“Muhteşem” MHP’yi tehdit ediyor, siyaset ve iktidar ortağı terörist Öcalan da CHP’yi..
BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Öcalan’ın ağzından, “CHP sürecin dışında kalırsa kendisini bitirir” açıklamasını aktardı.
“Muhteşem”in yeni anayasa çalışmalarında ve “süreç”te CHP’li mebuslara kanca attığını CHP’den AKP’ye geçen Adıyaman milletvekilinin istifasından çok önce sizlere ulaştırmıştım. CHP’nin “Kürtçü”ve “liberal” milletvekilleri kaynıyor. Öcalan’dan gelen tehdidin aynı gününde Kemal Kılıçdaroğlu, sürece destek açıklamaları yapan Gülseren Onanç’ı -kendiliğinden istifa gibi görünse de- gece yarısı operasyonuyla genel başkan yardımcılığı görevinden aldı. Sürecin diğer destekçisi ve Öcalan’ın isteği doğrultusunda Meclis’te kurulan araştırma komisyonuna benzer önergeyi daha önce gündeme getiren diğer genel başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu (AKP’nin önergesi görüşülürken yönetimin baskısıyla kendi önergesindeki imzasını çekmişti) teklifini tekrar grup başkan vekilliğine verdi.
Terörist Öcalan’ın tehdidi ile birlikte siyasi kulisler dalgalandı, “CHP’de çok sayıda milletvekilinin istifa edeceği” konuşulmaya başlandı. Sıcak gelişmeler üzerine CHP sözcüsü ve genel başkan yardımcısı Haluk Koç’a sorularımızı yönelttik. Koç, medyaya sitem ederek söze başladı, çok dertliydi;
“Size saldırılıyor onlara hitaben sizin verdiğiniz yanıtlar yok. Çok ilginç bir süreç. İlle de haber olayım diye bir derdim yok. Medya içerisindeki karartmayı söylüyorum. Böyle bir demokrasi olur mu?.. ”
Sitemin arkasından tehdidi değerlendirdi Haluk Koç;
“Artık Başbakan ile yeni siyasi izdivaç yaptığı çevreler yani BDP ve PKK, tek başlarına bu süreci, bu iklimi taşıyamayacaklarını görüyorlar. Başından itibaren hukuk dışılık, yani devletin hukuk devleti kuralları dışına sürüklenmesi konusunda uyarılarımızı yaptık. Öncelikle sürece nasıl yaklaştığımızı CHP olarak söyledik. Bunların hepsi Başbakan’ın egosu, planları çerçevesinde elinin tersi ile itildi. Bula bula şu anda bu hukuksuz süreçte, bu bataklıkta PKK’yı yol arkadaşı olarak bulabiliyor Türkiye’de. Ve şimdi de CHP’ye dönük bir takım tehditler. Zaten çok açık bir medya karartması ile sürecin kendilerini rahatsız eden tüm haberleşmesi gereken noktalarını karartıyorlar. Ve ondan sonra dizisinin ve futbol maçlarının dışında akil insan serüvenleri Türkiye’de vizyona girmiş vaziyette. CHP’ye dönük bir takım siyasi fal bakmalar. Bunları söyledik ve bahsedilen partinin, BDP’nin eğer bugünkü koşullar içerisinde legal bir siyasi parti ise süreç ile ilgili kendi siyasi sorumluluğunu bulduğu noktadan yerine getirir ya da getirmez. Ama görünen manzara şu, BDP taca atılmıştır. BDP bir siyasi parti olarak taşıması gereken işlevi terör örgütü liderine havale etmiştir, ciro etmiştir. Veya ettirilmiştir, oyun kurucular, senaristler tarafından. Ve bu şekilde BDP’ye düşen, bir siyasi parti olmasına, organları olmasına rağmen düşen görev sadece kuryeliktir, postacılıktır. Haber gelgitçiliği yapıyorlar. Başbakan’ın muhataplarıdır, yol arkadaşlarıdır, herhalde birlikte kararlaştırıyorlar kim kime hangi cepheden saldıracak bunu medyada nasıl pazarlatacağız, bu süreci milletin bilgisinden, milletin takibinden nasıl saklı tutacağız. Bütün bunların stratejik planlamalarını da yapıyorlar. Ve her biri üzerine aldığı rolü oynuyor.”
Haluk Koç, Gülseren Onanç’ın “istifası” ve diğer istifa iddialarını kapsayan sorumuza ise şu cevabı verdi;
“CHP’nin temel ilkeleri, tüzüğü, programı belli. Burada tabii ki Sayın Genel Başkan, tüzüğümüzdeki 39. madde gereği MYK üyelerini PM seçildikten sonra içinden seçme ve görevden alma yetkisine sahip. MYK’da böyle bir konu tartışılmadı ama sonra Sayın Genel Başkan bahsi geçen genel başkan yardımcısı ile bir konuşma yapmış, akşam 21 civarında da ayrıldığını açıklamış. Bu konuşmasının çerçevesinde gelişti herhalde olay. Bu bir parçalanma, bölünme değil. Mutlaka farklı görüşler de olur, tartışılır ama partinin programı tektir. Zaten onu da genel başkanımız açıklıyor. Onun sözleri partiyi bağlar ondan sonra da parti sözcüsü olarak verilen görev kapsamı içerisinde benim sözlerim partiyi temsil ediyor.”
İstifa iddialarının perde arkasını öğrenmek için Haluk Koç’a “Bu süreci destekleyen milletvekillerine kanca operasyonu mu var?” diye de sordum. Aldığım cevap:
“Onu bilemiyorum. CHP’de milletvekili olmayı, o görevi, o ceketi, o sorumluluğu taşımayı herkes bilmek zorunda. Sonuçta bir siyasi parti başka türlü tanımlanmıyor.”
Söyleşi şöyle son buldu:
-Öcalan’ın tehdidi ve komisyon isteği ortada. CHP’nin bu komisyona üye vermeme tavrında değişiklik var mı?
“O çok net ve açık. Başbakan’ın düşüncelerinin Öcalan’ın düşüncelerinin Meclis komisyonunda parmak çoğunluğu ile bir komisyon raporuna dönüştürülüp, Meclisin de bu sürecin içinde tutulması gayreti ve bu fotoğrafın içinde CHP’yi iştirakçi olarak sunulma gayretlerine, o tuzağa CHP’nin düşmeyeceğini, grup başkan vekilimiz Akif Hamzaçebi de açıkladı. Bu tarzda kurulan bir komisyona Başbakan’ı doğrulama, Başbakan’ın fikirlerini meşrulaştırma, Meclis görüşü haline getirme çabalarına CHP destek vermeyecektir, üye de vermeyecektir.”