Koca Ragıp Paşa,  1698 yılında İstanbul'da doğdu. Babası defterhane kâtibi Şevki Mustafa Efendi. Ragıp, küçük yaşta Doğu dillerini öğrendi. Bağdat defterdarlığı, sadaret mektupçuluğu, Kubbe vezirliği, Reisülküttaplığı (Dışişleri Bakanlığı) ve Bağdat, Sayda , Rakka, Halep  valiliklerinde bulundu.

Koca Ragıp Paşa, III. Osman ve III. Mustafa saltanatında, (1757 -1763) tarihleri arasında Sadrazamlık (Başbakanlık) yapmış bilgi birikimi, devlet yönetmedeki becerisi yüksek, şair bir devlet adamıdır. "Merd’i kıpti şecaatin arz ederken sirkatin söyler (Çingene erkeği yiğitliğini anlatırken hırsızlığını söyler)" beyti meşhurdur.
Şair Haşmet ile türlü şakaları günümüze kadar fıkra olarak anlatılır.

Sadrazam Ragıp Paşabir gün yakın dostlarına hitaben konuşurken söz arasında; "Sizler devlet yönetiminde çalışırken rüşvet almadığınıza yemin edebilir misiniz?" dediğinde, Onlarda yemin ederek rüşvet almadıklarını söylerler. Toplantıda bu konuda tescillenmiş meşhur Haşmet de vardır ve bir köşeye çekilmiş sessizce oturmaktadır.

Ragıp Paşa, “ Haşmet, Rumeli de hayli devlet adına hizmetlerde bulundun, vergi topladın. Bir kenarda sessizce durup yemin edemediğine bakılırsa yeterince rüşvet almışa benzersin" deyince, Haşmet; “Sultanım, Müslümanlarda, yalan yere yemin edenler çatlar ölür diye bir kanaat vardır. Şimdi ben şu yemin eden efendilere bakıyorum. Eğer çatlamazlarsa ben de yemin edeceğim" deyiverir.

Günümüzde de buna benzer olayları zaman zaman yaşadık. Gümrük kapılarında, devlet dairelerinde işlerin yürütülmesinde rüşvetin nasıl tabii hale geldiğini TV ekranlarında ibretle izledik ve gazetelerde manşet olarak gördük.

Eğer İnsanlarda Allah korkusu, vicdan duygusu kalmadıysa, yemin etmenin ne anlamı var. İşte Koca Ragıp Paşa böyle bir espriyle gerçekleri net olarak ortaya koymaktadır.

Gerçek devlet adamı Ragıp Paşa, İstanbul Laleli de kütüphane, çeşme, okul yaptırdı. Kendi servetini kültür yatırımlarına harcadı. Sadrazamlığının son yıllarında rahatsızlandı, 1763 'te hayatını kaybetti.  Mekânı Cennet olsun.