İYİ Parti Genel İdare İdare Kurulu Üyesi Mümin İnan beraberinde İl Başkanı İbrahim Uzun, İl Genel Meclis Üyesi Fethi Soyak  ve bazı parti yöneticileri ile birlikte Niğde’de faaliyet gösteren ulusal ve yerel basın mensupları ile kahvaltılı bir toplantı yaptı.

Toplantıda kısa bir konuşma yapan İl Başkanı İbrahim Uzun; Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi yıl sonuna kadar Türkiye’de gitmediği il kalmayacak, bizde Niğde İYİ Parti teşkilatı olarak bütün beldelerimizi ve ilçelerimizin tamamını yıl sonuna kadar ziyaret edip bitireceğiz inşallah. Hedefimiz Türkiye’de İYİ Partimizi birinci yapmak, sayın genel başkanımızı da başbakan yapmak düşüncesindeyiz. İYİ Parti olarak seçimlerde birinci parti olacağız,  yine ilk yerel seçimlerde İYİ Parti olarak Niğde Belediye Başkanlığını kazanacağız ve Niğde’de çok iyi hizmetler yapacağımıza bütün ekip arkadaşlarımız adına inanıyoruz” dedi.

Basın toplantısında İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Mümin İnan partisinin faaliyetleri ve ülkemizde yaşanan sorunlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Mümin İnan açıklamasında;  

TÜRK SİYASİ HAYATINI İYİ PARTİ’DEN ÖNCE VE SONRA DİYE AYIRMAMIZ MÜMKÜNDÜR

İyi Parti daha önce mensubu bulunduğumuz bir parti içerisinde demokratik hak arayışının bize mani olunması neticesinde farklı yeni ve tamamen Türk insanının iştiraki ile kurulmuş, çok kısa bir süre içerisinde Türk Siyasi hayatının belirleyicisi durumuna gelmiştir. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da İYİ Partimizin kuruluşunun 4. Yılını kutladık. Geriye dönüp baktığımızda İYİ Parti’den önce ve İYİ Parti’den sonra diye siyasi hayatı ayırmamız mümkündür.

2002 yılında o günü şartları içerisinde tek başına hiçbir siyasi nasip olmayacak şekilde iktidara gelen ve uzun süredir, Türk siyasi hayatının başat ve birinci partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu uzun yıllar içerisinde vermiş olduğu sözlerin çok önemli kısımlarının yerine getirilmediği ve bugün yaşadığımız hayatın, neredeyse 2001 kriziyle eş değer hale geldiğine hep beraber şahit oluyoruz.

TÜRK İDARE SİSTEMİ KONTROLDEN ÇIKMIŞTIR

Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sonra, sistem Türk siyasi hayatına uygun olmadığı ve bu sistemin iki yıl içerisinde çok ciddi arızalar meydana getirdiği, denge ve denetim mekanizmalarının olmadığı, tek başına sayın Cumhurbaşkanının her işe koşturmak zorunda kaldığı ve dolayısı ile Türk siyasi hayatının da, Türk idare sisteminin de kontrolden çıktığı hepinizce malümdür. Bugün gönül arzu ederdi ki 20 yıllık iktidarları sonucunda onların sözverdiği gibi keşke milli geliliriz, bir trilyon doların üzerine çıksaydı, keşke yine onların söz verdiği gibi kişi başı milli gelirimiz 25 bin dolarlara çıksaydı. Ama geldiğimiz noktada Türkiye özellikle genç işsizlikle karşı karşıya, hayat pahalılığı ile karşı karşıya, çalışanların yüzde 60 dan fazlası asgari ücretle çalışmakta ve alınan asgari ücretin, yoksulluk sınırı, hatta açlık sınırının altında alınan ücrete rıza göstermesi mecburiyetinde kaldığını, hepimiz yaşıyor ve görüyoruz. Özellikle, son zamanlarda hem sanayide hem esnaflarda, hem tarımda çok ciddi sıkıntıların olduğu apaçık bir gerçektir. Her ne kadar, hükümet kanadından bu işi abartıyorsunuz, algı yapıyorsunuz  deselerde , hayatın içinde yaşayan sizler, bizler ve sokaktaki insan olarak hepimiz bu yoksulluğu, bu çaresizliği, bu sıkıntıları ve acıları iliklerimize kadar yaşıyoruz” dedi.

CHP Adayı Hulus Özen, “Herkes Bilsin ki Kazanıyoruz!” CHP Adayı Hulus Özen, “Herkes Bilsin ki Kazanıyoruz!”

MEVCUT HÜKÜMET SİSTEMİ TÜRK MİLLETİNİN SIRTINDA BİR YÜKTÜR

GİK Üyesi Mümin İnan konuşmasının devamında; “İYİ Parti bütün bu gerçeklerin üzerine yeni bir yol öneriyor. Diyor ki “ bu Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ülkenin geleneksel yapısına aykırı ve dolayısı ile Türkiye’nin sorunlarını çözmek yerine, başlı başına Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bir sorun haline gelmiştir. Türk siyasi hayatı da, Türk milleti de bu sistemi taşıyamaz hale gelmiştir ve Türkiye’nin sırtında bir yük olarak devam etmektedir. Onun için biz, milliyetçi, kalkınmacı ve demokrat bir parti olarak, Türkiye’ye iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş bir parlementer sistemin inşasını, daha doğrusu yeni bir devlet inşasını, yeni bir sistem inşasını öneriyoruz. Bu şudur, kuvvetler ayrılığının mutlaka olduğu, parlementonun güçlü olduğu, parlementonun içerisinden çıkan, hükümetin çok güçlü olduğu, hükümetin yapmış olduğu icraatların mutlaka hem parlemento da hem de devletin denetleme mekanizması tarafından mutlaka denetlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bugün bir tek kişinin iki dudağının arasında yönetilmeye çalışılan Türkiye’nin hem dışta, hem de içeride çok büyük sıkıntılar yaşadığını görüyoruz. Komşularımızla çok ciddi sıkıntılarımız var. Avrupa Birliği ile ve dünya ülkeleri ile çok ciddi sıkıntılarımız var. Türkiye maalesef bir yalnızlık yaşıyor. Onun için biz şunu öneriyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduktan sonra, “Yurtta sulh, Dünyada sulh” yani barıştan yana bir ülkenin olması bizim hem içeride kalkınmamızı sağlayacaktır. Hem kimsenin toprak bütünlüğünde gözümüzün olmadığını düşüncesi ile komşularımızla da çok iyi münasebetlerin olacağı ve dolayısı ile bu iyi münasebetlerin Türkiye’nin iç piyasasına ve iç ekonomisine son derece olumlu etkisi olacağını da belirtmek isterim.

TÜRK ÇİFTÇİSİ İMDAT DİYE BAĞIRMAKTADIR

Türkiye bir Tarım ülkesi olmasına rağmen, komşuları ile kötü ilişkilerden maalesef bugün tarımımız çökmüş durumda. Düşünün dünya da kendi kendine yetebilen ülkeler arasında sayılan ülkemiz bu yıl kendi ürettiğinden daha fazla buğdayı ithal etmek zorunda kalmıştık. Bu şu demektir, dışarıdan buğday bulamazsak Türk insanı açlıkla karşı karşıya kalıyor demektir. Dolayısı ile bir ülkenin kalkınmasının toprağa atılan bir tohumdan başladığı düşüncesi ile Türkiye’nin öncelikle tarımdan başlamak suretiyle, ciddi bir şekilde tarıma dayalı sanayi ve modern sanayinin gerektiği bütün işlemleri yerine getirmek suretiyle bir kalkınma hamlesini başlatması gerektiğini özellikle ifade etmek isterim. Bugün yaşadığımız ortamda Türk lirasının yabancı paralar karşısında, altın karşısında her geçen değerini kaybetmesi, Türk Sanayisini yatırım yapmaktan uzaklaştırmaktadır. İthal ettiğimiz bütün ürünlerin, döviz cinsinden ithalatını sağladığımız için, girdi maliyetlerinin aşırı derece yükselmesi, ister istemez üreticimizi de yansımakta, üreticimizin kullandığı özellikle tarımda, gübrenin, tohumun ve mazotun ve diğer girdilerin hemen hemen yüzde yüzün üzerinde hatta bazı  kalemlerde özellikle gübrede yüzde 200-300 lere varan artışlarla maalesef bu yıl Türkiye buğday ve tahıl sıkıntısı ile karşı karşıya kalabilir, çiftçilerimizin büyük çoğunluğu girdi maliyetlerinden dolayı ekim dikim yapamamaktadır. Hükümetin en kısa süre içerisinde özellikle tarım kesimindeki insanlarımızın girdi maliyetlerini düşürmek ve onların pazarlarını daha da genişletmek için çok ciddi tedbirleri ve desteklerin alınması gerektiğini de buradan uyarmak istiyoruz. Çünkü artık Türk tarımı imdat diye bağırmaktadır. Biz iktidar olduğumuz andan itibaren Türk çiftçisini, Dünya çiftçisi hangi standartlarda destek alıyorsa o standartlarda  desteklenmesi için elimizden gelen bütün kaynakları kullanacağımızı da ifade etmek isterim.

İYİ PARTİ İSTİKRARLI YÜKSELİŞİNİ SÜRDÜRMEKTEDİR

Türkiye’de çok önemli bir nüfusun evine bir asgari ücret tutarının dahi girmediğine şahidiz. Çok büyük işsizlik var çok büyük sıkıntılar var. Dolayısı ile İYİ Parti iktidarında her eve en az bir asgari ücret seviyesinde bir gelirin girmesi için plan ve programını ile bunun kaynaklarının da temini konusunda uzmanlarımız çalışma yapmaktalar. Türkiye’yi yeniden bu bölgede itibarlı, sözüne itibar edilen, sözü dinlenen, sözünün karşılığında da masaya diğer ülkeler ile rahat oturabilecek bir pozisyona getirmek zorundayız. Dolayısı ile İYİ Parti bunu başarabilecek bir pozisyona ulaşmış durumdadır.

ALTERNATİF OLUŞMUŞTUR, İYİ PARTİ SİYASİ HAYATI BELİRLEMEKTEDİR

İYİ Partiden önce baktığımız zaman 20 yıllık iktidar içinde bir çok kez duymuşsunuzdur. “Bir alternatif mi var da oy vereceğiz” denilmekteydi. Ama artık alternatif oluşmuştur. İYİ Parti artık Türk siyasi hayatının dominat bir partisi haline gelmiştir ve siyasi hayatı belirlemektedir. Bunu da en yakın olarak geçtiğimiz mahalle seçimlerde gördük ve yaşadık dolayısı ile bugün İYİ Parti ve Millet İttifakının belediye başkanları neredeyse Türkiye’nin yüzde 65 lik nüfusuna sahip illeri yönetmektedir. Bunu başaran ve bu önerileri Cumhuriyet Halk Partisine getiren ve böyle bir  ittifakın yapılmasını sağlayanda yine sayın genel başkanımız Meral Akşener hanımefendidir. Artık belirgin bir hale geldik, son yapılan kamuoyu yoklamalarında da İYİ Parti istikrarlı bir şekilde yükselişini sürdürmektedir. Sayın Genel Başkanımızın “Ben Cumhurbaşkanı adayı değilim ama başbakanlığa adayım” ifadesi bizim içinde, Türk siyasi hayatı içinde, Türk milleti içinde son derece önemli bir olayı ifade etmektedir. Biz Türkiye için varız, Türk Milleti için varız.” dedi.

Editör: TE Bilişim