12 saatlik meşaggatli bir yolculuğun ardından gezimizin birinci ayağı olan Bursa iline vardık. Kafilemiz Kâffe Mânia da kuvvetli bir kahvaltı yapıp, Bursa gezimizin gönüllü rehberi olacak öğretmen *Gürsel Özkan'la buluşarak gezilecek ve görülecek yerleri en az bir haftada bitirile bilen Bursa ilinin tadımlık gezisine Çekirge semtinde bulunan Atatürk Köşkünden başladı. Ahşap işçiliğiyle tek olan binanın bir özelliğinin de yaşamı boyu Bursa’ya 18 defa gelen Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm ziyaretlerinde bu binada ikamet ettiğini öğrenmemizdi. Atatürk Köşkünden yolumuz üzeri olduğu için Murat Hüdavendigar cami ve külliyesini ziyarete geçtik.
 
          Yüz yıllara meydan okuyan taş işçiliği ve tahta oyma işçiliğiyle birlikte, tarih kitaplarında okuduğumuz bir çok Osmanlı hanedan mensubunun türbe mezarlarını görmek kelimenin tam manasıyla "zaman yolculuğu" idi.     Ancak Bursa’ya ayırdığımız bir güne bu kadar çok tarihi, milli, dini ve kültürel alanı sığdırmak imkân dâhilinde olmadığı için hızla Bursa’nın birçok mevkiinden görülen ve adeta "gel bana" diyen Emir Sultan Hazretlerine doğru ilerliyoruz. Camii dışında bizi elişleri ve Emir Sultan Hatıraları satan seyyar satıcılar karşılıyor. Arkadaşlarla hediyelik bir şeyler alıp seyyar satıcıları memnun ve mesrur ediyoruz.

        Bursa’nın gülen yüzü Emir Sultan Hazretleri (1368 – 1430) Osmanlının kuruluş devrinde Bursa'da yaşamış olan büyük âlim ve evliya olduğunu rehberimizden öğreniyoruz.“1368 yılında Buhara’da doğdu. Soyu Peygamber'in torunu Hüseyin'e dayanır. İsmi, Muhammed bin Ali, lakabı Şemsüddîn'dir. Ona, Buhara'da doğduğu için "Muhammed Buhârî", Seyyid olduğu için "Emîr Buhârî", Yıldırım Bayezid Hanın damadı olduktan sonra da "Emîr Sultan" denilmiştir.

             Bursa'ya 1391'de göç etmiş ve Yıldırım Bayezid'in kızı Hundi Hatun'la evlenmiştir. 1430'da Bursa'da vefat etmiştir. Türbesi Emir Sultan Camii yanındadır.”

         Hazretin türbesine tüm kafile girip dua ediyoruz. Akabinde muhteşem mimarili camiye geçip içerisini geziyoruz. Vakit hızla geçiyor kafilenin erkekleri cumayı Ulu camide kılalım "hızlanalım" derken, bayanları "Türk siyaset, sanat ve edebiyat hayatından birçok simanın Bursalı olduğunu biliyoruz. Bunlardan bir tanesi de “Sanat Güneşi” olarak
anılan Zeki Müren. Zeki Müren’in, Emir Sultan mezarlığındaki kabrini görmek isteriz" demeleri üzerine bir gurubu erkenden Ulu camiye gönderdik. Cuma çıkışı Ulu cami Doğu Kapısında Çınar Altı Kefe de buluşmak için sözleştik.Bu sözü yerine getirmek için ve kalan kafiledeki erkek arkadaşları Cuma namazına yetiştirmek adına Yeşil Cami ve Yeşil Türbeyi gezmeyi bay pasladık.
 
        Cuma çıkışı Ulu cami gezilip, geciken öğle yemeğini alel acele tüketip (laf aramızda öğle kumanyası hiç hoş değildi ) "Bursa ya galipte teleferiğe binmemek olmaz" talebini yerine getirmek için 1963 yılından bu yana ziyaretçilere hizmet veren bir anlamda tarihi teleferik maceramıza başladık. Maceramız diyorum çünkü kaptanlarla birlikte 117 kişilik
kafilenin 30 ar kişilik ve Kadı Yayla aktarmalı 1664 rakımlı Sarıalan’a ulaşıp geri dönmesi tam 3 saati buldu ve    tarihi İnkaya Çınarı’nı ziyaret edecek zaman kalmadı. Çınar 630 yıllık tarihi ve 9.5 m. gövdesi, 35 metre boyu ile Türkiye’nin en eski ve en büyük Çınar’ı olarak kabul edilen, Yerli ve yabancı turistlerin ziyaretgâhlarından olan çınarın görülememesinin burukluğunda hava kararırken 20.15 gibi gece konaklayacağımız otele ulaştık. Odalara yerleşim sağlandıktan sonra "açık büfe" akşam yemeğini tüketmek üzere otelin restoranında kafilemizle "öğlen kumanyasının da" acısını çıkartacak şekilde mükellef bir ziyafet çektik.


    Yol yorgunluğu ile birleşen Bursa gezimizin yorgunluğunu atmak ve sabah yapılacak Çanakkale gezisine dinç katılmak için odalarınıza çekilip dinlenmeye geçtik.(Dinlenmeyip Bursa da yaşayan Niğdelilerin konuğu olarak "kahve nargile" sohbetiyle geceye devam edenler bu yazımızın kapsamı dışındadır. Ancak şu kadarını belirtmeden geçemeyeceğim AKSA Bursa Müdürü değerli hemşerimiz Mustafa AYDOĞDU tüm işlerinin yoğunluğuna rağmen Niğde den gelen hemşerileriyle tek, tek ilgilenip cömert konukseverliği yönünden tüm takdirleri topladığını biliyorum. Teşekkürler Mustafa Aydoğdu.)

     Bursa izlenimlerimizi şair Tanpınar’ın o muhteşem “Bursa’da Zaman” şiirini son bölümüyle  bitirmek isterim.
 

"........
 İsterdim bu eski yerde seninle
 Başbaşa uyumak son uykumuzu,
 Bu hayal içinde... Ve ufkumuzu
 Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk,
 Havayı dolduran uhrevî âhenk.
 Bir ilâh uykusu olur elbette
 Ölüm bu tılsımlı ebediyette,
 Belki de rüyası bu cetlerin,
 Beyaz bahçesinde su seslerinin."
 
(Ahmet Hamdi TANPINAR)
                                                                                                    
 
*Gürsel Özkan ağabeyim olup, Bursa ilinde uzun yıllardır sınıf öğretmeni olarak görev yapmaktadır.

YAZARIMIZ GÖKSEL RIZA ÖZKAN'IN KÖŞE YAZILARI İÇİN TIKLAYIN...


Editör: TE Bilişim