YAŞAM

Komşuluk bitti kapı açma işi arttı

Niğde’de 60 metre karelik bir dükkânda 40 yıldır yaptığı anahtarcılığı devam ettiren 56 yaşındaki Niğde’nin tanınmış anahtar ustalarından Hicret Gökkaya, Günümüzde dalgınlıklar da unutkanlıklar da çok fazla. Günde bir kaç kez çilingir çağıranların bile olduğunu ve komşuluğun bitmesi ile birlikte kapı açma işlerinin daha fazla olduğunu söyledi.

Abone Ol

Niğde’de 60 metre karelik bir dükkânda 40 yıldır yaptığı anahtarcılığı devam ettiren 56 yaşındaki Niğde’nin tanınmış anahtar ustalarından Hicret Gökkaya, Günümüzde dalgınlıklar da unutkanlıklar da çok fazla. Günde bir kaç kez çilingir çağıranların bile olduğunu ve komşuluğun bitmesi ile birlikte kapı açma işlerinin daha fazla olduğunu söyledi.

Niğde’de 40 yıldır anahtarcılık, yani diğer bir adıyla çilingirlik yapan Gökkaya, mesleğinin her dönem ihtiyaç duyulacak bir meslek olduğunu belirterek, işlerinin uzmanlık gerektiren bir meslek olduğunu söyledi.

Günde en az iki üç kere kapı açmaya gittiğini ifade eden Gökkaya, “Türkiye’de birçok insan dalgın. Anahtarlarını evin içerisinde unutan büyük bir kesim var. İnsanların uğraşları çok fazla. Unutkanlıklar meydana gelebiliyor. Bazen 1 günde iki kez kapı açtırmak için gelen vatandaşlar da olabiliyor. Bu da bizim ne kadar dalgın bir millet olduğumuzu gösteriyor. Unutkanlık haricinde en çok hırsızlık olayı ile karşılaşıyoruz. Kilidi kırarak patlatıyorlar. Biz de böyle durumlarla karşı karşıya kalmamak adına daha emniyetli ve korumalı kilitler var onları öneriyoruz. Vatandaşın işi bilen birine danışması gerekir. Onun haricinde evde kullanılan kilitlerin emniyetli olup olmadığını bilemez” diye konuştu.

Kilit sisteminden kart sistemine geçişle ilgili olarak da her şeyin teknolojiye bağlı olarak dijitalleştiğini belirten Gökkaya, “Kartlı kilit sisteminde hem manuel sistem hem de kartlı sistem var. Kart olsa da elektrik kesilmesine karşılık olarak anahtar gene oluyor. Anahtar her zaman oluyor. Her ne kadar teknoloji ne kadar gelişse de sistem olarak manuel kilit sistemi duruyor. Adam parmak izli kapı kilidi koymuş ama parmak izi olmasına rağmen mutlaka anahtar da var” dedi.

Çok çeşitli anahtarların olduğunu ve bir anahtarı kopyalama süresinin çok kısaldığını belirten Gökkaya, “Yeni çıkan makinelerle bir anahtarı kopyalama süresi 1 dakikanın altına indi. Eskiden eye ile anahtarı mengeneye bağlayıp yapıyorduk. El makinaları çıkınca süremiz biraz daha azaldı ama onlarda da hassasiyet yoktu. Ama şimdi yeni makinalarda kopyalama süremiz çok kısaldı. Ancak bir anahtarı çok kopyalamak iyi değil. Fotokopiden fotokopi çektiğinizi düşünün. Kopyaladıkça orijinallikten uzaklaşıyorsunuz. Her kopyada anahtar hafif hafif çapak yapmaya başlar ve dişlilerinde düşüklük olur. Bu durumda arttıkça kilide zarar vermeye başlar. Bu sefer kilit değiştirmek zorunda kalınır” ifadelerini kullandı.

Eskiden çok fazla kapı açma olayının olmadığını günümüzde daha çok arttığının altını çizen Gökkaya, “Eskiden bu kadar çok kapı açma işimiz olmuyordu. Herkes anahtarını komşusuna bırakıp giderdi. Hırsızlık olayı fazla olmuyordu. Komşunun komşuya güveni vardı. Komşular komşularına gelen kişileri tanır ve bilirdi. Şimdi apartmana giriyorum sen kimsin diyen olmuyor. Apartmanda kapı açarken kapıya vuruyorum ses yapıyorum bir Allah’ın kulu çıkıp bu ses nereden geliyor demiyor. Ondan sonra yarın öbür gün bir hırsızlık olunca ben duymadım deniyor. Apartmanlarda komşuluk olayı bitti. Ben kapıyı açıyorum. Yan komşu çıkıp da bakmıyor. Adamın karşı komşusunun kilidi kırılıyor. Tesadüfen çöpü atmak için dışarı çıkınca eve girmeye çalışanları görüyor. Onun haricinde kimse kimsenin umurunda olmuyor” şeklinde konuştu.