Cumhuriyet Halk Partisi Niğde İl Başkanlığı, Merkez İlçe Başkanlığı, Gençlik ve Kadın Kolları, Belediye Başkanları ve İl ve İl Genel Meclis Üyeleri parti binasında toplanarak basın açıklaması yaptı.
 
CHP’liler darbe girişimi nedeni yaptıkları basın açıklamasında; 15 Temmuz Darbe girişimi sonrası yaşanan darbe süreci ilk andan itibaren CHP Genel Başkanımız Sn Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP tüm örgütleri ile ret edilmiş ve darbeye karşı durulmuştur. Sürecin devamında Halkımız ile meydanlarda sokaklarda darbe karşıtı düzenlenen her etkinlikte üyelerimiz ile yer aldık.
Ülkemizde bu süreç sorunları ile devam etmektedir. Geleceğin Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği Çağdaş medeniyet seviyesine doğru oluşması için hepimize büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Bizler CHP Niğde il örgütü olarak Milletvekilimiz, İl Başkanımız, il Kadın Kolları Başkanımız,İl Gençlik Kolları Başkanımız,Merkez  ve İlçe Başkanlarımız, Belediye Başkanlarımız, İl Genel Meclis Üyemiz, Belediye Meclis Üyelerimiz ve Belde başkanlarımız ile yaptığımız toplantısı sonrası düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşma kararı aldık.
 Bu süreci atlatmanın tek ve doğru yolu cumhuriyet değerleri ve Demokrasiye bağlılıktan ayrılmamaktır. Kim olursa olsun herkesin hakkı hukukunu koruyarak, hukukun üstünlüğüne inanarak adalet duygusundan ayrılmadan sorunların aşılacağına inanıyoruz. Siyasi partiler ve kurumlar arası uyumun Demokrasimiz adına önemli olduğuna inanıyoruz. Farklı siyasi düşüncelerde olmamız ülkemizin sorunları için bir arada olmamıza aengel değildir. Bu süreçte her türlü provokatör eylemlere karşıda duyarlı ve dikkatli olmalıyız. Davranışlarımızda hoş görü ve samimiyet içinde yürümek zorundayız.   
 21. Yüzyıldayız, 21. Yüzyılda. Hangi gerekçeyle darbe yapılması düşünülebilir ki. Eğer bir sorun varsa, parlamenter rejim içinde her  sorunun çözülmesi  olasıdır.
 Demokrasi, görüşü ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun hepimizin ortak paydası olmak zorundadır. Parlamenter sisteme, parlamenter demokratik sisteme yönelik bir darbe girişimi olmuştur.  Parlamenter demokratik sistemi yaşatmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. 
Demokrasiyi savunmak bizim temel görevimizdir. Biz cumhuriyeti acıyla kurduk, kanla kurduk, gözyaşıyla kurduk. Cumhuriyet birileri tarafından bize altın tepsi içinde sunulmadı. Cumhuriyetin kuruluşunda bu ülkenin alın teri var, bu ülkenin insanlarının alın teri var, gözyaşı var. Cumhuriyeti kuranların en büyük hedefi, bize vasiyeti, “Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırın” demişlerdi. Gazi Mustafa Kemal diyor ki “Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.” Neden? “Artık hiçbir vatandaş padişahın kulu, kölesi olmayacak, özgür cumhuriyetin bireyi olacak” diyor; özgür cumhuriyetin bireyi… Bunu demokrasiyle taçlandıracağız. Bize mirastır, bize vasiyettir bu. Ama demokrasiyi gün geçtikçe derinleştireceğiz ve geliştireceğiz. Ana hedeflerimizden birisi de budur. 

Cumhuriyet kurulduğu zaman Türkiye bütün mazlum ülkelere örnek oldu,  Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyet mücadelesini, demokrasi mücadelesini örnek aldılar. Bugün yine aynı şekilde bütün mazlum ülkeler ve bütün Müslüman dünyası Türkiye’deki cumhuriyet ve demokrasinin gelişmesini bekliyor. Ne kadar gelişirse, insan hakları bağlamında ne kadar büyürse bütün bu ülkelerin tamamına genç Türkiye Cumhuriyeti örnek olacaktır. 

Demokrat denmekle demokrat olunmuyor. Demokrasi demekle de demokrasi gelmiyor. Önce evinizde demokrat olacaksınız, sokakta demokrat olacaksınız. Dayatmayı değil, dinlemesini bileceksiniz. “Her şeyi ben bilirim” değil, istişareyi bileceksiniz, danışmayı bileceksiniz. Yani demokrasi kültürünüzü geliştireceksiniz. Bu da okumayla olur, bilgi sahibi olmakla olur, insanı sevmekle olur, karşı düşünceye saygıyla olur. Demokrasi kültürü budur.
Türkiye Cumhuriyeti de demokrasi yolunda ağır bedeller ödemiştir. İdam sehpaları kurulmuştur. Her darbe sonrası en büyük zararı Cumhuriyet Halk Partisi görmüştür. Evet, bir daha söyleyeyim: Her darbe sonrası en büyük zararı Cumhuriyet Halk Partisi görmüştür. Bizim partimizin genel başkanları tutuklanıp hapse atılmıştır. Bizim bütün arşivlerimize el konulmuştur. Bizim mal varlıklarımıza el konulmuştur. İl başkanlarımız, ilçe başkanlarımız hapse atılmıştır. Demokrasiyi savunmayacaksak, cumhuriyeti savunmayacaksak neyi savunacağız? Cumhuriyet sevdasından, demokrasi sevdasından ve tarihimizin birikiminin bize verdiği bilgilerden asla ödün vermedik. Her dönem bunları savunduk, her dönem savunduk. O kadar ki, bu ülkenin Anayasa’sına değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddeyi koyduk, Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Değiştirilmesi dahi teklif edilemez…Herkes düşüncesini özgürce ifade eder. Demokrasinin temeli budur. O nedenle biz ısrarla ama ısrarla diyoruz ki: Türkiye Cumhuriyeti üçüncü sınıf demokrasiye değil, birinci sınıf demokrasiye, tam demokrasiye layıktır”denildi.

 
Editör: TE Bilişim