Cumhuriyet Halk Partisi – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Niğde Harp Malülü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği temsilciliğinin açışılışa katılmak üzere Bor ve Niğde’ye geldi.


Bor girişinde kalabalık partililer tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, Bor Bahçeli kahve de vatandaşlarla sohbet etti. Buradan Bor Eski Halkevi civarında bulunan kahvelere geçen Kılıçdaroğlu burada oturdu, çay içti vatandaşlarla sohbet etti. Yanına üç borlu bayanı alan Kılıçdaroğlu onların ve borluların sorunlarını dinledi. Burada bir emekli vatandaşın emeklilere sahip çıkın başkanım demesi üzerine Kılıçdaroğlu, "İntibak yasasını çıkaracağız dedik olamaz dediler ve nihayet çıktı ama eksiklerin olduğunu eksikleri de tamamlayacağız" dedi. Bir gazetecinin, yeni anayasa çalışmalarında iktidar ve muhalefet arasında uzlaşma sağlanıp sağlanamayacağı yönündeki sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, TBMM'de pek çok konuda uzlaşmayla yasaların geçtiğini söyledi.



"TBMM'de hiç uzlaşma olmadı" diye bir şeyin söz konusu olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Grup başkan vekilleri niye bir araya gelirler, neden konuşurlar, hangi konularda uzlaşırlar, uzlaşma nerelerde sağlandı, nerelerde uzlaşma sağlanmadı, bunları Başbakan bilmiyor. Zaten sorunumuz da o" dedi. 


Bor’da gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin, yeni anayasa çalışmalarında iktidar ve muhalefet arasında uzlaşma sağlanıp sağlanamayacağı yönündeki sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, TBMM'de pek çok konuda uzlaşmayla yasaların geçtiğini söyledi.



Kılıçdaroğlu Bor ve Niğde’de çeşitli yerlerde durarak vatandaşlarla sohbet etti, Vatandaşlar sevgi gösterisinde bulundu. Gazetecilerin ülke gündemi ile ilgili sorularını cevapladı.

Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği konusunda seçimlerde halka söz verdiklerini kaydederek, sözlerinin arkasında olduklarını bildirdi. 

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran düzenleme

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran 4 4 4 kademeli eğitim düzenlemesiyle ilgili bir başka soru üzerine de Kılıçdaroğlu, bu düzenlemenin Türkiye'yi geriye götüreceğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, 4. sınıftan sonra çocukların kendi geleceğini tespitinde bağımsız kararlar alamayacağını iddia ederek, şöyle konuştu: 

"Liseyi bitirenler bile 'acaba hangi bölümü seçsek, hangi üniversiteyi tercih etsek, hangisinde başarılı oluruz' diye soruyorlar. Bu tercihleri yapmakta bile zorlanıyorlar. Biz ilköğretim 4. sınıfından itibaren çocuğa tercih yaptıracağız. Akıl var, mantık var. Bu açıdan bunun önce eğitim komisyonlarında, Milli Eğitim Şurası'nda görüşülmesini, tartışılmasını istiyoruz. Bu konuda sivil toplum kuruluşları, üniversitelerin eğitim fakülteleri, bütün bunlar otursunlar konuşsunlar, tartışsınlar. Doğrusu ne ise karar versinler. Biz kararın gereğini yapalım. Dünya uygulamalarına baksınlar, bütün bunların hepsini söyledik. Ama 'hayır, ben bildiğimi okurum...' Hükümet teklifi bile değil. Bakanlar Kurulu'ndan geçmemiş. Kalkınma planlarında yok. Milli eğitim şuralarında görüşülmemiş, tartışılmamış. Milli Eğitim Bakanlığında bile tartışılmamış bir teklifi kim veriyor, eğitimciler vermiyor."



İlgili komisyonda bu teklifin ne kadar zararlı olduğunu, milli 

eğitim

 açısından ciddi sakıncalar doğurduğunu anlattıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bizim anlatımlarımıza tahammül edemiyorlar. Komisyonu basıyorlar, işgal ediyorlar. Tartışılmadan 20 madde 20 dakikada geçiyor. Böyle şey olmaz. Bu doğru değil. Doğrusu demokrasidir, doğrusu özgürlüktür, doğrusu düşüncelerin özgürce ifade edilmesidir. Baskıyla, şiddetle bir yere varılamaz. İktidar gücüyle baskıyı birleştirirseniz onun adı farklıdır. O demokrasi değildir. Son günlerde olan da odur. İktidar gücü ile kaba güç beraber olmuştur. İktidar gücüyle kaba gücün beraber olması demokrasiyi doğurmaz, demokrasiyi öldürür" diye konuştu. 

Sivas davası

Kılıçdaroğlu, Sivas davasıyla ilgili bir soruyu, "İnsanların rejimi ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, hiç kimsenin, hiçbir toplumun, hiçbir grubun, hiçbir insanın kabul edemeyeceği bir olay. Bir insanlık dramıdır, bir katliam yaşanmıştır, o katliamın sorumlularının yakalanması ve yargılanması gerekiyor. Olması gereken budur" diye cevaplandırdı.

Niğde’de Şehitler gününde Gaziler ve Şehitler Derneği açtı.

Kılıçdaroğlu Niğde’de Paşakapı caddesinde Niğde Harp Malülü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği temsilciliğinin açılışını yaptı. Açılışa, Kılıçdaroğlu ile birlikte Genel Başkan Yardımcıları, Niğde Milletvekilleri  Doğan Şafak, Ömer Selvi, Niğde Valisi Alim Barut, Niğde Emniyet Müdürü Ali Doğan Uludağ, CHP Yöneticileri, Partililer ve Vatandaşlar bulundu. 


CHP Genel Başkanı burada yaptığı konuşmada ; "Eğer akşam rahat uyuyabiliyorsak, eğer sokaklarda rahat gezebiliyorsak eğer onurlu bir Türkiye cumhuriyeti yurttaşı olarak gezebiliyorsak, gazilerimizin ve şehitlerimizin bunda payı en büyüktür. 

Onlara minnet borçluyuz. Ama o minnet ve şükranımızı lafta değil özde de yerine getirmemiz gerekir.

Onların dertleri var onların çoğu geçinemiyor, sorunları var. Onlar bağış toplayan değil, bağış kabul eden bir dernektir. Bu çok önemli bir konudur, onlar bizlerden bağış beklemiyor onlar bizlerden şükran duygularımızı ifade etmemizi bekliyorlar.

Cumhuriyet halk partisi olarak görevimiz budur. Bunu da her ortamda gerekliliğini göstereceğiz. Bu gün aynı zamanda Çanakkale zaferinin 97. Yıl dönümü, şehitlerimizin günü bu gün aynı zamanda. Gazi Mustafa kemalin komutanlığının ortaya çıktığı gündür. Çanakkale’de yedi düvele karşı mücadele eden Mustafa kemal ve arkadaşları bugün ayrı bir tarih yazdılar.

Kurtuluş savaşının temellerinin atıldığı gündür bu gün. Bu nedenle Niğde’de olmaktan, gazilerle birlikte olmaktan, onları kucaklamaktan onların sorunlarını dinlemekten zevk duyduğumu şeref duyduğumu belirtmek isterim.

 Yüreklerimiz yandı Afganistan’da 12 şehidimiz var. Şu soruyu soracağız kendimize Afganistan’da ne işimiz vardı? 1 Mart teskeresine hayır dedik yoksa ıraktan da yüzlerce şehidimiz gelecekti.

Irak’ın halini görüyoruz, Suriye’yi de oturup düşünmemiz lazım. Birileri Suriye’ye girmiyor ama Türkiye’yi girmesi için sırtını sıvazlıyorlar.

Türkiye Suriye’ye neden girecek? Neden birbirimizi öldüreceğiz? Suriye bizim hem komşumuz hem de kardeşimiz. Birbirimize silah çekmeyeceğiz, çekilmesine de izin vermeyeceğiz. Emperyalistlere taşeronluk yapmayacağız. Biz kendi ülkemizde barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Kişinin inancı, kimliği, rengi, ırkı ne olursa olsun bu coğrafyada aynı havayı teneffüs ediyoruz.

Bizim özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı kimse elimizden alamaz. Mehmet Akif’inde dediği gibi “ben ezelden beri hür yaşadım hür yaşarım hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım”
Biz bütün insanları seviyoruz bütün insanlara saygımız büyük. En son gelen 12 şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Onlar çok yüce bir makam olan şehitlik makamına eriştiler. Silahlı kuvvetlerimize ve ailelerine başsağlığı diliyorum diye konuştu.

Derneğin açılışından sonra Kılıçdaroğlu, Niğde Merkeze bağlı Gölcük Beldesine geçti. Burada yaptığı açık hava toplantısında Kılıçdaroğlu; “Hükümet Uçaklar hanlar hamamlar, onlar koltuklarında oturuyorlar. Türkiye’de kavgasız barışın olduğu bir ülkemiz olsun istiyoruz. Amerikası Fransa’sı İngiltere’si neden Suriye ye girmiyor. Afganistan’dan neden 12 şehit verdik. Ne işimiz var orada. Bizim sırtımızı sıvazlıyorlar. Bizim girmemizi istiyor. Ne zamandan beri Müslüman müslümana kurşun sıkmaya başladı. Buna izin vermeyeceğiz. Hiçbir zaman hiçbir yerde birilerinin orta doğudaki taşeron gücü olmayacağız. Bize olmak dedikleri her şeyi onlara yaptıracağız. 65 kuruşa patates üretiyorsunuz 45 kuruşa alıcı çıkmıyor. Bundan 10 yıl önce 6 milyon ton patates üretilirdi şimdi 4 milyon 200 üretiliyor. Patates oldu 40 kuruş benzin oldu 4 lira insafa bakın. Sosyal devlet ne demek üreticinin yanında olan devlettir. Alın teri ile çalışan üretene destek verendir sosyal devlet”dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; “Patates üreticisinin don olayından kaynaklanan zararlar ödendimi, ödenmedi. Niçin üreticinin derdine derman olmuyorsunuz. Mazotu yükseltirsin, o zaman ürünün fiyatını da yükselt. Sizin derdinizi Ankara y değil. Tüm dünyaya duyurmak benim görevimdir.  Tarım kanunun 21. Maddesinde milli gelirin yüzde biri oranında her yıl çiftçiye destek verilir. Şu ana kadar bırakın yüzde birini yüzde yarımını bile ödemediler. Birilerine hanlarına hamamlarına para var ama çiftçiye yok. Elektrik borcunuz da var. Türkiye genelinde elektrik borcu 2 milyar 700 milyon lira bu borcun 1 milyar 200 milyonu faiz. Faizci bir hükümet var. Sizin borçlarınız ertelendi ama faizi ile birlikte ertelendi. Ben bu hükümete boşuna faizci hükümet demiyorum. Bir kadın Adana da yoksulluk nedeniyle çocuklarını bırakıp kendine kıydı. Hani nerde sosyal devlet. Patates üreticisinin derdi her yerde dile getirilecek. Bu ülkenin her şeyi var tek eksiği var hükümet. Yurt dışından bir yılda 30 milyar dolarlık tarım ithal ediyor. Hayvanı, mısırı, buğdayı da, patatesi de ithal edecek. Buna vicdanımız razı değil. Biz kendimiz üreteceğiz. Bizim kendi insanımız kazanacak, kimseye minnet etmeyeceğiz. Bu ülkede şoförün sırtına konan K belgesini kaldıracağız. Bu ülkede kimin derdi varsa biziz. Halk partisini Halka açtık artık, buna siz partiye sahip çıkacaksınız. Halk partisi halkın partisidir artık. Halk partisi çiftçinin işçinin gençlerin daha doğrusu Türkiye nin partisidir” diyerek konuşmasını halkı selamlayarak son verdi.




Editör: TE Bilişim