Şair Yazar Mehmet BAŞ yazdı

Hemşehrimiz Alper Lütfi Göncü'nün 2.kitabı olan "Niğde At Kültürü" kitabı Niğde Valiliği'nin bir kültür hizmeti olarak yayımlandı. Üzerinde büyük bir titizlikle çalışıldığı belli olan bu eser büyük bir emeğin mahsulü olarak karşımızda duruyor.

Alper Lütfi Göncü gerçekten memleket sevdalısı bir insan. Kalemiyle unutulan değerlerimizi yeniden canlandırıyor. Bir şehrin hafızası onun kelimeleri ile nisyana gömülmekten kurtuluyor. Niğde'ye olan sevgisini kitaplar yazarak araştırmalar yaparak ortaya koyuyor. Onun bu çabası gerçekten taktire şayan.

Sayın Valimiz Yılmaz Şimşek kitabın önsözünde Kaşgarlı Mahmut'un "at türkün kanadıdır" sözünü paylaşarak Kültürümüzde atın yerini güzel bir şekilde anlatmış. Sayın Valimiz bu çalışmaya verdiği destek ile "Marka Şehir Niğde" projesinin kültürel ve sanatsal temellerine güzel bir harç atmış.

İlimizin içinde barındırdığı kültürel potansiyelin yapılan bu gayretli çalışmalarla kaybolmuş bir hazine gibi yavaş yavaş gün ışığına çıkacağına olan inancımız tamdır.

Dünya tarihinde atı evcilleştiren, at sırtında kıtaları dolaşan, haritaları değiştiren, kavimler göçüne sebeb olan dünyanın her yerinde devletler kuran atların sırtında rüzgar gibi kanatlanan milletimiz için at alınyazımızın bir parçasıdır. Esasında içinde atların olmadığı bir Türk tarihi yazmak mümkün değildir. At Türk'ün savaş yoldaşı at Türk'ün zafer arkadaşıdır.

Sayın Alper Göncünün bu güzel eserini incelediğimizde, Niğde'nin kültürel zemininde bir arkeolog titizliğiyle çalışıp ortaya böyle bir eser koymak gerçekten kolay olmadığını görüyoruz. Böyle bir zorluğun üstesinden gelip bu güzel eseri ortaya koyan kıymetli hemşehrimizi tebrik ediyoruz. Çok zengin bir içeriğe sahip olan kitabın konuları şu başlıklardan oluşuyor.

"Güzel atlar ülkesi, Niğde yöresinde geçmişteki at varlığı, Arşivlerde at, Anadolu atları, Niğde'nin kahraman süvarileri, Aşiretler, atlar, adetler, Aladağların atları, Çamardı kulasının izinde, Alma alı,sat yağızı, besle kırı, bin doruya, At üzerine söylenen deyim ve atasözleri, Milli atçılık politikalarının Niğde'ye yansımaları, Niğde basınında at, Niğde yöresi türkülerinde at, Anadolu aydınlanmasının nal sesleri, At binen kadınlar, Arkaya kırbaç, At arabaları, faytonlar, anılar, Atlı günlerden kalan, Niğde'nin şehsuvarı, At kültürünün kutsal mekanları: hanlar ve kervansaraylar, Atsız eşeksiz rotalar, Atlı avcılık, Niğde yöresinde kullanılan koşum ve binit takımları, Rüzgarla yarışanlar. Nalbantlar, binek taşları, at çayırları, Safa Büte'nin atları, Nalbantlar çeşmesi, Osmanlı dönemi Niğde'sindeki gayrı müslimler ve atlar, Günümüzdeki manzara."

Bu kitapta kaybettiğimiz zamanların görüp unuttuğumuz rüyaların hikayesini bulabiliriz. At ve atın kültürel ve sosyal hayatımıza yansıması üzerinden bu topraklardaki varoluş sürecimizi idrak edebiliriz. Niğde'nin seherlerinde hafif bir rüzgar eşliğinde Selçuklu'nun kişneyen zafer atlarının ve onların üç kıtada yazdıkları destanların hüznünü duyabiliriz. Bilhassa şu satırları kanayan yaramıza bir pansuman gibi sarabiliriz.

"Bu şehirde atları öldüğünde ardından ağlayan adamlar sahipleri öldüğünde ardından ağlayan atlar binek taşları çeşmeler yalaklar hanlar hancılar saraçlar nalbantlar vardı.."

Son tahlilde Niğde At Kültürü" kitabı hızla değişen gündemlerin içinde değişmeyen bir gündemle seçkin okuyucularına sesleniyor. Kuruyan kültürel havzamıza bir ırmak serinliği sunuyor.

Editör: TE Bilişim