Mürteciler, Yobazlık ve Kimlik Parçalanması

Abone Ol

Yüzlerinde korku endişe, dillerinde atıp tutmalar olsa da İslam görünümlü yeni bir din kurdular. Bu yeni dinde, yalancılık, pişkinlik, hırsızlık, adaletsizlik, baskı, zülüm meşru görülüyor. Sapık inanç düşünce ve yaşam biçimlerine karşı olan herkesi ötekileştiriyorlar.

Anadolu’da bin yıldır oluşan kimlik parçalanıyor. Türk Milleti’ni oluşturan kardeşçe yaşayan etnik topluluklar birer birer ayrıştırılıyor. Türkiyelilik kavramı ile Türk Milleti’nin ortak dokusu altüst ediliyor İngilterelilik, Fransalılık, Almanyalılık oralarda konuşuluyor mu?

Kimliksiz kişiliksiz, kanı ve zihni bozuk tiplerin etkili ve yetkili konuma getirildiği Türkiye’de; kardeşlik köprüleri yüz yıl sonra bir kez daha parçalanmak isteniyor.

Osmanlının son döneminde Tanzimat ve Islahat fermanları ile halkların etnik damarları öne çıkarılmış, Balkan ve Ortadoğu halkları ayrıştırılmıştı. Şimdi de sahte İslamcı fasık kimliğe sahip tipler, liboşlar, kökeni belirsizler ihanet çalışmaları içindedir.

Bütün etnik kimlikleri birleştiren Ortak Türk Kimliği yok edilmek isteniyor.

Bu kimlik; ortak vatan, ortak tarih, ortak sanat, ortak sevinçler üzüntüler, ortak gelecek kimliğidir. Bu kimlik Türk Milleti kimliğidir.

Milletimiz diyorlar. Peki hangi millet bu? Gerçek kimliklerini İslam dini ile örttükleri için soysuzlar, kimliksizler zihin kirlenmesi yaratıyorlar. İnsanların ortak değerleri yerine ayrı olan konuların öne çıkmasına neden oluyorlar.

Birleştiren tek şeyin din olduğunu söylüyorlar. Ama o din’i de din olmaktan çıkaran icraatlarda bulunuyorlar. Yandaş Müslüman karşı Müslüman ayrımı yapıyorlar. Ruhlarında fesatlık var. Fitne bunların beslenme kaynağıdır. İslamcı ya da liberal kimlik altında gizledikleri, içlerinde barındırdıkları kinlerini, demokratlık, özgürlük kamuflajı altında kusuyorlar.

Amaç, hedef ve oyun; Bin yıldır oluşmuş ortak din, ortak tarih, ortak vatan, ortak kültür değerler bütünlüğünü parçalamak, üniter devlet yapısını değiştirmek içindir.

Bakın; konuşmalara, yazılanlara çizilenlere, batıl ilkel ortaçağ kalıntısı Arapçı hayalperestlere. Ne diyorlar, ne yazıyorlar ne karar alıyorlar? Açık değil mi?

Oyun karanlık odalarda; kirli ve lekeli zihinleri ile planladıklarını bu millete hazmettirmektir.

Türk Milleti bu oyuna düşecek mi düşmeyecek mi? Türk Milleti tarih boyunca benzeri ihanetleri bertaraf etmiştir.

Biz her zaman, her kesimi uyarıyoruz ve diyoruz ki; Zihinleri işgal edilmiş bir ülkeyi çelişkili nutuklarla, ayakta tutamazsınız. Zihinsel işgale karşı tedbir almak da her duyarlı insanın temel görevidir. Elbette bu görev, esas olarak siyasi iktidara aittir.

Medya ve yargı da işgal edilmişse, kim, nasıl ne şekilde alacaktır?

Bugün bu ülke sevdalıları, asimetrik bir psikolojik harekata maruz kalmıştır. Kendisini mi savunsun, yoksa dayanağı olan halkın zihninin işgaline mi dirensin? 

Halkın önemli bir bölümünün zihni işgal edilmişse, kendi ülkesinin bayrağına karşı çıkanlarla, bayrağı gönderde tutmak isteyenler arasında çatışma çıkar!

Aydınların görevi; her ülke aydının görevi ne ise odur. Zihni işgal edilmiş olan bu ülke çocuklarını, çarpık din ve çıkar esaretinden kurtarmak herkesin görevidir.

İnsanları, uyandırma, bilgilendirme ve aydınlatmada herkes sorumludur.

Makyavel; “Türkleri dışarıdan işgal etmeye kalkmayın, yenemezsiniz. Fakat bir defa içeriden ele geçirdiniz mi her şeyi kabul ettirebilirsiniz!” diyordu!

Demokrasi, özgürlükler, dini ve etnik kimlikler kullanılarak vatandaşların bir kısmının zihinleri işgal edilmiştir.

Yapılması gereken; karanlık odalarca ve yabancı istihbarat servisleri tarafından yetiştirilip unvan sahibi kılınan ve önemli makamlara getirildikten sonra Türkiye aleyhine çalışan kozaları, gerçek kimlikleriyle ortaya çıkarmak ve halka bunları tanıtmaktan geçmektedir.

Bu yapılırsa, zihinleri işgal edilmiş olanlara da şok tedavisi uygulanmış olur!

GüNüN SöZü: Temeli sağlam olan bina yıkılmaz, bilgili insan ise sarsılmaz.

Av.Prof.Dr.Nurullah AYDIN

31 Temmuz 2017-ANKARA