Türkiye’yi karanlık emellerine alet etmek isteyen birtakım mihraklar, içte ve dışta hazırlanan senaryolarla ülkeyi uçurumun kenarına sürüklemeyi planlamaktadır. Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımızın olduğu bir dönemde, sırf siyasi rant sağlamaya yönelik politikalar üretmenin hiçbir kimseye yararı yoktur. İktidar ve muhalefet parti yöneticileri kendi menfaatleri uğruna milletin ve devletin çıkarlarını hiçe sayma hastalığına tutulmuşlardır.
Dostlar! Ülkemiz zor bir dönemden geçmektedir. Siyaset adamları sürekli demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından bahsederek ümit tacirliği yapmışlardır. Türk milleti eskimiş, bayatlamış köhne bir sistemin içerisine çekilmek isteniyor
 Sokağa dökülen terör örgütü, medyatik tavırlarla belli adreslere gönderme yapıyorlar. Bu olayların öncesine ve sonrasına bakmak gerekiyor. Önce PKK propagandası yapılmıştır. Bu bir sağ sol hadisesi değildir. Türk gençliği bu oyuna gelmemelidir. Bu senaryonun sütre gerisinde şuursuz insanlar kullanılmıştır.
Geçmişte idealist gençleri kullanan darbeciler bu acı tabloyu fazlasıyla yaşatmıştır. Bu millet liderlerin vekili yerine, milletin vekilleri olmasını istiyor. Hiçbir kurum dokunulmazlık zırhına bürünmemeli, suçlular mutlaka yargılanmalıdır.
ABD’nin benim ülkemde ne işi var. AB ise Türkiye’nin Kızıl Elması değildir. Kürt’ü Türk’e düşman eden ABD benim dostum olamaz.
Türk-Kürt, Alevi-Sünni ayrımcılığına karşıyım. “Yaratılanı Severim Yatandan Ötürü”. Düsturumuz olmalıdır. Siyasi partiler sandıkta doğmalı, sandıkta ölmelidir.
Dağdaki teröriste  “Kardeşim, TSK operasyonu durdursun” diyen hain örgütlere müsamaha göstermek alçaklıktır.
Türkiye’de nükleer santraller mutlaka kurulmalıdır. Ermenistan, Bulgaristan, Suriye, İsrail sınırlarımıza yakın yerlerde bu santralleri kurmuş işletiyorlar. Türkiye ise enerjide dışa bağımlı hale getirildi.
Gençlik istismar ediliyor. Biz insanın şerefli ve yüce bir varlık olduğuna inanıyoruz. İnsana hizmeti ibadet sayıyoruz ve özüne inen, geleceğine güvenen, kültürüne sahip çıkan milli düşünen bir tutum sergilemeliyiz.
Bu milletin sabrı asla sınanmamalıdır. Sabrın ve müsamahanın da bir sınırı vardır.