Okumayla arası iyi olmayan bir toplum olduğumuzun gerçekliği ışığında, üstüne üstlük yazma konusundaki tembelliğimizi eklediğimizde, insanlık tarihinin yazıyla başladığının kaçımız farkındadır bilemem.

Yaşadığınız dönemleri yazmak, tarihe kayıt tutup günün koşullarını ve olaylarını kendinden sonraki nesillere aktarmak genel davranış ve çalışma prensiplerimiz içinde pek de yer tutmaz dersem, birçoğunuz bana katılır herhalde.

Yazı meraklısı ve okuma sevdalısı olan biri olarak, yazmanın düşünceyi şekillendiren disiplini ile gelecek zamanın sonsuzluğuna kucak açan ölümsüzlüğünü hissettiğimizde, kıymetini bilmek sarraf itinası istiyor.

İşte geçtiğimiz perşembe günü Başkent Niğde Vakfında torun Alper Lütfi Göncü’nün dedesi Lütfi Soylu için yazdığı  “Anılarla Niğdeli Lütfi Soylu” adlı kitabın imza gününde bulunan şanslı kişilerdendim. Niğde’nin belli dönemlerine ışık tutması kadar özenli yazımı ve tarihsel belge niteliği taşıyabilecek yönleriyle dikkat çeken kitap; “yazıya dökülebilen anılar, ölümün elinden bir şeyler kurtarmaktır” sözüne nazire yaparcasına ellerde dolaşıyor, geçmişin gizemli ama bir o kadarda özlem dolu labirentli yollarında, ılık bir meltem serinliğinde gezindiriyordu.

Sadece kişiyi anlatmanın yanında, onunla beraber yıllar öncesinin Niğde’sinde nostaljik bir gezi yaptıran, geçmişini hatırlayıp günümüzle irtibat kurarak geleceği kucaklayan kitap; mazi ile atiyi buluşturma becerimizi, güzelim fotoğraflar eşliğinde duygusallıkla okşuyor.

Niğde Başkent Vakfı Başkanı Sayın Muharrem Özmen’in konukseverliği refakatinde hepsi Niğde için ayrı birer değer olan Niğdelilere kitabını imzalayan sevgili Alper Göncü, kılı kırk yararak ortaya çıkardığı kitabının gelirini vakfa bağışlarken, hemşerileri buluşturarak bir arada tutan vakfın birleştiriciliğine bir nebzede olsa katkıda bulunarak, dedesini yad ediyordu.

Elinize aldığınızda hissettiğiniz, sayfalarının, fotoğraflarının sadelik dolu güzelliğine sanat gibi yaklaşıp baskıya döken, anı ve düşüncelerden dökülenleri bir sürahiye doldurup bardak bardak hepimize  ikram eden basımevinin Niğde de olması ise bu kent için ayrı bir gururdu. Ofset olma basamaklarını çoktan aşıp, Niğde’nin dışa açılan yüzü olan Tekten Ajans ve Matbaasının baskı kalitesi ile dizaynının, kitabın gülen yüzü olmasının da hakkını vermek gerekiyor.

“Asalet bir altın idi pul oldu, türlü türlü bedenlere çul oldu,

İmanın yolu keseden geçeli, kimi pula kimi kula kul oldu…”

 divan ayağının felsefi ve dünyevi boyutunda, insani değerlerle var olmuş ve hakkın rahmetine kavuşmuş kendi atalarımızı hatırlama açısından bile olsa “Anılarla Lütfi Soylu” Niğde için, örnek kitap olma özelliği taşıyor.

Kitabı okurken ilk aklıma gelen; hakkında kitap yazılan bir dede mi olmak isterdim, yoksa dedesini yazan bir torun mu, diye…

Yaşayanlar olarak atalarımızı yazmak ve ölümsüzleştirmek zaten elimizde olduğuna göre… Bizleri yazacak torun sahibi olmayı mutlaka daha çok isterdim.

 Ölüm karşısında bedenen yok olmaktan, yazıyla yaşayanlardan olmak evlaysa…

Allah her ikisini de var etsin..

Nihayetinde…

Yazanda Lütfi, yazılanda…