Çapulcubaşı Barzani bağımsızlık ilan etti bizim sınırlarımız içinde itina  ile himaye edilen çakalları durur mu?..
AKP iktidarından aldıkları teşvik ve cesaretle Economist’e konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, ağırlıklı olarak Kürtler’in yaşadığı bölgelerde bir referandum yapılması durumunda ‘halkın yüzde 80’inin bağımsızlık lehine oy kullanacağını’ söylemiş.
İngiltere(ABD)-IŞİD-Barzani aşireti(PKK)-AKP dörtgeninde tezgahlanan oyunda gizli kapaklı hiçbir şey yok. Her şeyi alenen söylüyor ve dedikleri gibi de yapıyorlar..
Önce Barzani’nin referandumu arkasından da Kışanak’ın gerçekleşecek hayalleri!..
Büyük İsrail’e çeyrek kaldı..
Tarih, Türkiye’deki Müslümanların(?) Büyük İsrail projesine nasıl hizmet ettiğini somut verileriyle acı acı yazacak..
Nasıl Allah ile kandırılıp Yahudi kaftanlı sahte Halifelerin peşinden koyun gibi koşulduğunu, nasıl uçurumdan hep beraber atlayıp firesiz telef olunduğunu da..
Tarih, Başbuğ Atatürk’ün 1923 Eskişehir-İzmit konuşmalarını da yazıyordu. Şöyle diyordu, 1923 yılında Mustafa Kemal  “Musul gerçeği” ni anlatırken:
“Musul vilayeti hudud-ı milliyemiz dahilindedir. Bu hudud-ı milliye tabirini ben bulmuştum. Mütarekeye esas olarak her halde bir hududumuz olmak lazımdır. Bu hudud ne olabilirdi? Bu meselede süngülerimizin bulunduğu mahali hudud yapmak hatırıma geldi. Wilson prensiplerinden de mülhem olarak İskenderun’dan başlayan ve Musul’u da kendi arazimiz içinde bırakan hududa milli hudud dedim. Filhakika o zamanlar Musul’un güneyinde bir ordumuz vardı. Fakat biraz sonra bir İngiliz kumandanı gelmiş ve İhsan Paşa’yı aldatarak orada oturmuş.
Musul bizim için çok kıymetlidir; Birincisi civarında sonsuz servet teşkil eden petrol menbaları vardır. İkincisi, bunun kadar mühim olan Kürtlük meselesidir. İngilizler orada bir Kürt Hükümeti teşkil etmek istiyorlar. Bunu yaptıkları takdirde bu fikir bizim hududumuz dahilindeki Kürtlere de yayılma edebilir. Bu fikre engel olmak üzere hududu güneyden geçirmek lazımdır! Bununla beraber Musul’u almamakla muharebeye devam mı edeceğiz? Hatta sizlere soruyorum: Her şey oldu bitti, Musul için harbe devam makul bir şey midir? Biliyorsunuz ki Yunanlılar, Anadolu’ya çıktı hatta Sakarya’ya kadar geldi. Onları tard için, arzuyi umumiyi tevhid için duçar olduğumuz müşgilat büyüktür. Bir tarihte Yunanlıların İzmir’de kalmasıyla sulha intikal etmeyi arzu edenler çoğalmıştır. Demek istiyorum ki Musul’u harben almak gayr-i mümkün müdür?. Musul’u almak gayet kolay ve o cephedeki kuvvetlerimiz tamamıyla harekata hazırdır.”
Sonra..
Musul ve Kerkük’ün Türk topraklarına dahil olmaması için çıkarılan İngiliz menşeli Kürt isyanlarını, genç Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun içinde kurulan kumpasların hepsini tarih yazıyor.
Acı ama gerçek..
Sevr Antlaşması 10 Ağustos 1920’de Fransa’nın başkenti Paris’in 3 kilometre yakınında olan Sevr banliyösünün Seramik Müzesinde imzalanmıştı.
AKP iktidarı sayesinde 29 Ekim’de Papa hazretlerinin heykeli altında Haçlı senedine
imza attık.
10 Ağustos’ta cumhur, başkanını seçecek diyorlar…
Bunların hepsi mi tesadüf?..
“Çankaya Köşkü müze”  yapılacak dediğimde herhalde ironi yaptığımı sandınız.
Recep Erdoğan’ın açıklanan mal varlığını gördünüz. Yıllardır yazılan  500 bin liralık bir alacak hanesi var..
Acaba bu neyin alacağı?..
Kudretli Başbakan (!) ticari faaliyetleri nedeniyle alacaklarını 5’er yıllık senetlere mi bağladı ki, bir türlü tahsilat yapamıyor?..
Hangi işin karşılığı bir siyasetçinin bu kadar biriken alacağı olur?..
Hangi densiz(ler) Başbakana söz verip de borcunu ödememe gafletine düşer?..
Her şey bu kadar ucuz mu?..
Neyse!.. Kafanızı daha fazla karıştırmayayım..
Bu son satırlarımı da ironi olarak kabullenin!..