Gebelik ve doğum insan hayatındaki en büyük mucizelerden biri. Bekleyiş sürecini sağlıkla atlatıp bebeklerine kavuşmak isteyen anne-baba adaylarının mutluluk ve heyecanlarına zaman zaman endişe ve sorular eşlik eder. Bu sorulardan biri de doğum şeklinin nasıl olacağıdır. TOBB ETÜ Hastanesi Kadın ve Doğum Hastalıkları Uzmanı Dr. Simla Okumuşoğlu Karaca, özellikle anne adaylarını yakından ilgilendiren normal doğum süreciyle ilgili önemli bilgiler paylaştı. 
 
NORMAL DOĞUM NEDİR?
Normal doğumu gebeliğin 38-42’nci hafta arasında başlayan sancılar ile başı önde olan bebeğin kendisi ve annesine zarar vermeden vajina yoluyla anne bedeninden ayrılması olarak tanımlayan Dr. Simla Okumuşoğlu Karaca, doğum sonrası plesanta ve zarlarından kendiliğinden rahimden dışarı atıldığını söyledi. Dr. Karaca, doğum anında bebeğin daha rahat çıkabilmesi için çeşitli manevralar ve pizyotomi denilen kesi uygulanabileceğini belirtti. 
 
BEN DE YAPABİLİR MİYİM?
Anne adaylarının hemen hepsinin merak ettiği “ben de normal doğum yapabilir miyim?” sorusunu yanıtlayan Dr. Simla Okumuşoğlu Karaca, “Genel olarak eğer bebeğin geliş anomalisi ve annenin pelvisi arasında uyumsuzluk yoksa, bebek kalp atımları normal seyrindeyse, anne ve bebek için hayati risk taşıyan kalp hastalığı, kanama, kordon sarkması gibi durumlar söz konusu değilse, kilosu normal sınırlar içerisinde bir bebekse normal doğum planlanabilir” dedi. 
 
Normal doğumun sakıncalarına da değinen Dr. Karaca, sözlerine şöyle devam etti; “Kalça kemiği doğum yapamayacak kadar dar olan veya bebeğin başıyla kemik pelvis arasında uyumsuzluk olan gebelerde, ters geliş, yan duruş gibi bebeğin rahim içindeki duruş bozukluklarında, ikiz ve üçüz gibi çoğul gebeliklerde, bebeğin iri veya prematüre olduğu durumlarda, gebelik zehirlenmesi olarak da bilinen preeklampsi, eklampsi gibi yüksek tansiyon durumlarında, iri bebek olması durumunda (özellikle şeker hastalığı sonucu),
plasentanın (bebeğin eşi) rahim ağzını kapadığı veya doğumdan önce yerinden erken ayrıldığı ve şiddetli kanamaya yol açabilecek durumlarda, yüksek myopiye eşlik eden periferik retina incelmesi varsa ve hasta daha önce retina yırtığı veya retina dekolmanı geçirmişse, bebeğin sıkıntıda olduğunu gösteren ve acil müdahale gereken her türlü durumda (kalp atışlarının bozulması, kordon sarkması vs..) normal doğum sakıncalı olabilir.” 
 
SEZARYEN BİR AMELİYATTIR
Sezaryen ve normal doğumun birbirlerinden farklı doğum yöntemleri olduğunu ifade eden Dr. Karaca, “Her doğum şeklinin kendine has, avantaj ve dezavantajları vardır. Bilinmesi gereken; sezaryenin normal doğuma alternatif olmadığı, anne ve bebek açısından ancak tıbbi olarak gerekli durumlarda tercih edilebilecek bir ‘ameliyat’ olduğudur” diye konuştu. 
 Normal doğumun doğal ve fizyolojik bir süreç olduğunu anlatan Dr. Karaca, doğum sonrası annenin kısa sürede normal yaşantısına dönebildiğini ve günlük aktivitelerine başlayabildiğini söyledi. Normal doğumun avantajları yanında dezavantajları da olduğuna dikkat çeken Dr. Karaca, anne adaylarına yol gösterecek, merak ettikleri birçok soruya yanıt olacak bilgileri maddeler halinde sıraladı. 
 
NORMAL DOĞUMUN AVANTAJLARI
- Anne, normal doğum sonrası birkaç saat içinde istediği her şeyi yiyebilir, bebeğinin bakımlarını yapabilir ve bebeğini emzirebilir.
- Anne-bebek arasında ilişki ve iletişim daha kolay ve hızlı kurulabilir. Bu durum bebeğin anneye bağlanması ve gelişimi açısından çok önemlidir.
- Normal doğum yapan annenin rahminde hasar ve kesi olmadığından gebelik sayısı sınırlaması söz konusu değildir. İleriki hayatında geçirebileceği karın ameliyatları için bir risk taşımaz.
- Normal doğum sonrası taburcu süresi çok daha kısa olduğundan hastaneden geçebilecek enfeksiyonlara maruziyet süresi daha azdır. Bu, hem sağlık açısından hem maddi açıdan önemlidir.
- Normal doğumda sezaryene göre "doğum sırasında anne ölüm oranı" daha azdır.
- Normal doğumda doğum sonrası enfeksiyon, kanama, ağrı gibi durumlar sezaryene göre daha azdır.
- Normal doğumla dünyaya gelen bebekler sezaryen ile doğanlara göre yoğun bakıma daha az alınırlar. (Ancak bu durum genellikle riskli doğumların sezaryenle gerçekleşmesinden kaynaklanabilir.)
- Normal doğum ile dünyaya gelen bebekler doğum kanalından geçerken baskıya uğradığından akciğerlerdeki amniyon mayii dışarı daha kolay atılabilir. Bu nedenle solunum sıkıntısı gelişme riski daha azdır.
- Normal doğum ile doğan bebeklerin anne memesine tutunma, emme gibi becerilerinin daha iyi olduğu gözlemlenmiştir.
NORMAL DOĞUMUN DEZAVANTAJLARI 
- Doğum herhangi bir gün, günün herhangi bir saatinde başlayabilir. Önceden doğum tarihi ve zamanını ayarlamak mümkün değildir.
- Doğum eyleminin gidişatına göre veya doğum anında bazı sıkıntılar oluşabileceğinden (doğum eylemi yavaşlayabilir, durabilir, anne karnındaki bebek sıkıntıya düşebilir) ani bir karar ile sezaryene geçiş yapılabilir. Çünkü doğum anının uzaması anne karnındaki bebeğin oksijensiz kalmasına yol açabilir ve doğduktan sonra bebeğin beyin gelişiminde fonksiyon geriliği yaşanabilir.
- Doğum anında vajinada zedelenme, yırtılma olabilir. Bu zedelenme veya yırtılmalar nedeniyle doğum sonrasında dışkı tutamama gibi sıkıntılar izlenebilir.
- Doğum sonrası dikiş (epizyotomi) bölgesinde enfeksiyon, kan birikmesi ve açılma izlenebilir. Hasta bir süre rahat oturamayabilir.
- Normal doğuma bağlı olarak zaman içinde mesane sarkması, idrar kaçırma gibi problemler izlenebilir.
- Nadiren de olsa bebeğin doğum kanalında sıkışması, doğum travması, omuz takılması gibi istenmeyen haller yetersiz oksijenlenmeye veya sinir hasarına bağlı durumlar gözlenebilir. 
 
 
ANNE ADAYLARININ ÇEKİNCELERİ
Anne adaylarının normal doğumla ilgili yakınları ve arkadaşlarının tecrübelerinden etkilendiğini ve bebekle ilgili doğabilecek problemlerden çekindiğini vurgulayan Dr. Karaca, sözlerine şöyle devam etti; “Doğum esnasında hissedilen ağrı, epizyotomi ihtimali(doğumda vajina girişine yapılan kesi) ve hekimle diyalog kuramama anne adaylarının çekinceleri arasında yer alıyor. Bütün bu durumlar göz önüne alındığında gebeliğin ilk gününden itibaren anne adayları normal doğum hakkında bilgilendirilerek akıllarında kalan soru işaretleri giderilmeli, normal doğuma yardımcı olabilecek egzersizlere katılım için teşvik edilmelidir. Günümüzde anestezi alanında doğum sancılarını gidermede epidural analjezi gibi oldukça etkili yöntemler olduğu paylaşılmalı, gerektiğinde anne adayları bu konuyla ilgili olarak anestezi uzmanlarına  yönlendirilmelidir. Normal doğumun doğal ve fizyolojik olduğu, sezaryen ile doğum yönteminin ancak anne ve bebek açısından gelişebilecek tıbbi zorunluluklar nedeniyle tercih edilebileceği belirtilmelidir.”


Editör: TE Bilişim