Gönül dostu, hazır cevap Osman Yüksel Serdengeçti milletvekili olmuş, meclise ilk defa adım atacaktı. Döner kapıdan içeri girmekte zorlanınca çevresindekilere; Bakın, döneklik daha meclisin kapısında başlıyor diye espri yapmıştı.
Serdengeçti'ye takılmaktan zevk alan bir arkadaşı onun damarına bastı, "Sen, sağ mısın, sol musun?" deyince üstat cevap verir, "Yaşadıkça sağım." Der.
Osman Yüksel milletvekili olduğu dönemlerde bir mesele ile alakalı meclis kürsüsünde konuşurken sıra kapaklarına vurarak protesto edem milletvekillerine; "Bu meclisin yarısı eşektir."deyip kürsüden iner.
Burada; “Meclisin şahs-ı manevisine hakaret söz konusudur. Sözünü geri alsın." diye itirazda bulunurlar. Bunun üzerine Serdengeçti yeniden kürsüye gelip şöyle der, "Tamam, sözümü geri alıyorum. Bu meclisin yarısı eşek değildir."der.
İnönü'nün bir yurt dışı seyahatinde uçakta Osman Yüksel de bulunmaktadır. Bunu öğrenen İnönü, ona takılmak için torununu çağırıp Serdengeçti'yi tarif ederek, aşağıya biraz para atıp birkaç fakiri sevindirmesini istediğini söyler torununa. Sonra da, "Git Osman amcana aynen söyle bunu." der. Çocuk Osman Yüksel'e gider ve dedesinin söylediklerini aynen aktarır. Osman Yüksel muzipçe gülerek cevabı yapıştırır;
 "Evladım, ben aşağıya biraz para atsam birkaç fakir sevinir ama aşağı dedeni atarsak bütün fakirler sevinir." Sözünü duyan İnönü gülme krizine girer.
Hasta olarak gittiği bir MHP toplantısında rahmetli Türkeş'e söylediği sözler uzun zaman dillerde dolaşmıştı. "Alparslan Bey. Senin en yakın, en sadık dostun benim. Bak, sen bir kere “Ey Türk. Titre ve kendine dön.”  dedin. Ben de titremeye başladım. O gün, bu gündür titriyorum ve bir türlü kendime gelemiyorum." (Rahmetli Parkinson hastasıydı.)
Üstadın "boş işler" dediği bir meclis oturumunda gübre meselesi gündemdedir. Demirel meselenin çözümünü milletvekillerine sormuş. Herkes bir şeyler söylemiş. En son Serdengeçti söz isteyince herkes hayret ve ilgiyle ona doğru dönmüş. İşte Serdengeçti'nin çözümü,
- Sayın Demirel! Çözümü çok kolay. Şu ön sıralarda oturan, yiyip de çıkarmayan mebusları tarlalarda şöyle bir dolandırıp def-i hacet yaptırın. Gübre meselesi hallolur.
Serdengeçti; “ Gazetelerimizin çoğunun isminin sonu "et"li. Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Medeniyet, Hizmet, Hâkimiyet, Memleket vs. Bu et düşkünlüğü de nereden çıkıyor? Acaba gazetecilerin her yere, her şeye burnunu soktuklarından, etliye sütlüye karıştıklarından mıdır?
Birtakım gazetecilerin, "Osman Bey, komünistlerle aranızda ne fark var?" "Aramızda sadece Allah var."
Serdengeçti Parkinson hastalığına yakalandığında birkaç kişi ziyaretine gelir. Çay demlenip getirilir. Serdengeçti şekerlerden birini tutar; bayağı bir uğraştıktan sonra bardağa atmayı başarır. Sıra ikinci şekere gelir; uğraşır, uğraşır ama atamaz. Sonunda "Hey gidi Osman hey. Bir zamanlar Türkiye'yi karıştırırdın. Şimdi çayını bile karıştıramıyorsun." der.
Merhum Osman Yüksel Serdengeçti milletvekili olduğu dönemde radyoda yaptığı konuşma esnasında "Allah'ın, vatanın ve milletin yolundayız." dediği için tutuklanır. Hâkim sorar, "Hakkında böyle bir suçlama var. Ne diyorsun?",
- Vallahi hâkim bey, günlük konuşmalarımızda Allah kelimesini kullanmak o kadar normal bir şeydir ki. "Allah yolunu açık etsin" deriz, "Allahaısmarladık" deriz, "Allah'a emanet ol" deriz. Allah kelimesini kullanmak bu kadar normal bir şey iken, benim Allah demem suç sayılıyorsa, benim buna karşı söyleyeceğim söz sadece şudur: Allah Allah!
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde ikinci sınıf öğrencisi iken Mayıs 1944'te meydana gelen olaylara karıştığı için öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Nihal Atsız ve Alparslan Türkeş'le birlikte bir süre tutuklu kaldı. (Suçlama: Türkçülük hareketine öncülük etmek, talebeleri hocaların aleyhine kışkırtmak, devlet büyüklerine hakaret etmek vs.) Tekrar öğrenimine devam etmek istediyse de kabul edilmedi. Bunun üzerine dönemin milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel'e hitaben "Yüksek vekaletin alçak vekiline / ANKARA” sözleriyle başlayan bir dilekçe yazdı. Dilekçeyi bakana verme cesaretini kimse bulamadı. Kendisi bizzat verdi ama yeniden hapishaneye gönderildi
İşte Merhum Osman Yüksel Serden geçti böyle dobra dobra  bir insandı.