Osmanlı İmparatorluğunun duraklama devrine rastlayan sultan IV. Mehmet ya da Avcı Mehmet, 2 Ocak 1642’de İstanbul’da doğmuştur. Babası, sultan İbrahim, annesi: Hatice Turhan Sultandır. Hanedanın devamını sağlayacak erkek evlat bulunmadığı için şehzade Mehmet’in doğumu ülkede büyük sevinç yaratmıştı.

Sultan İbrahim Han, rahatsızlığı nedeniyle tahtını 7 yaşındaki şehzade Mehmet’e bırakmak zorunda kaldı. Bu dönemde ağalar ve valide sultanların yetki tartışmalarını görüyoruz. Bu zafiyetten yararlanan azınlıklar halkı isyana sürüklemiştir.

Sultan Mehmet, 1652 yılında malî durumu düzeltmesi için Tarhuncu Ahmet Paşa'yı Sadarete getirdi. Gereksiz giderleri azaltan sadrazam, devletin gelirini artırdı. Ancak rakipleri tarafından padişahın gözünden düşürüldü ve öldürüldü. Ardından gelen sadrazamlar devletin maliyesini düzeltemedi. Bunun üzerine halk kışkırtıldı İsyancılar 1648 yılında padişaha verdikleri bir listenin gereği olarak 30 devlet adamı öldürüldü ve cesetleri Sultanahmet Meydanı'nda bir çınar ağacına asıldı. Bu olaya Vaka-i Vakvak iye (Çınar olayı) ismi verildi.

Ülkeyi karıştırmak ve bölmek isteyen vatan hainleri, dördüncü Sultan Mehmet Hanı tahttan indirip Edirne Sarayına gönderdiler. Sultan bu haksızlığa tahammül edemeyip 1693 de vefat etti. (Allah rahmet eylesin)

“Su Uyur, Düşman Asla Uyumaz” Osmanlı İmparatorluğun duraklama (1579-1699) döneminden itibaren bu tip müdahaleler devam ede gelmiştir. Sultan Abdulazizi katleden, Abdülhamit Han’a yapılan Haksızlıkların ardında kilerin gayeleri, İmparatorluğu ortadan kaldırmaktı ve bunda da başarılı oldular. Şimdi de Türkiye Cumhuriyetinin temeline dinamit koymak isteyenlerin niyetleri ortadadır.

Dün olduğu gibi, hainler aynı yöntemlerle yine iş başındalar. Gün geçmiyor ki, şehit haberleri içimizi yakmasın. Sözüm ona, kendilerini bilim adamı sayanlar, boyalı basınımızın bir takım köşe yazarları, bazı siyasetçilerin ağızlarında her gün, temcit pilavı gibi hazırlayıp sundukları, demokratik açılımın arka plandaki niyetleri tiksinti vericidir Artık bu millet Kürt sorunu diye bir söz duymak istemiyor.

Vatan hainlerini masum gösterip acıyanlar, bir gün gelir acınır hale gelirler. Daha dün gibi “Türklere PKK’YI değil bir kediyi bile teslim etmem” diyen. Mesut Barzani’ye nasıl, ne kadar güven duyabiliriz. Tavizler, tavizi doğurur. Bu Millet, bir daha tarihteki IV. Mehmet han için hazırlanan “Vaka-i Vakvak iye” (Çınar olayını), 27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980 darbelerini, 24 Ocak kararlarını, 28 Şubat post modern sürecini, faili meçhul cinayetleri bir daha yaşamak istemiyor.

Halkı sokağa dökme adına fitne çıkarma çabalarına, ihtilal çığırtkanlığına, devleti bölme girişimlerine, Kürt sorunu safsatasına, PKK belasına, Cennet vatanı bölmek isteyen hainlere radikal kararlar almanın zamanı gelmiştir.

Bu vesileyle Doğuda şehit düşen askerlerimize C.Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabırlar diliyorum.