Yazar Ömer Fethi Gürer, Niğdeli Bakan Özmen’in öğretisi bir ders niteliğindedir” dedi.
 
Araştırmacı gazeteci yazar Ömer Fethi Gürer Niğde’nin Cumhuriyet döneminde çok sayıda bakan çıktığını ancak son on yılda Niğde bakansız kaldığını belirterek “Niğde’den devlette görev alanların önemli bölümü yaptıkları yararlı hizmetler ve dürüstlükleri ile anılmaktadır”dedi. Niğde ile ilgili dört kitapta yazan Ömer Fethi Gürer Atatürk dönemi Milli Eğitim Bakanı Abidin Özmen adının günümüzde yeni kuşakların pek bilmediğini belirterek oysa onun ülkesi ve devletine bakışı anlatan güzel örnekler vardır.Bunlar bilinmelidir diye Konuştu.Ömer Fethi Gürer Milli Eğitim Bakanı Abidin Özmen ile ilgili bir yaşanmış olayı da şöyle anlattı Abidin Özmen Milli Eğitim Bakanı iken yaptığı bir uygulama Cumhuriyet’in kurucu beyinlerini tanımlayan güzel bir örnekti.
“Ulus’ta şimdiki Ulus Çarşısı’nın yerindeki yanan, MİLLİ Eğitim Bakanlığı binasında ve makam odasındayız. Abidin ÖZMEN Milli Eğitim Bakanı ve yıl 1934-ÖZMEN çalışmaktadır, kapı çalınır. Bakan”gir” der.
   ATATÜRK’ün yaverleriden biri. Yanında 2 de çocuk, makama girerler. Gerekli seramoniden sonra, Yaver Bey Bakan Abidin ÖZMEN’e bir zarf uzatır. ÖZMEN Bey yer gösterir ve zarfı açar. ATATÜRK’ten gelen bir mektuptur bu. Kısaca anlamı şöyle:
 Bay Abidin Özmen
Milli Eğitim Bakanı
        Yaver bey ile birlikte,size gönderdiğim,ortaokul mezunu 2 fakir ve kimsesiz çocuğu,uygun göreceğiniz bir liseye parasız yatılı olarak kaydının yaptırıp.....,
       Bu bir Atatürk emridir, yerine getirilecektir.
       Bakan Abidin ÖZMEN, Orta öğretim Genel Müdürünü çağırtır.
       “ Yaver Bey’in yanında bu 2 çocuğun evraklarını alınız ve bu çocukları H.P. Lisesine, paralı yatılı kaydını yaptırıp, her ikisi içinde üçer yıllık, paralı yatılı makbuzlarının veli ve ödeyen hanesine ATATÜRK’ün ismini yazdırarak bana getiriniz” der.
 Bakanın emri yerine getirilmiştir.
Abidin ÖZMEN’de kısa bir mektup yazar, Yaver Bey’le ATATÜRK’e yollar. Anlamca şöyledir:
       “Muhterem ATAM
                  Yaver Bey’le göndermiş bulunduğunuz 2 çocuk hakkında emirlerinizi aldım. Ancak, arkasında Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu ve Reisicumhur ATATÜRK gibi birisinin, bulunduğu bu 2 çocuğu, fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız kabul etmedi.
                  Bu itibarla her iki çoçuğunda emirlerimiz gereği H.P Lisesine paralı yatılı olarak yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzlar ekte takdim…”
                   ATATÜRK bu mektup üzerine, devrin başkanı büyük İNÖNÜ’ye telefon etmiş.
    “Bak, senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı?” demiş ve olayı anlatmış.
      İNÖNÜ ilk anda duralamış ATATÜRK’ün tepkisini beklemiş ve o arada özür dileğini iletmiş. Atatürk
      “Yok” demiş, özür dileme. Çok memnun oldum. Keşke her devlet adamı bu medenî cesarete sahip olabilse ve gösterebilse… (Vahap Okay’a Rahmi Özmen bir mektup yazarak anlatığı olay)dır. Bu örnek dahi çok çok önemli bir anlatıdır.
 
 

Editör: TE Bilişim