Geçen haftanın en önemli olaylarından biriydi; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Suriye topraklarında terör örgütü El Kaide bağlantılı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Örgütü’ne ait bir konvoyu vurması.
Tekrar hatırlamakta fayda var.
Verilen bilgilere göre; Özgür Suriye Ordusu’yla çatışan IŞİD’in Kilis Elbeyli yakınlarındaki mevzilerinden Türk topraklarına bir havan mermisi düştü. Ayrıca hafif silahlarla da Türk ordusuna ait askeri araçlara ateş açıldı. Merminin Çobanbey Hudut Karakolu yakınlarına düşmesinin ardından bölgede konuşlu bulunan tanklar ve fırtına obüsleriyle IŞİD mevzilerine karşılık verildi. TSK’nın açtığı ateş sonucu, örgüte ait bir pikap, bir kamyon ve bir otobüsün tahrip edildiği tespit edildi.
Daha sonra da gündeme Suriye’den yalın ayak kaçan Türkmenlerin içler acısı fotoğrafları düştü.
TIR operasyonlarının sancıları derinden devam ederken, Ankara’da birbiriyle çarpışan iddia ve senaryoları etkileyecek bir açıklama da önceki gün terör örgütü El Kaide’den geldi. El Kaide’nin askeri kanadının başındaki komutanı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile bir bağlantıları bulunmadığını ilan etti.
El Kaide’nin bu açıklaması Ankara’nın istihbarat ve askeri koridorlarında nasıl değerlendirildi?.. En azından bu satırları yazdığım dakikalara kadar “ihtiyat” havasının hakim olduğunu söyleyebilirim.
Fakat, her yönden çok dikkatle değerlendirilmesi gereken bir durum var;
Suriye’de yaşayan Türkmenlerin çok acı çektiğine dair bilgi akışı daha da yoğunlaştı Ankara’ya..“Suriye sınırındaki son durum” ile ilgili görüştüğüm askeri kaynaklar, çatışmaların iyice sınırımıza dayandığı, artık çıplak göz ile daha net izlenebilir hale geldiğini ifade etti. Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan toplantılar sıklaştırıldı. Görüştüğüm askeri kaynakların söylediği;
“Topraklarımıza yapılan saldırılara misliyle karşılık veriyorduk, vermeye devam edeceğiz. Zaten Suriye sınırımızda teyakkuz durumundaydık. Son gelişmelerden sonra teyakkuz durumu daha da artırıldı. Tam teyakkuz durumuna geçtik.”
Telekulak üstü futbol!..
Başbakan Recep Erdoğan, “Cumhurbaşkanını da dinlemişler” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, telekulak uzmanı CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’i Köşk’e çağırıp, 45 dakika gibi oldukça uzun zaman ayırıp(!) dinleyince çok heyecanlandık. Gündeme anında “Köşk harekete mi geçiyor”haklı sorusu düştü.
Hayati bir konuda görüşmenin içeriğine baktığımız zaman gördük ki;
CHP’li Aksünger Cumhurun başına, “MİT, Başbakan’ın, Emniyet de Fethullah Gülen’in şirketi gibi” demiş. Gül bunları ilk defa duyuyor gibi tepki vermiş…
Aksünger, hızını alamayıp, “MİT’in ve Emniyet istihbaratın elinde 2010 yılından bu yana envanter kayıtları yok. 11 dinleme aracı kayıp” diyince de Cumhurun başı “Yok ya! Nasıl olur?..” diye inanılmaz(!) sert tepki göstermiş.
Hele o, EGO dosyası. Aksünger dosyanın kapağını aralayınca daha da şaşırmış Abdullah Gül,“konuyu ilk defa duydum” diyivermiş..
Dinlemiş.. Dinlemiş ve ilk defa duyduğu(!) rezaletler karşısında HEP “haklısınız” tepkisi vermiş Aksünger’e Abdullah Gül.
CHP’li Erdal Aksünger de ilk defa gördüğü Çankaya Köşkü’nün atmosferinden olağanüstü etkilenmiş olacak ki, o da Gül’e inanıvermiş!..
İyi bir Abdullah Gül uzmanı olarak sadece şu kadarını söyleyeceğim;
Sayın Cumhurun başı, 17 Aralık depreminde ve her gelen artçı sarsıntıda önce köşesine çekilip sonra da kamuoyuna makyaj hamleleri yapmadı mı?..
İçinde bulunduğumuz devlet krizinin hangi maddelerini çözdü bugüne kadar?..
Hangisinin üstüne cesaretle gidebildi?..
Tüm bunların ardından telekulak tartışmalarına karşı gösterdiği sözde tavır için;
Başbakan olduğu ilk gün odasındaki ve ikamet ettiği Dışişleri konutunda böcekleri söktüren ve onları kayıt altına alıp kamuoyundan gizleyen Gül, CHP’li Aksünger’e gerçekten çok mu samimi davrandı?..
Recep Erdoğan Başbakanlığı devir almaya hazırlanırken, Başbakanlık resmi konutta tadilat kılıfıyla yapılan aramalardan ve bulunanlardan habersiz miydi?..
Ta başından beri, ne şiş yansın ne kebap taktiğiyle her zamanki gibi sadece ve sadece şahsını koruma ve kollama altına alan Cumhurun başı kendini öbür tarafa atma stratejisi ile top çeviriyor.
Size, Gül-Aksünger görüşmesinden küçük bir not aktarayım fotoğraf daha da netleşsin.
Gül, tehlikeli dosyaların gündemde olduğu görüşmede “İzmir’i ben çok seviyorum. Birinci Lig’de takımı yok” demiş. Aksünger de “Aslında burada büyükşehir desteğinin olabileceğini ama korkutulan bir büyükşehrimiz olduğu için çok çok da korkulardan dolayı bunlara el atamıyor” diye karşılık vermiş. Abdullah
Gül de “haklısınız tarzında bir şey söyle”miş.