz davranışlar karşısında sendika üyesi olmayan kadınlara göre daha aktif bir tavır aldıkları görülmektedir. Üst mercilere şikayet etmek, konuşarak halletmeye çalışma, arkadaşlarından destek isteme vb tüm baş etme mekanizmalarını sendika üyesi kadınlar daha fazla kullanmaktadır. Sendikadan destek isteme oranı da üye olmayanla göre son derece yüksek olmasına rağmen sadece %13 olduğu görülmektedir.
 
Sokakta Şiddet
Kamu emekçisi kadınlara “Sokakta aşağıdaki davranışların herhangi biriyle karşılaşıyor musunuz/karşılaştınız mı?” sorusu yöneltilmiştir.
Kamu emekçisi kadınların dörtte biri sokakta fiziksel taciz ve sarkıntılığa maruz kaldığını ifade etmiştir. %24,7’si izlenilip takip edildiğini, %22,1’i aşağılayıcı küçümseyici davranış ve tavırlarla karşı karşıya kaldığını belirtmiştir. 
Kadınların sokakta uygulanan şiddete karşı geliştirdikleri karşı koyma mekanizmalarına bakıldığında bağırmanın başta geldiği görülmektedir. Kadınların yaklaşık beşte biri ise hiçbir şey yapmadığını/yapamadığını , %13,8’i ise cevap vermeden kaçtığını ifade etmiştir. Özetle kadınların %33’ü sokakta karşılaştıkları şiddete karşı hiçbir şey yapmamaktadır/yapamamaktadır.
 
Kamusal Gücün –Kolluk Kuvvetlerinin- Uyguladığı Şiddet
Kadınlara “Kamusal gücün-devletin kolluk kuvvetlerinin- aşağıdaki davranışlarından herhangi birini maruz kaldınız mı?” sorusu yöneltilmiştir.
Kamu emekçisi kadınların %16,2’si kolluk kuvvetlerinin kendilerine bağırdığını ve azarladığını %11,9’u ise aşağılayıcı ve küçümseyici tavırlarla karşı karşıya kaldıklarını ifade etmiştir. Sendikalı ve sendikasız olarak bakıldığında sendikalı kadınların kolluk kuvvetlerinin şiddetine daha fazla maruz kaldıkları görülmektedir. Sendikalı kadınların %20’si aşağılayıcı tavırlarla karşılaştığını, %17’si taciz edildiklerini ve sarkıntılık yapıldığını, %15,3’ü polislerin politik görüşleri ile alay ettiğini belirtmişlerdir.
 
Kamunun olumsuz davranışlarına maruz kaldığınızda ne yapıyorsunuz/ne yaptınız?
 
Kolluk kuvvetlerinin uyguladığı şiddete karşı gösterilen tavırlara bakıldığında üst mercile şikayet etmenin başta geldiği görülmektedir. Sendikalı kadınların %36’sı sendikasından yardım aldığını, %34’ü bir üst merciye şikâyet ettiğini, %36’sı karşılık verdiğini ifade etmiştir (kadınlar birden fazla seçeneği aynı anda kullanılabilmektedir). Sendika üyesi olmayan kadınların ise   %38’i üst mercilere şikâyet etmekte, %26’sı ise karşılık vermektedir.
                                                                              
Editör: TE Bilişim