.
Mustafa Kemal Atatürk: “Kanatlı bir gençlik, memleketin geleceği bakımından en büyük güvencesidir. Bir gün Batılı ayaklar Ay’da ayaklarının izlerini bırakacaklarsa bunların arasında bir de Türkün bulunması için şimdiden çalışmalara girişmek, aşamalar kaydetmek gerekir.”
2013 yılı Türk Hava Kurumu’nun (THK) iflasına gidecek olan sürecin başlangıç yılıdır.
Kurumun, 22 Mart 2013’te aldığı kararla “Ataşehir, Adalar, Kartal, Tuzla, Şile, Ümraniye, Üsküdar, Başakşehir, Küçükçekmece, Avcılar, Eyüp, Sancaktepe, Bayrampaşa, Güngören, Bağcılar, Bakırköy, Çatalca ve Büyükçekmece” şubeleri, “zarar edildiği” gerekçesiyle kapatılır. Elde edilecek yıllık 500 bin liralık ek kaynakla eğitim merkezleri açılacağı söylenir.
Öteden beri dinci cemaatler ve vakıflar, kurban derisi toplama konusunda tek yetkilinin THK olmasına karşı çıkmaktadır. Yasa dışı olmasına rağmen mahalle aralarında, köylerde, kasabalarda ve benzeri yerlerde organize olarak gizli gizli kurban derisi toplamaya devam ettikleri basında da sıklıkla yer almaktaydı.
26 Eylül 2013’te Resmi Gazetede yayımlanan bir karar ile THK’nın kurban derisi ve bağırsak toplamada “tek yetkili kurum” olma özelliği kaldırılır. O dönem, değeri 100 milyon liralara varan kurban derisi ve bağırsak pazarı, toplamak isteyen herkese açılmış olur. Pazar, gayri resmi olarak zaten açıktır ama bu kez resmen açılmış olur.
O dönem, Cumhuriyet gazetesine konuşan THK Çatalca Şube Başkanı Erkan Ülger, şunları söylemektedir: “Atatürk’ün kurmuş olduğu bu kurumun içini boşaltmaya çalışıyorlar. Türkiye genelinde 800 şubesi olan THK’nın şube sayısı 600’e indi, bunun 100’e indirileceği söyleniyor. Alınan kararlar ile AKP hükümetine yaranılmaya çalışılıyor.” Faal olarak çalışma yürüten şubeler dahi kapatılıyor diyen Ülger, toplanan fitre ve zekâtın yüzde 40’ının THK’ya kaldığını ve THK’nın kuruluşundan bu yana hiç zarar etmediğini belirtmektedir.
2015’e gelindiğinde CL-215 tipi Amfibik yangın söndürme uçaklarının sayısı dokuza çıkarılır. “Ateş Kuşları” olarak nitelendirilen bu uçaklardan üçü, Kasım 2016’da İsrail’de 13 noktada çıkan yangınlara müdahale eder. Başbakan Netanyahu, “Ateş Kuşları” ekibini bizzat tebrik eder.
2018 yazı, Ateş Kuşları’nın son sezonu olacaktır.
2018’de başkan seçilen Emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu’nun tüzüğe aykırı kararlar aldığı ve kurumu zarara uğrattığı iddiasında bulunan bazı yönetim kurulu üyeleri, istifa eder. Merkez Denetleme Kurulu’nun Ankara’da yaptığı basın açıklamasında şu ilginç iddialar yer alır:
“Bertan Nogaylaroğlu 94 yıllık geçmişi olan ve havacılıkta ülkemize paha biçilmez hizmetler yapan güzide kurumumuzu büyük bir kaosa soktu. Kendisini seçen iradeyi küçümsedi, aşağıladı hatta yok saydı. … Kendisinin, Cumhurbaşkanımız tarafından, buraya yarı kayyım olarak gönderildiğini söyleyerek korku yaratmaya çalıştı.”
10 Temmuz 2018’de Muğla’nın Dalaman ilçesinde çıkan ve Göcek’e kadar uzanan orman yangını, 17 saatte kontrol altına alınabilir. THK Genel Sekreteri Rafet Yavuz, RS FM’de yaptığı açıklamada THK’nın Göcek yangınına neden müdahale etmediği ile ilgili sorulan soruları şöyle yanıtlar: “İki uçağımız göreve hazırdı ama ‘gerek yok’ dendi…” Yavuz, aynı konuşmasında şunu da söyler: “Olası yangınlarda 3 veya 4 merkezde uçaklarımızı hazır edip anında müdahale ediyorduk, fakat 2019 yılı için Orman Bakanlığı ile sözleşme imzalama imkânını bulamadık. Sebebi, maliyetlerin yükselmiş olması ve ihalelerin kamuoyuna, yerli ve yabancı firmalara açık olması sebebiyle mali konularda zorluk yaşamamızdı.”
18 Ağustos 2018’de İzmir, tarihindeki en büyük yangın ile karşı karşıya kalır. Öğlen saatlerinde başlayan yangın, 2 gün 5 saatlik çalışma sonrası söndürülebilir. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yangında 500 hektarlık alanın zarar gördüğünü söyler; ancak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı “Bizim yaptığımız tespitler 5 bin hektar alanın üzerinde bir alanın yanmış olduğunu gösteriyor,” açıklamasında bulunur.
İzmir yangını sonrasında, “THK’nın uçakları neden kullanılmıyor?” sorusu sıklıkla dile getirilir. Dönemin Tarım ve Orman Bakanı, tarihe “Vizontele açıklaması” olarak geçen şu cevabı verir:
“Benim teşkilatım bunlarla uçmak istemiyor. Nokta. Memuriyeti olan insanlar ‘Ben bu uçağa binmem, beni memuriyetten atın, ben yine de bu uçağa binmem’ diyor. Belge üzerinde ne olursa olsun bu uçaklar artık emniyetli olarak addedilmiyor. Hele ki bu saatten sonra devletin bir Bakanı ‘Biz bu uçakları emniyetli bulmuyoruz,’ demiş. Konu bitmiştir.” Devam ediyor Pakdemirli: En büyük filo nedir? Hani neredeymiş 20 tane uçak nerede? 6 tane apronda uçak gözüküyor, 3 uçağın içine kuşlar yuva yapmış, motor yok. Vizontele’de açıyorlar ya hani ‘motor yok’ diyorlar, öyle. Böyle bir trajikomik tiyatro ile karşı karşıyayız. Hükûmete siyasi bir saldırı var.”
Tarım Bakanı, THK’ nın içine düşürüldüğü hazin durumdan da ilginç bir şekilde CHP’yi sorumlu tutmakta ve şu suçlamaları yöneltmektedir: “Türk Hava Kurumu, siyasetin oyuncağı olmuş, ana muhalefet partisi ile birlikte hareket etmektedir.”
Cumhurbaşkanı da CHP’yi suçlayarak şöyle der: “Türk Hava Kurumu’nun arkasında kim var? CHP’li milletvekili. Onun arkasında CHP. Bunu savunuyorlar ve ‘Bakanlık neden Türk Hava Kurumu ile çalışmıyor?’ diyorlar. Yahu bu adam zaten mezarlığa dönüştürmüş Türk Hava Kurumu’nu. Oradaki uçakların motorları, pervaneleri yok. Yani rezillik diz boyu. Şimdi büyük ihtimalle şurada birkaç gün içerisinde orayı da masaya yatıracağız. Yani bu Türk Hava Kurumu ile bir yere varamayız.”
Varamadılar…
16 Ekim 2019’da yöneticiler hakkında, “görevi ihmal ve yolsuzluk” iddialarıyla üç kişilik bir kayyım heyeti atanır. Heyet Başkanı, Aralık 2020’de yaptığı açıklamada; kurumun, geçmişte mal varlığının ipotek edilerek çok büyük borç batağına sokulduğunu, on bankaya olan toplam 1,5 milyar lira borcu ile vergi ve Sosyal Sigortalar Kurumuna olan 200 milyon liralık borcunun yapılandırıldığını söyler.
2021’de Ege ve Akdeniz bölgesinde 299 noktada çıkan yangınlar büyük ormanlarımızı küle çevirir. Daha birkaç yıl öncesine kadar Yunanistan’dan İsrail’e, onlarca yangına yardım etmesinden övgüyle bahsedilen THK’nın yangın söndürme uçaklarının, “eski ve yetersiz” olduğu gerekçesiyle hangardan çıkartılmaması büyük tepkilere yol açar. O dönem, Avrupa Komisyonu’nun aldığı bir kararla yangınla mücadeleye destek amacıyla Hırvatistan’dan ve İspanya’dan üç adet yangın söndürme uçağı gönderilir. Bu uçaklar, THK’nın sahip olduğu CL-215’lerin farklı bir varyantı olan CL-415’lerdir.
2021’de Türk Hava Kurumu Kayyım Heyeti Başkanı, Kurum’a ait yangın söndürme uçaklarının bakım maliyetini 4 milyon dolar olarak açıklar. Oysaki aynı Başkan, bir yıl önce bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada bakın neler söylemektedir:
“… THK’da toplamda 9 uçağımız var, uçaklardan 3’ü zaten önceki yıllarda siz havacıların tabiriyle ‘kaydolmuş’ halde. 4. uçağımız uçuşa hazır, 5. ve 6. uçağımıza 150 bin dolar harcayarak biz uçuşa hazır hale getirebiliriz. … Geçen yıllarda uçaklarımıza bakım yapılmış bazı yedek parçalar takılmış fakat bunların sertifikaları yoktu, Viking firması bunları tamamladı. Sivil havacılık kuralları gereği en küçük vidasından en büyük parçasına kadar ne zaman hangi parçanın takıldığına dair bilgi elimizde mevcut dolayısıyla uçaklar güvenli hale geldi.”
Devam edecek...
Tülay Hergünlü
7 Temmuz 2025