KESK’e Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Niğde İl Temsilcisi Yılmaz YILDIZ yazdı.

 

 KESK; varlığını dillendirdiği günden itibaren hep ırkçılığa ve şovenizme karşı Halkların Kardeşliği, Savaşa karşı BARIŞ dedi. Demokrasinin katılımcı ve çoğulcu diyalog kültürünü önemsedi. Haksızlıklara karşı meşru direnme hakkını kullandı. Bugün olduğu gibi son 3-5 aydır BARIŞ sever, BARIŞ sevdalısı olmadı. Çok kimlikli, çok kültürlü değerlerinin emek mücadelesiyle sentezlenerek gelişen sosyal-siyasal ve ekonomik olaylarda kendini ifade etmenin yol ve yöntemlerini aradı. Emek ve Demokrasi Mücadelesin yolunda çok ağır bedeller ödedi, ödemeye de devam ediyor. Bu uzun soluklu süreçte faili meçhul cinayetlere kurbanlar verdik. Zindanlara tutsak edildik. Halen birçok üye ve yöneticilerimizin yargılanma süreci devam ediyor. Sözüm o ki; bu haklı mücadelemizde daha düne kadar bizleri vatan haini, bölücü, dinsiz, terörist vb toplumun gözünden düşürüp itibarsızlaştırmak için elinden geleni ardına koymayanlar şimdi kocaman bir barış sevdalısı oldular. Kürt sorunun çözümünde ne hikmetse birden bire taraf oldular.Bu sürece müdahil ol(a)mayanlar da kalan boş koltuğa oturuverdiler.Hayırlısı olsun.

 

       Akil İnsanlar Heyeti Niğde ye geldi ve bizlerde davet edildik. Tıpkı İlimizde bulunun sendikaların ve diğer STK’ların geçmişte ki davetlerine icabet ettiğimiz gibi ve söylenecek sözümüz olduğu için katıldık. Çünkü ne askerin ne polisin ne de Kürt çocuklarının artık ölmesini istemiyorduk. Bir demokratik kitle örgütü olarak üyelerimizle değerlendirme yapıp ‘’ Akil İnsanlar Heyeti ’’ ile görüşmede hangi konuları ifade etmemiz gerektiğini, nasıl bir yöntemle sürece ilişkin ne söyleye biliriz tartışmalarını yaptıktan sonra SES Temsilciliği olarak iki (2) kişi toplantıya katıldık. Sendikal Kültürümüz gereği hem üyelerimizin değerlendirmelerini hem de kişisel görüşlerimizi yerel basınımızın önünde heyete aktardık. Kürt sorunu adını ne koyarsanız koyun. İster var deyin, yok deyin ama barışçıl ve demokratik bir yöntemle çözün. Savaş olmasın. Kimse ölmesin. Geçmişle, gecikmişte olsa onurlu adil-eşit ve hakikatli bir hesaplaşmanın, yüzleşmenin gururu yaşansın. Halklar kardeş olsun. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içersinden sadece Kürtlerle değil tüm halklarla barış içinde kardeşçe yaşansın. Vatan bölünmesin. Huzur gelsin. Ne Türk ne de Kürt anaları artık ağlamasın. KESK bugün değil mücadele tarihinden itibaren 25 yıldır bunu söyledi ve söylemeye de devam edecek.

 

             SES Temsilciliğinin AKP’li Niğde Belediye Başkanı Faruk AKDOĞAN’ın talimatıyla balyozla yıkılmasının BARIŞ sürecindeki AKP’nin aslında yerellerde kadro düzeyinde farklılıklara karşı SAVAŞ yaptığını bu nedenle bütünsellikten uzak olduğunu, çeliştiğini ve bu durumun göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledik. Niğde basınımızın Anadolu Haber ve Gündem Gazetelerinde konuya ilişkin çıkan haberlerimizi bütün katılımcılarının gözü önünde heyete verdik. Konuyu tüm boyutu ile takip edeceğimizi söyledik. Toplantı bitiminde de bütün heyetle bire bir yüz yüze görüşme yaparak SES Temsilciliğime yapılan bu çirkin saldırının demokrasi ile ve bu barış sürecinin mantığına denk düşmediğini ama bunlara rağmen akan kanın durması konusunda Ülke genelinde yaşanan sevindirici tablodan dolayı umutlu olduğumuzu ifade ettik.

 

        Akillerle Niğde Grand Otel de yapılan toplantıya bazı STK’ların ve tüzel kişiliklerin alınmamasını doğru bulmuyoruz. Bütün STK ve tüm DKÖ toplantı açık olmalıydı. Bu durumu bizlerde kınıyoruz. AKP bu sürece ilişkin tepkili olan kesimleri dışarıda bırakarak muhalefet gücüyle toplumun deşarj olmasını ve zaman kazanarak yıllardır süren çatışmalı ortamın yarattığı travmanın ortadan kalkması için sürece yaymaya çalışmış olabileceği algısını gözlemledik. Çünkü; kendinden başka demokrat, dindar, devrimci, vatan sever vs tanımayan iktidar her zaman yaptığı gibi kolluk güçlerini üzerinden bu protestoların önüne geçerdi. Geç(e)medi. Bu haliyle kendilerine gelecek eleştirileri dar alanda eritmeye çalıştılar ve buna da devam ediyorlar.

 

       STK’larla yapılan toplantıda Emek ve Meslek Örgütlerinden Temsilciler olduğu gibi Sağ-Sol-Dindar, Milliyetçi ayrımı yapılmadan hemen hemen tüm kesimlerden İlimizde kanaat önderi olarak sayıla bilecek bireysel katılımcılar ve konuşmacılarda vardı. Katılımcı demokrasi gereği ve vatanını seven bir yurttaş olarak, tıpkı içeriye alınmadıkları için otelin önünde protesto etme hakkını kullanan kişilerin ifade etme hakkını savundukları gibi bizlerde SES olarak toplantıya katılıp kendimizi ifade ettik. Bunu yine aynı otelde Sağlık eski Bakanı Recep AKDAĞ İlimize geldiğinde de yaptık ve hatta SES Niğde olarak Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof.Dr.Adnan ÇINALI’lı ile tüm engellemelere rağmen ayrıca toplantı yapıp, taleplerimizi ifade etmiştik.Her platformda yer alarak Sağlık Emekçilerinin gerek emek, gerekse demokrasi sorununa karşı görüşlerini savunduk.Anlaşılmayan aslında şu; hem bir toplantıda olmak isteyeceksin.Hem de içeride olan STK’ları, DTK ve kişileri eleştireceksin.Tabi en doğal hakkın içeriye alınmadığın için tepki göstereceksin  ama sonra katılanları da eleştirmenin doğru olmadığı kanısındayım.

 

        ‘’Sayıca bizden az sendikalar içeri alındı, biz alınmadık.’’ Vb söylemlerini de talihsizlik olarak değerlendiriyoruz. Eğer; bir haksızlığa karşı tepki gösteriliyorsa yeni bir hak ihlaline de yol açılmamalıdır. Üye sayısı üzerinden SES’in kendini ifade etmesinin eleştirilmesi doğru değildir. Sendikal Mücadele de kimse senden daha büyüğüm yol benim, su senin diyemez. Üye sayısının çokluğunun ne ifade ettiğini yetki süreçlerinde ki sözüm ona yetkili sendikaların ETKİSİZLİĞİNİ hepimiz görüyoruz. Ki böyle olması eğer doğru ise iş kollarında yetkiyi alan sendikaya karşı kimse sesini çıkar(ma)malı. Muhalefet yap(ma)malı. Tüm toplantılara yetkili olan katılmalı. Bu kesinlikle doğru değildir. Ret ediyoruz. Biz temsil hakkının herkesimin ayrımsız, tarafsız, eşit ve adil kullanmasından yanayız. Meşru bir hak olarak gördüğümüz için temsil hakkımızı kullandık.

         KESK başkanı Lami ÖZGEN’i Akil İnsanlar Heyetinde olduğunu İş Yerlerinde, toplantılarda sürekli dillendireceksin, haksızca aleyhte propaganda yapıp acaba KESK’ten üye istifa ettire bilir miyim diye çabalayacaksın ama MEMUR-SEN başkanı Ahmet GÜNDOĞDU’nun da heyette olduğunu bilmeyeceksin. Bunların hiç biri niyetten bağımsız değildir. Bilinçlidir. Durumun da farkındayız. Lakin; Lami ÖZGEN’in bu sürece ilişkin mevcut durumu usul itibariyle eleştirile bilir, tartışa bilir ama bu kendi mekanizması içinde hayat bulacak bir durumdur. Esas itibarıyla ise ülkemizin böylesi önemli tarihsel bir süreçten geçerken KESK’in SESsiz kalmasının doğru olmayacağıdır. Yıllardır savunduğu değerler üzerinden bu dönemde temsil hakkını kullanması önemlidir..

 

Editör: TE Bilişim