Önceki gün akşam saatlerinde gazetemiz avukatı Mehmet Aytekin aradı:
“Sabahattin Bey, CHP İstanbul milletvekili Aydın Ayaydın sizin onun hakkında yazdığınız yazıya dava açtıktan sonra ilaveten ihtiyati tedbir kararı aldırdı yani açılan dava sonuçlanıncaya kadar onun hakkında hiçbir konuda yazı yazmamanız gerekiyordu ama biz size bu kararı bildirmeyi unuttuğumuzdan siz yazmaya devam ettiniz.”
25 yıldır 7 ayrı gazetede aralıksız köşe yazan bendeniz dehşet içindeyim zira böyle bir şey ilk defa başıma geliyor.
Aydın Ayaydın’ın beni dava ettiği ilgili yazımı tekrar tekrar okuduktan sonra Siyasal’da aldığım hukuk eğitimi ve 25 yıllık yazı ve de hakkımda açılan sayısız dava tecrübelerime dayanarak olmaz böyle şey diye isyan ettim.
Ayaydın hakkında yazdığım dava konusu o yazıda hakaretin zerresi yok sadece “Bu adam bir gün ANAP’ta ertesi gün DYP’den milletvekili adayı iken nasıl oldu da CHP’de strateji belirleyen bir konuma geldi” dedim ve Ayaydın’ı mal varlığını açıklamaya davet ettim.
Bu çağrılarımın karşılığı “Benim hesabını veremeyeceğim mal varlığımı yok” olacağına Ayaydın sansür uygulatmaya yani ihtiyati tedbir aldırma yoluna gitti ki emin olun yazılarım ve televizyondaki programlarımdan izleyenler şahittir tam 10 yıldır kıyasıya muhalefet ettiğim ve bana 20′ye yakın dava açan Tayyip Erdoğan hiç bir zaman böyle bir talepte bulunmadı yani susturulmam için harekete geçmedi ki Erdoğan isteseydi mevcut ortamda bunu pekala sağlayabilirdi.
Söyleyin bu tablonun okuması CHP ve Aydın Ayaydın’ın Tayyip Erdoğan’dan daha sansürcü ve yasakçı olduğu değil midir?
Gelelim o kararı veren hakime?
Bu hükmün değil kanun hukukla zerre alakası olmadığı aşikar iken böyle bir sonuç çıkıyorsa bazı şüpheler hasıl olur ki ki HSYK’yı bu kararı veren Zümrüt Eskicindil Göker (32158) isimli yargıcı sorgulamaya davet ediyorum.
Zümrüt Hanım siz hukuk insanı mısınız yoksa Aydın Ayaydın’ın izah edemediği servetinin bekçisi mi? Afrika’nın en ilkel kabilelerinde bile gülünecek o kararı alırken hangi hukuk normuna ve kanun maddesine sığındınız? Hukuk kamu adına görev yapan bir gazeteciyi bu şekilde kıskıvrak bağlayıp susturmak olamayacağına göre bu yaptığınızın bir izahı var mı? Bu durumu kamuoyu, HSYK ve Adalet Bakanlığının dikkatine sunuyorum..
Sol cephe mi dediniz!
Bu ülkede inancın ve milliyetçiliğin ticaretini yapanlar olduğu gibi solculuğun da istismarını yapanlar var ve iki de bir sol cephe inşasından dem vururlar ki önceki gün yine böyle bir kampanya başlatılıdı.
Ben bu gibi kesimleri inanç-ideoloji ve kavram bezirganları diye tanımlıyorum.
Sol cephe talebini seslendirenlere soruyorum bugün CHP’li vekiller örneğin mal varlığını açıklayamayan eski ANAP ve DYP’li Aydın Ayaydın ile PKK avukatı Sezgin Tanrıkulu veya ikinci cumhuriyetçi Binnaz Toprak ya da Nurcu diye tanınan Faik Tunay’ı sol cepheye alacak mısınız?
Soros örgütü TESEV’in 84 nolu Türkiye kurucusu Kemal Kılıçdaroğlu da orada mı olacak?
Peki ya Fethullah sevdalısı Mustafa Sarıgül?
Keza MİT eski Müsteşarı Şenkal Atasagun ile yıllarca esrarengiz ilişkilere girip bugün Che Guevara pozlarını takınanlar solcu olabilir mi?
ABD ile Avrupa Birliğini özgürlük merkezleri gibi görenleri bağrınıza basacak mısınız?
Aynı şekilde PKK’yı kutsayıp Atatürk’e şoven diyenler kucaklanacak mı?
Ermenileri selamlayıp sol millilik olamaz diyenler ne olacak?
Sol cephe fantezisinden önce sol düşünce nedir önce orada uzlaşmak gerekmiyor mu?
Sol cephe diyenler aslında solculuktan geçinenlerdir o kadar!
Yalı mühürlemeden 1 katrilyonluk kıyağa!
Yıl: 1994.İstanbul’da Belediye Başkanlığı seçimini kazanan Tayyip Erdoğan’ın ilk icraatı seçimde kendine bir oy ile vermeyen İhlas Cemaatının patronu Enver Ören’in Sarıyer’deki yalısında bulunan kaçak katı mühürletmek oldu.
O mühürleme olayından sonda Enver Ören beni arayıp şöyle demişti:
-“Sabahattin, Nevzat Yalçıntaş ile Fuat Bol’u Tayyip’e ricacı olarak gönderdim ama gazeteci olarak senden ürker, sen de bu mühürleme olayı için Tayyip’i ararsan iyi olur!”
Evet başkan seçilir seçilmez Enver Ören’in yalısını mühürleten ve İhlas Finans Kurumu battığında beni telefonla arayıp “Ne yapıyor bu Enver Ören, İhlas Finans’ta parası batan yetimlerin feryadı arzı boğar” diyen Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta bu gruba eski parayla tamı tamına 1 katrilyonluk ihale verdi.
Söyleyin hem Tayyip hem de 1994′de onu islam adına büyük tehlike görüp bir oy bile vermeyen İhlas nasıl açıklayacak bu durumu?