Dünya AIDS Günü nedeni ile bir basın açıklaması yapan, İl Sağlık Müdürü Dr. Bahattin İlter , AIDS  hastalığının tehlikesine dikkat çekti.


AIDS kelimesi, Acquired Immuno Deficiency Syndrome kelimelerinin kısaltması olarak ortaya çıkmıştır. Edinilmiş Yetersiz Bağışıklık Sistemi Sendromu olarak Türkçe'ye çevrilmiştir. İlk AIDS tanısı 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde bir hastaya konmuştur. O günden bugüne AIDS tüm dünya için bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Epidemi görünür bir hızla ilerlemektedir.      
 
Türkiye’de ilk olgunun görüldüğü 1985’den bu güne kadar geçen sürede toplam 2711 vaka görülmüştür. Gerçek rakamın bunun çok üstünde olduğu tahmin edilmektedir. Bildirimdeki aksaklık ve ihmallerin yanı sıra HIV ile infekte kişilerin kendilerini gizlemeleri doğru sonuçların alınmasını engellemektedir. Vakaların yaşları incelendiğinde yoğunluğun 20 - 50 yaş arasında olduğu dikkat çekmektedir.
 
İnsan vücudu bir defa HIV virüsü ile enfekte olmuşsa artık bu virüsün hiçbir şekilde yok edilmesi ya da vücuttan atılması mümkün değildir. Fakat, virüsün etkilerine engel olmak için bir takım ilaçlar geliştirilmiştir. Bunlardan ilki ve en çok bilineni AZT (Zidovudine) adı verilen ilaçtır. Bu ilaç virüsün çoğalmasını engellemektedir. AZT AIDS virüsünün meydana getirdiği belirtilerin görünmesini engellemekte ve AIDS' li hastanın yaşamının kısmen de olsa uzamasını sağlamaktadır. AIDS hastalarının yarısından çoğu bağışıklık sistemlerinin etkisiz hale gelmesi yüzünden basit enfeksiyonlara yenilerek hayatlarını kaybetmişlerdir.
 
AİDS Hastalığı çok eşli yaşam sürdürmek, eşcinsel ilişkide bulunmak, AIDS mikrobu taşıyan annelerin doğum yapması, AIDS yönünden test edilmemiş, AIDS mikrobu taşıyan cerrahi aletler ve akupunktur iğneleri ile tedavi yapılması, AIDS mikrobu taşıyan dövme aletleriyle vücuda dövme yapılması, uyuşturucu kullanıcılarının enjektörlerinin paylaşması ve kan transferi gibi yollarla bulaşır.
 
AIDS dokunma, öpüşme, solunum gibi dış kontaklarla bulaşan bir hastalık değildir. Ayrıca AIDS evcil hayvanlardan, tuvaletlerden, yüzme havuzlarından, tabak ya da bardaklardan bulaşıcı özellik göstermez. Bu nedenle insanların AIDS' li hastalara yaklaşmaması ya da onları toplumdan dışlaması hem gereksiz hem de yanlış bir tutumdur. Çünkü AIDS' li bir hastaya dokunarak veya yanında bulunarak AIDS' e yakalanmak mümkün değildir.

Hastalığın belirtileri fiziksel ve zihinsel aktiviteleri etkileyen, sebebi açıklanamayan aşırı bir yorgunluk, zayıflama ya da diyet gibi herhangi bir aktivite söz konusu olmadan iki aydan kısa bir sürede 7-10 kilo kaybının olması, birkaç haftanın sonunda ateşin açıklanamayacak bir şekilde 39 derecenin üstüne çıkması, uyku sırasında kişide aşırı derecede terleme, sebebi bilinmeyen bir şekilde vücuttaki salgı bezlerinin şişmesi.(Özellikle boğazda, boyunda ve koltuk altında bulunan lenf bezlerinin şişmesi), dilin üzerinde ve ağız içinde beyaz noktalar ya da lekelerin oluşması, ısrarla devam eden ishal, herhangi bir solunum enfeksiyonuyla meydana gelen ve çok uzun süren kuru – öksürük, özellikle öksürükle birlikte oluşan nefes darlığının olması, deri üstünde yada altında oluşan kat kat, yada yükselen bir şekilde leke ve şişliklerin meydana gelmesi, başlangıçta çürükmüş gibi algılanabilir fakat bunlar zamanla kaybolmazlar ve genellikle etraflarındaki derilerden çok daha serttirler.
 
Hastalığın seyri HIV ile enfekte olmuş insanların bazıları hiçbir zaman kendilerini hasta hissetmeyebilirler. Fakat onlar da virüsü seksüel birleşme ya da diğer yollarla başka insana bulaştırabilirler. Bu tür insanlara "TAŞIYICI" adı verilmektedir. Bu insanlar hiç bir zaman virüsün enfeksiyonundan etkilenmez, ancak sadece bulaştırıcı rol oynarlar.

Korunmak için sperm, vajinal akıntılar ve kan gibi AIDS virüsünün bulunabileceği vücut sıvıları ile teması önleyiniz. Prezervatifler virüsün bir kişiden diğerine geçmesini engelleyerek fiziksel engel görevi yaparlar. Bu nedenle, AIDS veya herhangi bir zührevi hastalığa yakalanma riskini azaltmak için prezervatif kullanılması gerekmektedir. Alkol ve uyuşturucunun düşünme yetisini zayıflatarak sağlıklı kararlar almayı engellediği ve seks yaşamında olumsuz etkilere neden olduğu unutulmamalıdır. Damar yoluyla kesinlikle uyuşturucu madde kullanmayınız. Virüsü almış olduğunuzu düşünüyor ve gebe kalmayı planlıyorsanız derhal doktora danışınız. Virüsü almış kadınların çocuklarının HIV' li doğma şansı %30'dur. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin, (şüpheleri varsa) hamilelik gerçekleşmeden önce bir hekime başvurmaları yerinde olur. Bu anne adayı için olduğu kadar baba adayı için de geçerlidir. Kanamaya neden olan her türlü girişimde (enjeksiyon, kulak deldirme, akupunktur, dövme, diş muayene ve operasyonları gibi) tek kullanımlık araç gerecin tercih edilmesine ve aletlerin sterilizasyonunun gereği gibi yapılmasına dikkat edilmelidir.

 HIV'i tespit etmek için uygulanan test, Anti HIV- ELISA (Enzyme Linked Immunosorbent assay) testidir. Virüsü taşıdığını bilen kişi güvenli seksle cinsel eşini virüse karşı koruyabilir, doğacak çocuğun hastalıklı olmaması için gebeliğe karşı önlemler alınabilir.

 
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı bir toplum oluşturmak, kamuoyunun konuya ilgisini çekmek amacıyla “1 Aralık Dünya AİDS Günü” nedeniyle hafta boyunca çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecektir.
Editör: TE Bilişim