İbn’ül Emin Mahmut Esat Seydişehri İslam tarihi eserinde, Hz. Muhammed (s.a.v.) Hayber savaşından dönünce, insanlığın kurtuluş reçetesini şöyle ifade etmiştir;
-Ey nas! Sözlerin en doğrusu, C.Allah’ın kitabıdır. Direklerin en sağlamı, takvadır. Amellerin en güzeli, farz olan amellerdir. Ölümlerin en şereflisi, şehitlerin ölümüdür. Kötülüğün en ağırı, hidayete erip de tekrar sapıklığa düşmektir. İlmin en iyisi, faydalı olanıdır. Hidayetin en güzeli, emirlere uyandır. Körlüğün en ağırı, kalp körlüğüdür
Veren el, alan elden üstündür. Az ve yeterli servet, çok olan ve azdıran servetten daha iyidir. En kötü şey, ölürken yapılan mazeret beyanıdır. Pişmanlığın en kötüsü, kıyamet günü duyulan pişmanlıktır.
İnsanların kimisi, namazı geciktirir. Kimisi de Allah’ı seyrek anar. Hataların en büyüğü, yalan söylemektir. Zenginliğin en hayırlısı, kalp zenginliğidir. Azıkların en güzeli, takvadır. Hidayetin başı, Allah korkusudur.
Şüphe ve kararsızlık, küfürdür. Ölüler için yüksek sesle ağlamak, dövünmek, cahiliye âdetindendir. Devlet malına ihanet etmek, cehennemden ateş közlerini çalmaktır. Mal-mülk kazanıp da zekâtını vermemek, deriyi cehennem ateşiyle dağlamaktır.
İçki, bütün kötülüklerin anasıdır. Gençlik, deliliğin bir çeşididir. Kazançların en kötüsü, ribadır. Yiyeceklerin en acısı, yetim malı yemektir. Bahtiyar, başkasından ders alandır.
Hepiniz, nihayet dört metrelik yere döneceksiniz. Her iş, sonuyla ölçülür. Haber yayanların en adisi, yalan haber yayandır. Gelmesi muhakkak olan bir şey, uzakta olsa, yakındır. İnanan kimselere hakaret etmek, günahtır. Bir müminin aleyhinde konuşmak, dedikodusunu yapmak, kıskanmak, Allah’a karşı gelmektir. Müminin kanı haramdır.
Kim kötü bir iş için, Allah’ın adıyla yemin ederse, C.Hak o kimseyi rüsvayı eder. Kim bağışlarsa, Yüce Allah o kimseyi yüceltir. Kim belaya karşı tahammül ederse, C.Hak onun kaybettiklerini fazlasıyla verir, Allah’a karşı gelen, mutlaka ceza görür. Kim dedi- kodu dinlerse, Yüce Allah onu rezil eder. Kim sabrederse, onun da mükâfatını kat kat verir
Allah’ım beni ve ümmetimi bağışla” diye üç kez tekrarlar. Sonra ümmetine şu tavsiyede bulunur;
Hastalıktan Evvel Sıhhatin,
Meşguliyetten Evvel Boş Vaktin,
Yaşlılıktan Evvel Gençliğin,
Fakirlikten Evvel Varlığın,
Ölümden Önce Hayatın Kıymetini Biliniz, buyuruyor.
Yunus Emre bu konuyu ne güzel dile getirmiştir:
 
“Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?
Malda yalan, mülk de yalan, var birazda sen oyalan. Devamında ise;
Biz dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua, edenlere selam olsun
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, 
Ecel büke belimizi, söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi, soranlara selam olsun
  ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Sala verile kastımıza, gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun
Derviş Yunus söyler sözü, yaş doludur iki gözü
Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun” diyor
Bir gönül eri de şu nasihati dile getiriyor:
Kısmet ederse Mevla; el getirir, yel getirir, sel getirir
Kısmet etmezse Mevla; el götürür, yel götürür, sel götürür
Şu geçici dünyada mal ve para hırsıyla insanlıktan çıkanların ibret alacağı çok şeyler vardır. Gören göz, işiten kulak, hisseden kalbi olanlar, bu nasihatlerden hissedar olurlar.