Adırmusun derler dağın yüzüdür
Çiçeklerle doludur düzü Niğde’nin
Hançerli dedikleri suyun gözüdür
Bir gonca güle benzer yüzü Niğde’nin
 
Kurdunus Aravan’da cennet gizlenir
Gurbet elde Niğde her gün özlenir
Bülbüller gül ile burda sözlenir
Duyulur uzaktan sözü Niğde’nin
 
Tepeden çıkınca Fertek görünür
Güzellerin saçları tek tek örülür
Naynas’ın içinde sefa sürülür
Aşkla çağlar durur özü Niğde’nin
 
Üçkapılı yaylası ballar peteği
Elekgölü karyesi dağlar eteği
Açılır dallarında iğde çiçeği
Burası elekten gölü Niğde’nin
 
Okçu’dan akıyor cennetin suyu
Kayının Bayat’ın içinde kuyu
Kızılca köyünün Bettik’tir soyu
Serap olup görünür çölü Niğde’nin
 
Kemerhisar içinde taştan kemerler
Konuşurken “yiyibatır gelibatır” derler
Üzümün şırasından pekmez ederler
Tyana dedikleri gülü Niğde’nin
 
Edikli içinde taştan bir kale
Patates Orhanlı’da dönüyor güle
Misli ovasında kapılma sele
Sert eser hiç durmaz yeli Niğde’nin
 
Gökbez’den çıkınca Havuzlu başlar
Kürkçü’nün yolunda ufacık taşlar
Kılavuz Halaç’ta sert geçer kışlar
Sürükler ne varsa seli Niğde’nin
 
Melendiz ovasında koşar bir atlı
Yolunun üstünde Ramat Azatlı
Bozköy’ün evleri hep iki katlı
Hep “Nörüyon” der dili Niğde’nin
 
 
Kömürcü uzakta canlar yatağı
Meleyen koyunları cennet burağı
Dikilitaş dedikleri leylek otağı
Çaykavak geçidi beli Niğde’nin
 
Horoz yüksekte kartal yuvası
Sapsarı uzanır Emen ovası
Darbaz’ın kirazla dolar kovası
Yayılır Bolkarlar’da malı Niğde’nin
 
Çoktur Yelatan’ın bağı bahçesi
Açar ilkbaharda Toros lalesi
Dolar Çamardı’nın elma selesi
Dört mevsim güzeldir hali Niğde’nin
 
Bor Kayabaşı’nda suların sesi
Duyulur Kuddusi’nin kutlu nefesi
Gidenlerin burda kalmaz kürbesi
Savrulur saçlarının teli Niğde’nin
 
Karakapı Hasandağı’nın bir gülü
Keçikalesi’nde öter dertli bülbülü
Anduğu yaylasında açar sümbülü
Öter saat kulesinden zili Niğde’nin
 
Andaval içinde hep taştan evler
Eskigümüş yolunda biter kevenler
Kavuşur birbirine burda sevenler
Hep sevgiye çıkar yolu Niğde’nin
 
Yeşilburç’tan Taşlıca’ya yol vardır
Zamzama’da giydikleri şalvardır
Beni yakan şu görünen dağlardır
Sararır yüreğimde güzü Niğde’nin
 
Obruk uzaktadır gidip gelinmez
Bekçili nerdedir fazla bilinmez
Burç’un dondurması tadından yenmez
Ağlar hep sevdiğine gözü Niğde’nin
 
Niğde’den çıkınca başlar bir sancı
Gurbette yaşamak hepsinden acı
Kimi hurdacıdır şimdi kimi tatlıcı
Çıkar hep sevgiliye izi Niğde’nin