Necdet Özel’in komutan olduğu Genelkurmay Karargâhı cemaat gazetelerini peş peşe ağırlayıp röportajlar verince bu sütundan “Genelkurmay tarikata mı girdi” diye sordum.
Vay ben miyim bu soruyu soran!
Ergenekon ve Balyoz kahramanlarına yapılan hukuk cinayetlerine bigâne kalan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel harekete geçti ve hapsedilmem için savcılığa müracaat etti.
Şükür, Türkiye’de hukuk ve kanun nedir bilen savcılarımız hâlâ var ki bu talep manifesto sayılabilecek bir gerekçe ile reddedildi.
Peki, sonrası mı?
Bu reddin hemen akabinde Milli Savunma Bakanlığı aracılığı ile bu yazım için eski para ile 20 milyarlık tazminat davası açıldı.
Amaçları net, beni korkutup sindirmek!
Söyleyin sevgili okurlar, benim o yazım şahsımı mı ilgilendiriyor?
TSK’ya tarikatların sızması, bu kurumun bir insanın akciğer kanserine yakalanması misali bir felaket değil midir? Dolayısı ile TSK’yı bu ülkenin bekası adına olmazsa olmaz gören bir gazeteci olarak böyle bir soru soramaz ya da ikaz edemez miyim?
Bu arada Necdet Paşa, yapma beni korkutamazsın!
Ayrıca benim yazılarım bu ülkenin birliği ve dirliği içindir. Sen git, ülkeyi cehenneme çeviren siyasal İslamcı çeteler ve PKK eşkıyası ile uğraş!
MANSUR YAVAŞ KİMLERİ UYUTMUYOR?
Önce bir tespit:
CNN Türk’te izlediğim Mansur Yavaş, donanımı ile çok iyi bir izlenim bıraktı.
Onun tek eksiği, risk alabilme kabiliyetiydi ki geçmişte bu sebepten ötürü Mansur Bey’i ben de eleştirmiştim ama bugün o eksikliğini kapattı.
Hep söylüyorum; meydan okumayı bilmeyen, önder olamaz!
Kendine güvenmeyen, başkalarına güven veremez!
Mansur Bey’in önceki akşamki genel görüntüsü ve mesajları Murat Çelik ve Deniz Zeyrek’in ajitasyonlarına rağmen on numaraydı… Programda sadece Ahmet Hakan ile Utku Çakırözer tarafsız kalabildi.
Gelelim Mansur Bey’in kimlerin uykularını kaçırdığına?
Birinci isim Melih Gökçek’tir ki panikle Beyaz TV’ye koşmuştur.
Panikleyen ikinci isim Devlet Bahçeli’dir; zira Mansur Bey Ankara’da kazanınca o MHP’nin başından gidecek.
NOT: Adını bilmediğim MHP Müdürünün bir eniğine bana havlama görevi verilmiş… Çomar oğlan dengim ve hemcinsim değilsin, sahibin gelsin!
MEHMET CENGİZ’İN HAKLI İSYANI
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcılarından hukukçu Mehmet Cengiz haklı olarak isyan etti ve tutukluluk bağlamındaki önerilerini somutlaştırarak TBMM üyelerine gönderdi.
Cengiz’in teklifi özetle şöyle:
“- Yargısız infaza dönüşen uzun tutukluluklara son verilmelidir. Azami tutukluluk süresi, “2+1=3 yıl” olduğu kabul edilmelidir. Mevzuatımızda yasal dayanağı bulunmayan ve temyiz aşamasındaki tutukluluğu tutukluluktan saymayan “tutuklu” ve “hükmen tutuklu” ayrımı ortadan kaldırılmalıdır.
- Tasfiye halindeki Özel Görevli Mahkemelerin geçici bir hükümle görevlerini sürdürmesine olanak tanıyan düzenleme ve kapatılmış bu mahkemeleri bir başka adla kuran yasa hükümleri yürürlükten kaldırılmalıdır. Özel Görevli Mahkemelerin görevlerinin sona erdiği 2 Temmuz 2012 tarihinden sonra verdiği kararlar, kesinleşmiş olsa dahi görevli ve yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinde yeniden ele alınmalı ve davalar yeniden görülmelidir.”
Evet… “Acil Özgürlük Paketi”nde öncelikle yer alması gereken zorunlu düzenlemeler bunlar. Mehmet Cengiz Bey’in dediği gibi, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Mugalatayı bırakın ve harekete geçin; zira bir ay oldu, laftan öte bir şey yok…
B.K HAVUZUNDA YÜZENLER
Sabah-ATV bağlamında mahkeme kararı ile yapılan telefon dinlemeleri ortada.
İhale karşılığı kimi müteahhitlerin havuza nasıl işedikleri ispatlı.
Soruyorum; bu net pislik tablosuna rağmen hâlâ o gazetede ve televizyonda çalışmak b.k havuzunda yüzmek değil midir?
Mehmet Barlaslara, Engin Ardıçlara, Mahmut Övür ve benzerlerine çok görmem de Yavuz Donat oraya yakışmıyor.
Sadece o değil Hıncal Uluç da yakışmıyor; zira bu iki isim hâlâ bir seviyeyi temsil ediyor.
Anlamakta zorlandığım bu b.k havuzunun hâlâ nasıl gazete ve televizyon olarak kabul gördüğüdür?