Haziran 2011 seçimlerine 100 gün kadar kaldı.
Niğde siyaseti yavaş yavaş ısınıyor, partili olup da aday adaylığını açıklayanlar, devlet görevlisi olup da aday olacaklardan birkaç adım öndeler ve şanslılar isimlerini tanıtmayı başardılar bile.
Bir önceki yazımda, belediyelere değinmiştim ve bu seçimde Ak Parti'yi çok konuşacağız diye bitirmiştim.
Niğde, Milletvekili seçimine gidiyor. Aday adaylarını isimlerini irdelemek zaman açısından doğru değil. Aslında  isimlerle de çok ilgilenmiyorum.

*   *   *   *
MHP, Devlet Bahçeli’nin Niğde ve Bor ziyareti ile bir parça ivme kazanmış olsa da, Niğde’deki eski gücünden uzak görünüyor. Dar alanda kısa paslaşmalar yapılıyor. Yerel yönetimleri kaybetmiş olmanın verdiği durgunluk hakim. Bu seçimin ülkemiz geleceği için çok önemli olduğunu her ortamda dile getiren MHP yerel yönetimi söylediklerinin aksine şaşırtan şekilde rahatlar.
Oysa MHP açısından Niğde;  CHP’nin de son durumu göz önüne getirildiğinde zor hale geldi. Eskisinden daha farklı ve çok çalışmaları gerekiyor. Aksi halde başarısız bir seçimin faturası mevcut il-ilçe yönetimlerine kesilecektir. Kaybedilen yerel seçimin ardından son kozları 2011 Haziran seçimleridir, aynı zamanda telafisi zor olan bir seçimdir.
Mümin İnan faktörü partide hala hakim ve güçlü, bu faktör ve parti delegelerinin yapısı, aday adayı olmayı kafasından geçirenleri etkiliyor. Milletvekili İnan, ola ki aday olmayacağını açıklasaydı, şuan bir çok  kişi MHP’den aday adayı idi.  Bu seçim MHP için zor bir seçim olacak, Genel Merkez seçime müdahale edecek gibi görünüyor.

*   *   *   *
CHP genel siyasetindeki tek tük aksayan yanlar olsa da, Genel Başkanlık seçiminden beri ülke genelinde olduğu gibi Niğde yerel siyasetine de bir heyecan, dirilik geldi. CHP Niğde’deki eski gücünden çok uzak olsa da, seçimlerde çok çalışacağına hiç şüphem yok. Aday adaylarından  birinin sürekli ön seçim isteği manidar. Ankara’nın  işaretinden  korkuluyor.
MHP ve CHP açısından şuan ki hava ile seçim günleri yaklaştığında ki hava daha farklı olacaktır. Seçim atmosferi daha çok kemikleşme ve daha fazla heyecan getirecektir.

*   *   *   *
Ak Parti’den vekil aday adaylığı için yaklaşık 40 kadar  kişinin adı geçiyor. 2002 seçimlerinde 11, 2007 seçimlerinde de 13 aday adayı resmen başvurmuştu.  Henüz 5 tane aday adaylığını resmen açıklayan var. Son tarih  yaklaşaraktan bu sayı çok artacak.
Ak Parti’deki aday çokluğunun  nedenlerinden biri iktidar partisi olmasından kaynaklanıyor. Nemalanmak da cabası…
 Bence daha önemlisi  mevcut Ak Parti milletvekillerinin kendi tabanlarında da oluşan memnuniyetsizlikten kaynaklanıyor. Eğer her iki milletvekili de parti-li-leri nezdinde güçlü olsalardı, onların önlerine geçmenin (korkudan değil) imkansız olduğunu bilir aday adaylığı dahi düşünmezlerdi. Niğde Ak Parti’deki delege yapısını da ön seçim açısından göz ardı etmemek lazım.
Ak Parti’deki aday adayı çokluğunun  sebeplerinden birisi de,  Niğde Ak Parti’de oluşan farklı telden çalma mı diyelim, gruplaşma mı diyelim, bilemiyorum ama görüyorum… Birlik ve bütünlük eksikliği. Bu öteden beri var. Gruplar tek milletvekili aday adayı ile yetinmiyor alternatif aday adayları çıkarıyor, çıkarmayı planlıyor.  Niğde, Ak Parti’nin kuruluşundan beri en fazla il başkanı değiştiren illerin başında geliyor. Bu ayrı telden çalma konusu diğer partilerde de var bunu da not olarak yeri gelmişken belirtelim.
Bu kadar aday adayı fazlalığı toplumda, “Rant Partisi” algısı da oluşturabilir, diğer partileri mazlum, Ak Parti’yi burjuva-sınıf-zengin partisi haline sokabilir.
Ben şahsen İlinde başarılı olmuş Milletvekillerinin tekrar aday gösterilmesinden yanayım. Ak Parti’de, yapılan her seçimde yeni yüzlerin aday gösterilmesi ve seçilmesi, seçilen milletvekillerinin kafasında “nasıl olsa bir dönemlik vekilim” düşüncesi oluşturur. Bu da hizmet aşkına! çabasına darbe vurur ki… bir dönemlik milletvekili, o bir döneminde farklı düşüncelere meyil edebilir.
Vekil açısından başarı nedir? ;
 Niğde genelinde çoğunluk milletvekiliğini çıkarmak değil mi?
Yerel seçimlerde bariz şekilde en çok  belediyeyi kazanmak değil mi?
Referandum da Türkiye ortalamasını yakalamak değil mi?
Sağlık, eğitim ve ulaşım alanında mevcut yatırımları çoğaltmak değil mi?
Ankara ile Yerel arasında köprü olmak değil mi?
Yatırımcı ve yatırım çeşidi bulup tavsiye etmek, teşvik etmek değil mi?
Benim eserim diye övünebilecek sıra dışı yatırım getirmek değil mi?
Çevre İllerle yarışmak ve mukayese etmek değil mi?
Niğde Üniversitesinin yapı ve kalitesini artırmak  değil mi?
Bor İlçesine iki yeni Fakülte açılmasına ön olmak değil mi?
Bor’da doğalgaz için yollar kazılırken, ilçe merkezindeki elektrik hattının yer altına indirilmesini sağlamak değil mi?
Muhalefet Milletvekili olarak, ilin sorunlarını-çözümlerini mecliste, kahvede, televizyonda, internet sitelerinde anlatmak, aydınlatmak değil mi?
Niğde’den kaynayan Ecemiş Çayını, Nevşehir’den önce Niğde topraklarını… Emen ovasını sulamak için çaba göstermek değil mi?
Niğde için elzem bir konuya odaklanıp, diğer konular yanında, asıl o konuda başarı elde etmek değil mi?
İl bürokratlarına konunuz hakkında projelerinizi hazırlayın, fikirlerinizi sunun, sahaya inin, bana ivme katın demek değil mi?
Hakkında şaibeler dillendiriliyorsa, “Hayır Öyle değil… bunun açıklaması şudur” demek değil mi?
Bor Akkaya Barajının kirliliğinden Üniversiteyi ve Bor İlçesini kurtarmak değil mi?
Aksaray’da olan şu kurum-tesis-yatırım neden Niğde’de yok? diye Bakanlara sormak değil mi?
Her geçen gün daha fazla kömür dağıtıyoruz diye sevinmek yerine fakir sayısı artıyor diye üzüldüğünü hissettirmek değil mi?
İktidar partisi vekili olmak farklı bir şeydir. “Niğdelinin beklentisi yüksek” bu beklentiyi her ortamda dile getirmek değil mi?
Hükümet Meydanında sözler verdiniz, Simit hesabı yaptınız, pankart açan öğretmen adaylarını azarladınız…vs. bunları hatırlatmak göreviniz değil mi?
Değil mi?
Başarı ve başarısızlık  kriterlerinden sadece bir kaç tanesini sıraladım, hatırlattım… Bunlardan olumsuz olanları, tamamen olumlu olduğunu görmüş, yaşamış  olsak dahi…
Şuan bu başarı-başarısızlık kriterlerin hiç birisi geçerli değil… Etkisi yok aslında…
Niğde’de iktidar milletvekillerinin iyi yada kötü çizdiği grafiğin hiçbir önemi yok. Bundan sonra Niğde’den seçilecek Ak Partili vekillerinde kalitesi, aklı ve duruşunun hiç önemi olmayacak.
Çünkü…
2002 Kasım’daki seçim gibi… 2007 Temmuz’daki seçim gibi… Yapılacak olan 2011 Haziran’ındaki seçim de Niğde’nin değil, Ankara’nın seçimi olacak.
12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak genel seçim!
Ak Parti Niğde İl Teşkilatının seçimi! değil…
Ak Parti Genel Merkezinin seçimi! olacak,
Niğdeli, Ali’nin Mehmet’in seçimi! değil…
Tayyip Erdoğan’ın seçimi! olacak…
İleri! Demokrasi seçimi! değil…
Seçkinlerin seçimi! olacak
Adı seçim!…
Olacak…
Niğdeli; Vekillerini seçmedikçe de, Ankara’nın verdiği culüs ve bahşişlerle şuan ki gibi yetinmek, yaşamak zorunda kalacak.
 Bu yüzden aday adaylarının adı da, sayısı da, kalitesi de önemsiz…
Niğde için yine bir şey değişmeyecek…
Aksi… klasik politikacı yalanıdır…
Biline…
Not: Sayın Necmettin Erbakan Hak’ın rahmetine kavuştu, sevenlerine, fikirdaşlarına başsağlığı diliyorum. “Erbakan” denilince şuan yazılanların, söylenenlerin yanında,  bana ilk çağrışım yapan şey “Milli olması ve Emperyalizme karşı” olmasıdır. Bir İslamcının olması gerektiği gibi…
 Sağlıkla Kalın...