Niğde Halk Sağlığı Müdürü Dr. Bilgehan Öztürk, Dünya Ruh Sağlığı günü nedeni ruh sağlığının önemi, depresyon tedavisi hakkında bilgi verdi.

 

Dr. Bilgehan Öztürk konu ile ilgili yaptığı açıklama da ; Her yıl 10 Ekim’de kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü; ruh sağlığı alanında eğitim, bilinçlendirme ve tanıtım hedefleri ile ilk olarak 1992 yılında Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu’nun girişimi ile kutlanmaya başlanmıştır. Öncelikli hedefi ruh sağlığı konusunda kamu bilinci oluşturmak olan bu gün, bu süreçte ruhsal bozukluklara karşı koruyucu çalışmaların ve tedavi hizmetlerinin tanıtılmasını ön plana çıkarmaktadır. Her yıl farklı bir konusu olan Dünya Ruh Sağlığı Günü bu yıl ‘Depresyon: Küresel Kriz’ başlığına sahiptir.

 

     Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre depresyon; dünya genelinde birçok farklı yaş, cinsiyet ve milletten yaklaşık 350 milyon kişiyi etkilemekte ve küresel hastalık yükünde 3. sırada bulunmaktadır. 2030 yılında ise bu konuda 1. sırada olması öngörülmektedir. Depresyon ile ilgili birçok etkili tedavi geliştirilmiş olmasına rağmen birçok ülkede veya bölgede bu tedaviler yeterince yaygınlaştırılamamış ve tanıtılamamıştır.

 

Sağlık; Bedensel, ruhsal ve toplumsal iyilik halidir. Ruh Sağlığı ise Kişinin kendisi ve diğer insanlarla uyum ve denge içinde olmasıdır. Uyum-Doyum-Denge insan hayatı için oldukça önemlidir. Bu uyum kurallara bağlı olmayıp değişkenlik ve belli ölçülerde esneklik taşır.

 

 

SAĞLIKLI  BİREY KİMDİR?

Kendi kendisi ile uyumlu  olması, nedeni belli olmayan ve uzun süren kuruntu, kaygı, korku ve kuşkulardan uzak olması.

Kişi yakın ve uzak çevre ile sağlıklı bir iletişim kurabilmelidir.

Kişi yakın ve uzak çevre ilişkileri dışında saygı duymalı, sevebilmeli, bunun karşılığında saygı duyulan sevilen bir kişi olabilmelidir.

Kişi kendine güvenmeli, yetenekleri, özellikleri, gruba göre artı ve eksileri ile kendini değerlendirebilmeli ve kabullenmelidir.

Toplumda bir yeri olmalı, iş yapmalı, başarmalı ve başarıları ile mutlu olmalı, daha iyiye ulaşmak için çaba göstermelidir.

Gelecek için gerçekçi planları olmalı, bunlara ulaşma çabası içinde olmalı, eğer bu amaçlara ulaşamazsa yerine geçebilecek yeni planlar yapabilmelidir.

Karşılaştığı engeller karşısında yılmamalı, bunlarla baş etme gücü olmalıdır.

Bağımsız karar verme ve uygulama yetisi olmalıdır.

İçinde bulunduğu toplum ile uyum içinde olan inanç ve değer yargılarına sahip olmalıdır.

Kişi her şeyi zamanında yapma becerisine sahip olmalı. Eğlenme, dinlenme, sosyal aktivitelere katılma ve kendini geliştirme için zaman ayırmalıdır.

Olgun insan kendine gülebilen insandır.

 

Kısaca;

- Ruh sağlığı içinde yaşanılan koşullara göre değişir, bozulabilir veya koşullar düzelince düzene girebilir.

- Siyah- Beyaz diye ayırmak mümkün değil.

- Ruh sağlığının bozulması fiziki hastalılardan daha derin sorunlar yaratabilmektedir.

 

Depresyon, Kişinin sosyal işlevlerini ve günlük, yaşama dair etkinliklerini rahatsız edecek, bozacak dereceye ulaşmış, üzüntü, melankoli ve keder durumudur. Belirtileri nelerdir?

 

1. Bütün gün devam eden, çökkün bir ruh hali.

2.Tüm yada çoğu etkinlikten zevk alamama.

3. Aşırı kilo kaybı ya da alımı.

4. Aşırı uyku hali ya da uykusuzluk.

5. Halsizlik ve yorgunluk hissi.

6. Hareketlerde yavaşlama.

7. Kendini değersiz ve küçük görme.

8. Aşırı düşünme ve konsantrasyon eksikliği.

9. Ölüm düşünceleri ve intihar eylem ve planları.

10. Ağlama nöbetleri.

11. Sinirlilik hali

     Ülkemizde son dönemde kırılıyor olmasına rağmen Ruh Sağlığı konusunda  bir takım önyargılar maalesef ki halen devam etmektedir. Unutulmamalıdır ki, insan nasıl fizyolojik olarak hastalanabiliyorsa, ruhsal olarak hastalanabilir. Bunun yadırganacak ve utanılacak bir yanı yoktur.  

    Önyargılar nedeniyle bir çok kişi doğrudan ruh sağlığı hizmeti alma ve tedavi konusunda kararsız kalmaktadır. Ruhsal sorunu olan bireylerin, ne yazık ki çok azı tedavi için bir sağlık kurumuna başvurmaktadır. Toplumun yaklaşımı ruhsal rahatsızlığı olan bireyi ve ailesini ziyadesiyle etkilemektedir. Ruhsal bozukluklar sık görülmesine karşın, toplumda yeterince bilinmemekte ve tanınmamaktadır. Çoğu zaman bu bilinmezlik, eksik-yanlış bilgiler, toplumsal önyargılar ve dışlanma korkusu birey ve ailelerin ruhsal sorunlara yönelik sağlık hizmeti talep etmesini engellemektedir. Ruhsal rahatsızlığın başkaları tarafından öğrenilmesi sonucu dışlanma ve damgalanma korkusu ile bireyler ve aileler tedavi konusunda çekingen davranmaktadır.

10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde temel amaç toplumdaki bu önyargıları ortadankaldırabilmektir.
“Ruhsal rahatsızlığı olanları dışlamayalım, onları tedavisi için cesaretlendirelim.”

 

 

Editör: TE Bilişim