Büyük Birlik Partisi (BBP) Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Bünyamin Karataş, 2002 yılından beri ülkeyi yöneten iktidarın geldiği nokta itibarı ile adeta bataklığa saplanmış durumda olduğunu söyledi. Karataş, "Hem ahlaki bataklığa hem de yolsuzluk bataklığına saplanmış durumda. Milletle çatışan ve değerleriyle adeta düşman olmuş bir iktidarla karşı karşıyayız." dedi.

Haber: Enes Can ÖZMEN - CHA Niğde


Gündeme dair açıklama yapan BBP MKYK Üyesi Bünyamin Karataş, "Bugün maalesef millet olarak, ülke olarak hiçbir dönemde yaşamadığımız belki de sivil bir darbenin sarsıntılarını, şoklarını hissetmediğimiz kadar bugünlerde bu üzüntülü durumu hep beraber millet olarak yaşamaktayız. Önümüzde belki de milletimizin literatüründe olmayan çok enteresan kavramlar gelişti ve konulmaya başlandı. Büyük umutlarla iş başına gelen ve 2002 yılından beri ülkeyi yöneten iktidar maalesef bugün geldiği nokta itibarı ile adeta bataklığa saplanmış durumda. Hem ahlaki bataklığa hem de yolsuzluk bataklığına saplanmış durumda. Bugün milletin değerleriyle örtüşüyor mu diye baktığımızda yapılan icraatlara, maalesef milletle çatışan ve değerleriyle adeta düşman olmuş bir iktidarla karşı karşıyayız." şeklinde konuştu.

Öteden beri özgürlükten yana olduğunu ifade eden ve hedefini AB'nin normları olarak açıklayan AK Parti iktidarının bugün geldiği noktada AB normlarından döndüğünü ve milletin çıkarlarına değil de kendi çıkarlarına hizmet eden duruma geldiğini görmekte olduklarını vurgulayan Bünyamin Karataş, sözlerine şöyle devam etti: "Tabi ülkemizde özellikle 17-25 Aralık operasyonlarıyla yapılan görsel operasyonlarda gördük ki esasında AKP'nin bugüne kadar kapalı devre bir yayınla adeta ülkeyi yönettiğine şahitlik ettik. Öyle bir kapalı devre yayın kurulmuş ki hiçbir şekilde yapılan yolsuzluklar, usulsüzlükler, kanunsuzluklar dışarı zikredilmiyor ya da yansıtılmıyordu. Ama 17-25 Aralık'ta yapılan operasyonlarda gerçekten bu milletin evlatları, devletine ve milletine sadakatli bağlı olan insanlar tarafından ortaya konan bu operasyonlarda gördük ki adeta Türk milleti cambaza baktırılmak suretiyle aşağıdan soyulmaya başlanmış. Öyle soyulmuş ki Cumhuriyet tarihinde hiçbir mukayesesi olmayacak kadar mevlalar konuşuluyor."


Bu buz dağının gözüken kitlesinin daha ne kadar derinlere gittiğini ya da derinlerde elinin kolunun olduğunu bilmediklerini ifade eden Karataş, "Tabi bu operasyonlar neticesinde hemen karşı savunmaya geçen iktidar partisi bakanları, milletvekilleri ve iktidar partisinin genel başkanı kendilerine tuzak kurulduğunu savundular. Ama bugün bakıyoruz ki aynı iktidar partisi, aynı hükümet o gün operasyon yapılan Reza Zarrab ve bakanların çocuklarına faizleriyle beraber iade ediyorlar. Demek ki o operasyonlar doğruymuş, gerçekmiş, o paralar, o yolsuzlukla elde edilen gelirler, o yatak odalarına saklanan kasalar ayan beyan bugün ortaya çıkmış durumda, doğru olduğu anlaşılmıştır." dedi.


O gün devletin polisine, savcısına galebe çalanlar bugün çıkıp  Tük milletinden, polislerden, savcılardan özür dilemesi gerektiğini kaydeden Karataş, "Onlara attıkları iftiradan dolayı da gidip helallik almalıdırlar. Aksi takdirde Türk milleti asla memleketine ihanet eden devletinin  kasasından para çalanlara hakkını helal etmeyecektir." ifadesini kullandı.

Ülkenin bugün her anlamda ahlaki bir çöküntü içerisinde olduğunu söyleyen Karataş, şunları ekledi: "Fuhuş almış başını gidiyor. Elbette bugün bu iktidar marifetiyle fuhuş TCK'dan suç olmaktan çıkartıldı. Bugün geldiğimiz noktada cep telefonları randevulaşma aracı, internet de chat'leşme aracı olarak kullanılıyor. İşte bugün bu mevcut düzende gençlerimizin içine düştüğü bu ahlaki buhran bizi bu duruma düşürmüştür. Dolayısıyla teknolojik olarak bize dayatılan adeta 'alın ne duruyorsunuz' diye reklam edilen bu teknoloji harikası ürünler milletimizin altyapı olarak kültürel anlamda hazır olmadığı bir durumda devletin korumasına muhtaçken devlet bu konuda adım atmamış. Yine buna mukabil gençlerimizin uyuşturucu bataklığına sürüklendiğini izliyoruz. Bugün iktidarı destekleyen televizyon kanallarında bile her gün bonzaiden, uyuşturucudan ölen gençlerimizin haberleri yapılıyor. Ama o haberi yapan kanallar destekledikleri iktidar

partisinin sanki bu olaylarda hiçbir etkisi yokmuş gibi haber yapıyorlar. Ben buradan hükümeti uyarmak istiyorum .Uyuşturucu tıpkı terör belası kadar TC'nin başına beladır. Bugün terörde bir aymazlık yapıyorsunuz, terörü yok farz ediyorsunuz. Halbuki terör sizin döneminizde hiçbir döneminde olmadığı kadar hayat bulmuştur, ekonomik ve silah anlamında belki de tarihinin en güçlü dönemini yaşamaktadır. İşte bugün böyle bir olumsuzluğu yaşattığınız bu ülkede maalesef uyuşturucu teröründe de sizin elinizde sizin göz yummanızda ya da bu konuyla ilgili gerekli hukuki adımlar atmamanız sebebiyle uyuşturucu terörü de zirvesini yaşıyor. Hem ekonomik anlamda hem de dağılım noktasında şu anda neredeyse bütün okul önlerinde, bütün köylerde, bütün kasabalarda çocuklarımızın her an her yerde bulabildikleri bir tehlike durumunda. Ama bu konuyla alakalı iktidar partisinin kendi iktidarını koruma ve kollama anlamında yaptığı çalışmaların dışında bir adım attığına şahitlik etmiyoruz. Eğer siz kendi koltuklarınızı koruma ve kendi yaptığınız yolsuzlukları karartma adına yaptığınız çalışmaları bugün uyuşturucu terörü adına ortaya koymuş olsaydınız çocuklarımız bonzai belasından ölmemiş olacaklardı. Dolayısıyla böyle bir gerçeklik varken bunu görmemezlikten gelmenizi manidar buluyoruz. Bu uyuşturucu tüccarlarının sanki özel izinle yaptığı bir satış var bu ülkede. Allah aşkına bu ülke bu kadar kontrolsüz mü? Nasıl oluyor bu satış? Bu uyuşturucu nereden geliyor? Kim getiriyor? Kim okul önünde bunu tezgahlayabiliyor? Peki bunlar yapılırken bu ülkenin asayişinden sorumlu olanlar neredeler? Ne iş yapıyorlar? Maalesef ülkemizde ülkenin güvenliğinden sorumlu olan MİT'in, PKK uzantısı Kandil ve içerideki siyasi uzantısı hedefi arasında turizm şirketi gibi mektup zarfı götürüp getirdiğine şahit oluyoruz. MİT'in görevi ülkenin güvenliğini sağlamak olmalıdır. Dolayısıyla buradan devletin tüm yetkili kurumlarını göreve davet ediyorum. Hem uyuşturucu terörü konusunda hem de PKK terörü konusunda gerçekten üzerilerine düşen görevleri yerine getirmelerini beklediğimizi ifade ediyorum.



Editör: TE Bilişim