Sultan Mahmut zarif, zayıf yapılı, hoşgörülü ve merhametli bir hükümdardı. Şair Keçeci zade İzzet Efendiyi severdi ve ara da, sıra da ona şaka yapmaktan zevk alırdı.
Sultan bir gün Keçeci zadeye camsız bir gözlük hediye etti. O da gözlüğü aldı, teşekkür edip gözüne taktı. Gökyüzünün derinliklerine doğru baktı, mırıldanarak bir şeyler okumaya başladı. Sonra “ÖLÜMSÜZ OLAN YÜCE ALLAHDIR” dedi. Sultan Mahmut hiç beklenmedik cevap karşısında şaşırdı, şair İzzet efendiye;
“Aşk olsun Efendi Hazretleri uzakları maşallah çokça güzel görüyorsun” Keçecizade hemen taşı gediğine koydu ve;
Sultanım lütfettiniz! Eğer bir de gözlüğün camı olsaydı Arş-ı Alada, levhi mahfuzda ne varsa okurdum” dedi. Bu hazır cevaptan mutlu olan Sultan, çok değerli bir gözlüğü İzzet Mollaya hediye etti ve “Helal olsun sana üstadım” diye İltifatta bulundu.
Sultan Mahmut fırsat buldukça kıyafet değiştirir, halkın arasına girer, vatandaşın dertlerini dinlerdi. Böylece devlet-millet kaynaşmasını sağlardı. Kulaktan dolma, yalan yanlış sözlerle devletin yönetilmeyeceğini bilirdi. Özellikle halktan kopuk olan yönetimin ayakta kalamayacağına inanırdı.
Bu gün, bu noktada hareket eden iradeye ne karar çok ihtiyaç duyduğumuzu anlatmamıza bilmem gerek var mıdır? Eğer sistemi işletenler, topluma siyaseten eşit hizmet veremiyorlarsa, burada bir arıza var demektir. 
Bu milletin vekilleri, siyaset adına ve hizmet yerine, birbirlerine karşı ağza alınmadık sözlerle hakaret ediyorlarsa, bilsinler ki halkımız bu durumdan tiksinti duymaktadır.
Bir zamanlar “Devlet Baba” dendi mi akan sular dururdu. Bir de dua gibi söylenen “Allah devlete millete zeval vermesin” sözü yüreğimize mehlem olurdu.
Saman altından su yürütenleri, yel gelince dereye, sel gelince tepeye çıkanları çok iyi tanımak gerekmez mi?
Biz şimdi Sultan Mahmut’un camsız gözlüğü ile dünyayı seyreden Keçecizede’nin zarif ve nükteli sözleriyle, bugünün “at gözlüğü” ile insanlara bakıp, yalanları süsleyerek, altın tas içinde sunmalarının farkına varmalıyız. Bu durumda siyaset adına, özü, sözü bir olanları nasıl ayırt edeceğiz? Matematikte değişmeyen bir kural vardır, “iki noktadan bir doğru geçer” Bunun yorumunu sevgili okurlarıma bırakıyorum.
Sultan Mahmut’un hoşgörüsünü, engin merhamet duygusunu, halkın derdini bizzat yerinde dinleyip çözüm üretmesini, günümüzdeki politikacılara da örnek olmasını diliyoruz.