Akkaya’dan akan su ile yıllar önce , ilkokulda abdest alır, balık avlardık, yalın ayakla bahçe sular, Akkaya’dan gelen suyun içinde çimerdik.  Babamdan böyle bir su teslim aldım. Ama çocuklarıma ne yazık ki  b.klu su teslim ediyorum.

Akkaya ile ilgili son birkaç yılda Ankara’da bakanlarla görüştük, zamanın Cumhurbaşkanına benim hazırladığım dosya sunuldu.  Platform kurduk, Niğde’ye gelen bakanlara bu durumu ilettik. Sorunu, Bakanlara, Valilere, Milletvekilleri ve Belediye başkanlarına ilettik. Yazılarımız ile bu konunun baskısını oluşturduk.  Sitemizin arşivinde yüzlerce bu konuda makale ve haber –yorum var.

Barajın etrafını ve suyun gittiği yönleri  bizzat 10 kez dolaşmışımdır. Niğde Belediyesinin arıtmasını,  OSB’nin arıtmasını, Üniversite’nin arıtmasını  inşaat ve sonrasında da tebdili kimlik ile  bir çok kez gezmiş çalışanlarını çaktırmadan sorgulamış  incelemişimdir. Ulusal çevre dernekleri ile irtibat ve dergilerine abone olmaya kadar işin takibindeydim.  Seçimlerde muhalefeti kışkırttım, Akkaya kısmen kullanıldı.

O zamanlar DSİ baraj üzerinde bir platform ile çalışma yapmış ve yarıda bırakmıştı… Ki haberini de  yaptık 800 bin liralık  faturasını da Bor Belediyesine yani kokuyu yaşayan  Borlulara fatura etti.  

Bugün itibarı ile; Akkaya Barajı Çevre Kirliliği konusunda  bir arpa boyu yol alınmadı. Bugün barajda öbek öbek Niğde Belediyesi’nin lağımı var. Kıyıya vurmuş b.k var.  Yine bugün saptırma var, durumdan vazife çıkarma var. Dün ve bugün yaşanan koku Akkaya gibi yılan hikayesine dönen Kızılca Deresinin ıslahı için çözüm oyunları kokuyor.  

Neden bu kadar süründü… Çözülemedi?

Bor İlçesinde yoğun olarak kokunun hissedildiği zamanlarda Bor İlçesinde bir esnaf abimiz aynen şöyle demişti. “ Akkaya ile ilgili haber ve çabalarını takip ediyorum tebrik ediyorum” dedi. Bende “Siz bu konuda ne yaptınız? Dün gördüm.  Niğde Milletvekili Sayın Alpaslan Kavaklıoğlu sizin dükkanınızı ziyaret etti. Bu konuda tepkinizi belirttiniz mi?” şeklindeki soruma ise yutkundu. O günden sonra bu işin sadece Borhaber.net ile  olmayacağını halkın da istemesinin gerekliliğini anladım.  

Akkaya konusunda kitap yazabilirim ama bugün için bazı konuları bilmekte fayda var.

Niğde Belediyesi birincil sorumlu ve Başkanın tavrı “ İl ilin eşeğini türkü çağırarak arar” şeklinde. Taa…  seçildiğinden beri  Akkaya’ya tavrı budur.  Olayı Niğde’nin değil, Bor’un sorunu olarak görüyor.  Bunu bilinçli yapıyor. Akkaya Bor sınırları içinde olsaydı çoktan çözülmüştü. 

Niğde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü elinde büyük yetkiler olmasına rağmen, hiçbir yaptırım uygulayamadı.  Bunda mevcut müdürün etkisi büyük.  Bu il müdürü ve müdürlüğü   hakkında  çok ilginç veriler ulaşıyor.  Müdür bey enerjisini çevre konularına harcama yerine, personeli ile gereksiz uğraşmaya,  egosuna ve ak sarayına   harcıyor. Bu kuruma müdahale şart, yoksa ulusal konular açılacak başınıza!  haberiniz olsun. Müdürü değil çalışanları dinleyin…

Niğde Üniversitesi Akkaya’ya gelen flamingolar hariç hiçbir çalışma yapmıyor.   Geçmişte ele geçirdiğimiz rapor hariç hiçbir araştırma da  yok. O raporda da  “Bor tarım alanlarında yetişen ürünlerin ağır metal içerdiği” yazar. Bugün Üniversite değil sanki bir lise gibi davranıyor. Öğrenciler b.k kokusu içinde yaşıyorlar. Öğrencide, öğretmen de Haliç’te yaşayan simonlar! gibi kokuyu kanıksamışlar. Rektör bey, “Öğrenciler çok sıcakta dahi pencerelerini açamıyor” diye zamanın Bakan’ına söylenirken. Ayrı bir zamanda, Benim  öğrencileri ve öğrenci konseylerini bu konuda harekete geçirelim teklifime “ Öğrencilerin anneleri babaları  bize emanet etti, bu tür faaliyetlerde olamazlar” diye söyleyen de kendisi. Ama son aylarda çok farklı  konularda  kendi “A” takımının kız öğrencilerle faaliyetlerini!  de görmezden geliyor. Akkaya'dan çok Niğde Üniversitesi kokuyor... Takipçisi olacağız.

Sağlık Kurumları da gıkını çıkarmıyor. İl Halk Sağlığı   “Dünya İnme Günü” kutlaması- açıklamaları hariç toplum sağlığı ile ilgili bir açıklaması yok.

En son İl Koordinasyon Toplantısında ortaya çıktı. Arıtma Tesisi ile ilgili önceki Vali’nin kurum amirlerine çıkışması. Tam bir komediydi.  Arıtma Tesisi konusunda “kimin eli kimin cebinde belli değildi”. Arıtma Tesisi için gelen ve konu üzerinde çalışan,  bakanlık yetkilileri de planlanan tesisin yeterli olmadığını devletin parasının boşa gideceğini gayri resmi şekilde sitemize ulaştırdılar.

Bir başka komedi de; Milletvekili Erdoğan Özegen’in yanında Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile birlikte önlemli bir projeyi Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’la paylaştığı şeklindeki açıklaması idi. Yanında Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu olduğu için anladığımız  kadarı ile bu önemli konu,  ya Karanlıkdere Köyünün Göleti,  yada, Akkaya olmalı… Ama Sayın Özegen’e tavsiyemiz bunun sonucunda  cek caklı kasaba politikacısı gibi bir açıklama yapmasın… Niğdeli doydu. Yemezler artık.

Zaten bu görüşmeden de anlaşılacağı gibi… Niğde İl Özel İdaresi veya 6 şehre hitap eden KOP bütçesini aşan,  Niğde için yapılacak her hangi bir yatırım Cumhurbaşkanının izni hariç gerçekleşmez. Peki milletvekillerini neden seçersiniz?

OSB günah keçisi değiliz diyor ama,  Niğde-Bor yolu üzerinde kampüs kapısı karşısından geçerken araç içine kadar gelen pis koku kimin arıtma tesisinden geliyor.

Niğde’de 400’e yakın Dernek var, hiç erinmedim tek tek tüzüklerine baktım.  30 tanesinin tüzüğünde  çevre ve çevre sorunlarından bahseder. Ama 400 derneğin çalışması bir kermes! çalışması etmez.

İktidar Partisi İl-İlçe danışma toplantısı yapar. Bir Allah’ın kulu bu Akkaya ne olacak diye sormaz…  soramaz.

Vatandaş arada sırada çarşıda pazarda,  vekille, başkanla müşerref olur. Ama bu çevre sorunu dile getirmez.

Soru  sormak tespit yapmak tamam da… Artık eylem zamanı diyen muhalefet milletvekili veya il başkanları da yok.  Mesela, yarın Niğde Kent Meydanında stant açıp halka ameliyat maskesi dağıtılabilir.

Akkaya’dan akan suyla pırasa yıkanır, maydanoz yıkanır elma sulanır. Belediye Zabıtası seyreder…   Bu ürünleri tahlile gönderip el altından ağır metal içeren  sonuçları basın ile paylaşan bir belediye de yok.

Akkaya’nın ağır metal içeren suyunun kaynaklara karıştığının tespiti için irade gösterecek bir sağlık kurumu da  yok.

Niğde yerel basını,  Akkaya’nın çevre kirliliği haberinden çok, Akkaya’da canlı yaşamaz ama flamingo kuşlarının hafta da bir haberini yapar.  

Bu ilin idealist, korkusuz avukatı, hukukçusu da yok. Hepsi gelecek pazarlığı peşinde. 

Böyle bir sorunu Aksaraylı  yaşasaydı bu geçen zaman içinde iki ayrı kere bu sorunu çözmüştü.

Akkaya nasıl çözülür?

Önce elde veri için araştırma ve raporlarlar tanzim edilir. Paylaşılır…

Ardından aktif bir kaç eylem…

Bir başka seçenek; toplu hastalıklar, toplu ölümler.

Diğer Akkayaları da çözmek için bir başka önemli seçenek de; Niğde’nin mevcut siyasi iradesi ve etrafındaki rantçı, ticaretçi şebeke alaşağı edilir. Karşılarına, yerine yeni siyasi ve fikir oluşumu getirilir.

Bu seçenek daha kolay ve gerçeğe en yakını. Bunun çalışmalarıda Niğde’de yapılıyor.

Sağlıkla Kalın…