<span style="font-family: Verdana; "><span style="font-size: 14px; "> <br /> <br /> Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu "Sınav Odaklı Eğitim, Eğitim<br /> Sistemini İçten İçe Çürütmeye Devam Ediyor!" <br /> <br /> Niğde Eğitim-Sen Yürütme Kurulu tarafından yapılan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi. <br /> <br /> <br /> <br /> 2012 Lisans Yerleştirme Sınavları’nın (LYS) sonuçları açıklandı. Sınavlara<br /> toplam 1 milyon 938 bin 165 aday girerken, 189 bin 410 aday en az bir puan<br /> türünden sıfır puan almıştır. Liselilerin onda birinin “sıfır çekmiş”<br /> olması, Türkiye’de bir süredir tartışma konusu olan “eğitimin niteliği”<br /> tartışmalarının boşuna olmadığını göstermektedir. <br /> <br /> <br /> 2012-LYS’de en az başarılı olan iller sıralamasında yine bir değişiklik<br /> olmaması dikkat çekicidir. MF puan türünde Ardahan, TM puan türünde Şırnak<br /> ve TS puan türünde Gaziantep bu yıl en az başarılı iller olmuştur. MF’de<br /> Artvin, Hakkari, Şırnak, Ağrı, Şanlıurfa, Mardin, Kocaeli, Muş, Kars; TM’de<br /> Ardahan, Hakkari, Tunceli, Şanlıurfa, Gaziantep, Batman, Mardin, Van ve<br /> Diyarbakır; TS’de ise Ardahan, Hakkari, Tunceli, Şanlıurfa, Elazığ,<br /> Karaman, Iğdır ve Kahramanmaraş en az başarılı iller arasında yer almıştır.<br /> Ülke genelinde çeşitli alanlarda yaşanan eşitsizliklerin, eğitim sistemi<br /> üzerinden daha da derinleşerek sürdüğü görülmektedir. Üniversiteye giriş<br /> sınavları başta olmak üzere, Türkiye’de öğrenciliğin hemen hemen bütün<br /> aşamalarında karşımıza çıkan sınavlar, son yıllarda başlı başına bir ülke<br /> sorunu haline gelmiştir. <br /> <br /> <br /> Türkiye’de okul çağında olan 18 milyon öğrencisi varken, bu öğrencilerin<br /> her yıl yaklaşık 2 milyonu her yıl geleceğini kazanma umudu olarak<br /> üniversiteye girmeyi ve buradan edineceği meslek ile yaşamını anlamlı<br /> kılacağını düşünmektedir. Bugün iyi bir işe girmek için vatandaşın önüne<br /> tek çıkış kapısı olarak üniversite sınavının kazanılmasının konulması,<br /> eğitim sistemini tam bir çıkmaza itmiştir. Son yıllarda üniversitelerin<br /> siyasi iktidar ve sermaye lehine yaşadığı dönüşüm, yükseköğretim sistemini<br /> sosyo-ekonomik durumu daha iyi olan öğrencilerin gidebildiği, “fırsat<br /> mekanları” haline getirmiştir. <br /> <br /> <br /> Türkiye’de sınavların uygulanması her ne kadar sistemin aktörleri<br /> tarafından bilginin ölçülmesi ve değerlendirilmesi üzerinden tartışılıyor<br /> olsa da bu durum her sınavın aslında “en başarılı test çözenlerin”<br /> seçilmesi ve diğerlerinin elenmesi üzerinden gerçekleştiği gerçeğini<br /> kesinlikle değiştirmemektedir. <br /> <br /> <br /> Eğitimin uzun zamana yayılan beklentileriyle, sınavların ortaya çıkardığı<br /> pratik sonuçların giderek daha fazla ayrışmaya başlaması, sınavların sistem<br /> tarafından kendisinden beklenen işlevini bile yeterince yerine<br /> getiremediğinin kanıtı durumundadır. Sınavların içeriğinden biçimine,<br /> süresinden amacına kadar hemen hiçbir özelliğinin gerçek anlamda aday<br /> başarısını ölçmede yeterli olmadığı yaşanan örneklerden yola çıkılarak<br /> görülebilmektedir. <br /> <br /> <br /> AKP’nin “her ile bir üniversite” sloganıyla Türkiye’nin dört bir yanında<br /> ciddi altyapı eksikliklerine rağmen açılan kamu ve vakıf üniversitelerinin<br /> toplam sayısı 2012 itibariyle 166’ya ulaşmıştır. Eğitim fakültesi sayısı<br /> son 10 yılda 63’ten 97’ye, fen edebiyat fakültesi sayısı 91’den 184’e<br /> çıkmıştır. Yeni üniversitelerin açılmasıyla birlikte birkaç yıl içinde<br /> ataması yapılmayan öğretmen sayısının en az iki kat artması kaçınılmazdır.<br /> <br /> Öğrenciler Sınavlara ve Dershane Sektörüne Mahkum Edilmektedir<br /> <br /> <br /> Eğitim sisteminde dikkat çeken bir diğer nokta, yıllardır eğitimin kanayan<br /> yarası olan dershane sisteminin daha da büyümesidir. Dershane sistemi,<br /> bugün başlı başına bir sektör haline gelmiş ve eğitime yeterli kaynak<br /> ayrılamaması, okullarda nitelikli eğitim verilememesi, özel dershane<br /> sisteminin her geçen gün büyümesine ve neredeyse okullara alternatif<br /> kurumlar haline gelmesine neden olmuştur.<br /> <br /> <br /> <br /> <br /> Bugünün Türkiye’sinde sınavlar, tek başına bir yarışma ve eleme sistemi<br /> olmanın çok ötesinde anlamlar taşımaktadır. Özellikle ortaöğretime geçiş ve<br /> üniversiteye hazırlıkta giderek etkili hale gelen dershaneler için açılan<br /> hazırlık kursları giderek büyüyen ve ekonomik bir güç haline gelen yeni bir<br /> sektör ortaya çıkarmıştır. Sınavların son yılların önde gelen ekonomik<br /> kazanç kaynağı haline gelmesi, sınav sektöründen geçinenlerin sayısını her<br /> geçen gün arttırmaktadır. <br /> <br /> <br /> Sınava Değil Öğrencilerin Bedensel, Düşünsel ve Kültürel Gelişimine<br /> Odaklanan Eğitim<br /> <br /> Öğrencilerin bütünsel gelişimi önündeki en önemli engellerden birisi<br /> durumunda olan sınav odaklı eğitim, dershanecilik sistemini beslemekte ve<br /> eğitimin ticarileştirilmesine hizmet etmektedir. Bu sistem öğrencilerin<br /> bütünsel gelişimini engellemekte, analitik düşünmenin gelişimi yerine<br /> belirli soru formlarının pratik çözümlerinin ezberlenmesini sağlamaktadır. <br /> <br /> <br /> Öğrencilerin gelişimini engelleyen sınav odaklı eğitim sistemi,<br /> dershanelere başvurmak dışında seçeneği kalmayan veliler için de büyük bir<br /> maliyet oluşturmaktadır. Dershanecilik sektörünü beslemekten ve eğitimin<br /> ticarileştirilmesine hizmet etmekten başka işe yaramayan sınav merkezli<br /> eğitim sistemine bir an önce son verilmesi gerekmektedir. Bunun yerine<br /> herkese ilgi ve yeteneğine göre ve herkesin ihtiyacı ölçüsünde eğitim<br /> olanağından yararlanmaları sağlanmalıdır. <br /> <br /> <br /> <br /> NİĞDE EĞİTİM-SEN YÖNETİM KURULU<br /> <br /> <br /> <br /> <img src="/images/upload/image/dershane.jpg" width="545" height="254" align="absBottom" alt="" /><br /> <br /> <br /> <br /> </span></span><br /> <br type="_moz" />