CHP Niğde İl Yönetiminin  Ahilik ve Ahilik Teşkilatı  hakkında açıklaması
  Bir toplumun , ülkenin, milletin gelişmesini sağlayacak en önemli girdi, insan kaynağıdır. Teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun neticede o teknolojiyi kullanacak olan insandır. İnsan unsurunu gerektiği ölçüde ele alıp yetiştirmeyen toplumların varlıklarını muhafaza etmesi mümkün değildir. Bu nedenle, eğitim bütün toplumların iyi organize olarak yürütmek mecburiyetinde oldukları faaliyet alanlarının başında gelir.
  Her ülkedeki eğitim felsefesi ve sistemi o ülkenin sosyal ve kültürel yapısı ile sınırlanır ve belirlenir.
  Bunun içindir ki her millet, tarihinden, sosyal ve kültürel geçmişinden ilham alarak, ekonomik ve teknolojik gelişmeleri takip edebilecek şekilde kendi bünyesine uygun bir milli eğitim politikası tespit etmek ve buna göre bir eğitim sistemi kurmak ve işletmek zorundadır.
  Eğitim sistemimizin alt sistemi, mesleki ve teknik eğitim sistemimizdir. Buradan hareketle AHİLİK ilk ciddi anlamda mesleki eğitim müesseseleridir.
  AHİLİK: Esnaf ve sanatkarlar arasında dayanışma , birlik ve beraberlik esasına dayalı olarak kurulmuş bir teşkilattır. Bu teşkilat 13. Yüzyıldan 18. Yüzyıla kadar da ‘’GEDİK’’ yani ‘’LONCA’’ teşkilatı olarak toplumun ekonomik ve ticari kesimindeki oluşumları düzenlemiştir.
  Sözlük olarak AHİLİK: Eli açık , cömertlik, dürüstlük ve yiğitlik anlamlarına gelmektedir.
  Terim olarak AHİLİK: Anadolu’da 13. Yüzyılda kurulmuş belli bir süre içinde bir takım kurallara göre işlemiş esnaf ve sanatkar birliğini  ifade eder.
  Bir başka kaynakta da ; 14. Yüzyılda Anadolu’da ‘’AHİLİK’’ adı altında devlet kurulduğunu ve askerlere de ‘’SEĞMEN’’ adının verildiğini öğrenmekteyiz.
  Türklerin ekonomik ve sosyal hayat düzeninde önemli rol oynadığını bildiğimiz  AHİLİK , Anadolu’da Selçuklular devrinde meydana çıkan, Osmanlı Devletinin ilk yıllarında etkili olan önemli ve yaygın eğitim kurumlarıdır.
  AHİLİK; küçük esnaf, usta ve çırakları içine alan, mesleklerini doğruluk ve dürüstlük prensiplerine uygun olarak yapmalarını ve ayrıca eğitim görmelerini hedefleyen bir teşkilattır.
  Ahilik; Anadolu insanına , alın teri ile geçinme başı dik, kendine güvenli ve minnetsiz yaşama tekniği kazandırmıştır.
  Ahiler, her grup sanatkar ve meslek sahibi için ayrı ayrı olmak üzere , bedesten, arasten yada uzun çarşı denen kalın duvarlarla çevrili görkemli yapılar içindeki yan yana dizilmiş dükkanlarda sanat yada mesleklerini becerili ve yetenekli olarak gururla sürdürmüşlerdir.
  Ahiler, aralarında kurdukları güçlü ve etkili otokontrol ile de standart, sağlam ve ucuz mal satarak her dinden ve milletten kişiye, güvenli ortamlarda ürünlerini satarak işlerini yürütüyorlardı.
  Aile terbiyesi , meslek terbiyesi, din ve vatandaşlık duygusu ile yoğrulmuş bir davranış biçimi sergilemeleri, onları işlerinde üstün kılıyordu. Her mesleğin ve sanatın piri vardı.
  Ahiliğin ahlak dışı saydığı, Ahiliği Ahilikten çıkaran eylemleri şöyle sıralayabiliriz:
1.Zina işlemek
2.Münafıklık , dedikodu, iftira
3.Gururlanmak, kibir ve fitnecilik
4.Merhametsizlik
5.Kıskanmak, hasetlik
6.Kin beslemek , kindar olmak
7.Sözünde durmamak
8.Yalan söylemek
9.Emanete hıyanet etmek
10.Kişinin ayıbını örtmemek, ayıbını yüzüne vurmak
11.Cimrilik , eli sıkı olmak
12.Adam öldürmek
  Bunlar toplumumuzda kişiyi değersiz kılan ve çirkin , abes gören hal ve hareketlerdir.
  Konya’da oturmakta olan Mevlana (1207-1273) Selçuklu sarayı ileri gelenlerini ahlak ve hoşgörü telkinleriyle etkilemeye çalıştı. Kırşehir’e yerleşmiş olan Hacı Bektaş (1210-1270) , göçebe ve yerleşik Türk toplulukları arasına girerek , Türk dilinin , folklorunun eriyip gitmemesine çalıştı. Yine Kırşehir’de yaşayan Ahi Evran ‘da esnaf ve sanatkarları , ‘’AHİLİK TEŞKİLATI’’ adı altında toplanarak, sanat ve ticaret ahlakını , üretici ve tüketici çıkarlarını güven altına almak suretiyle, devlet otoritesinin azaldığı, asayişin ve iktisadi düzenin sarsıldığı bir anda halka mukavemet gücü aşıladı .
  Ahilik teşkilatı kısa zamanda gelişerek Anadolu’nun dört bir tarafına yayıldı.
  Ahi Evran’ın birlik ve dirlik davası meyvesini vermiş; Ahlak ve sanatın terkibi öylesine mayalanmış ki bu örgütün ilkeleri asırlar boyu çalışan kesimin işleyişini düzenlemiş, Osmanlı ve Yeniçeriliğin kuruluşunda önemli rol oynamıştır. Devlet adamları bu kuruluşlara girmeyi bir ‘’şeref’’ kabul etmişlerdir.
  Orhan Gazi ve 1. Murat kuruluş döneminin vezir ailesi olan Çandarlılar birer AHİ idiler.
  Ahiler, çatışmacı değil , dayanışmacı bir ruh yapısına sahiptirler. Zengin ile fakir , üretici ile tüketici, emek ile sermaye , millet ile devlet gibi kısacası toplumun bütün fert ve kurumları arasında iyi münasebetler kurarak , herkesin huzur içinde yaşamasını sağlamak Ahi birliklerinin başta gelen amacıdır. Güçlünün zayıfı ezmesine veya bir kimsenin haksız kazanç sağlamasına Ahilik şiddetle karşıdır.
  Zamanımıza gelirsek , bütün esnaf ve sanatkarlarımız  tarihimiz ve geçmişimiz olan AHİLİĞİN ilkeleri ve prensiplerini örnek alıp uygulayarak çalışmalarını sürdürürse hepsi, hepimiz kazanırız.
  Bu vesileyle tüm esnaflarımızın ve sanatkarlarımızın ‘’Ahilik Haftasını’’ kutlar, temiz kazançlarla , sağlıklı nice yıllar diler saygılarımızı sunarız.

 
Editör: TE Bilişim