Hazret-i Ali (r.a.) 600 tarihinde Mekkede doğdu ve 661 yılında Küfe’de vefat etti.
Hazret-i Ali’nin en büyük özelliği ilmi, takvası, veciz ve özlü konuşmasıdır. "Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır" hadis-i şerifi, onun ilimde üstünlüğünü göstermektedir. 
Hazret-i Ali’nin  “Nehcü'l-Belâga” eserinde zikrettiği öğütlerinden bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum;
 -Ey oğul!  Ecdadını örnek al, Allah'a sığın.
- Kendini başkalarının yerine koy. Kendin için istediğin şeyi başkaları için de iste.
-Kendini beğenme. Kibir kalbin afetidir. Gücünün yetmediği şeylere karışma.
-İyi kimselerle düş, kalk. Çok konuşan, dostlarını gücendirir.
-Haram ne kötü yemektir. Güçsüzlere zulüm, zulmün en çirkinidir.
-Rızık ikidir. Birini sen ararsın, biri de seni arar. Eğer sen ona gitmezsen o sana gelir.
- Elinden gidene üzülüyorsan, eline geçmeyen şeylere de üzül.
-Acıyı gördükten sonra öğütten ibret alanlardan olma
-Gerçek dost, sen yokken seni tasdik edendir. Asıl garip, bir dosta sahip olmayandır.
-Bir kötülük işlediğin zaman, tövbe et.
-Nereye kaçarsan kaç, seni takip eden ölümden kurtulamazsın.
-İnsanların dünyada uzun süre yaşamaları seni mağrur etmesin. Dünya, havlayan köpek ve vahşî hayvanlar gibidir. Birbirlerine saldırırlar. Zengin fakiri, büyük küçüğü ezer.
-Kötülükle elde edilen iyilik, iyilik değildir.
-Çok konuşan çok yanılır. Her konuşan doğru konuşmayabilir.
- Fırsatları iyi değerlendir. Lokma boğazında durmadan kendine gel.
-Kalbini öğütle yaşat, hikmetle aydınlat. Sık sık ölümü an, ölümü anmak kalbi yumuşatır.
-En büyük zenginlik akıl, en büyük vahşet kibir,  En büyük fakirlik ahmaklık, en büyük meziyet güzel ahlâktır.
Dostlar! Bu öğürleri inanarak uygulayan insanlar asla ümitsizliğe düşmez ve karamsar olmazlar. Umarım bu güzel sözlerden yararlanmasını biliriz, geleceğe güvenle bakarız.